Efsanenin oğlu geliyor

Güncelleme Tarihi:

Efsanenin oğlu geliyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2013 00:00

Çağdaş müziğin efsanevi ismi besteci Karlheinz Stockhausen’in, babasının gölgesine sığınmayan trompetçi oğlu Markus Stockhausen önderliğinde kuruldu Trio Lichtblick.

Haberin Devamı

Ekip, ilk İstanbul konserini 8 Mart Cuma gecesi Borusan Müzik Evi’nde verecek. Stockhausen ile müzik eğitiminden babasıyla olan anılarına uzanan bir sohbet yaptık.


Müziğin hayatınızdaki işlevi nedir?
- Müzik, insanın kendisi hakkında kısa zamanda pek çok şeyi keşfetmesine yardımcı oluyor. Bir başka işlevi de insanlara duygular yoluyla bir mesaj vermek, bir hikâye anlatmak, kendi iç dünyanızı başkalarına açmak.
Babanız Karlheinz Stockhausen, Björk’ten Frank Zappa’ya pek çok müzisyeni etkilemiş bir sanatçı. Gölgesinden sıyrılmak zor mu?
- Babamdan çok şey öğrendim. Bana müziğin karmaşıklığını, icracılıkta adanmışlığın ve profesyonel yaklaşımın ne kadar önemli olduğunu gösteren de odur. Onun oğlu olmak şu anda yaptığım işi iyi yapıyor olmamın nedeni; büyük bir şans ve büyük bir sorumluluk. 2001 yılında kendi yolumu çizmeye karar verdim ve büyük topluluklar, orkestralar için beste yapmaya başladım. Şu an, prömiyeri 27 Mart’ta yapılacak, Hamburg Senfoni için büyük bir orkestral eser yazıyorum. Elbette benim müzik tarzım babamınki kadar radikal değil. Daha melodik ve armonik olarak daha klasik bazlı bir müzik.
Bu isimlere eklememiz gereken biri daha var. Caz trompetçisi Miles Davis’in müziğiniz üzerindeki etkisi nasıl oldu?
- Etkilendiğim ilk isim Freddy Hubbard’dı. Onun çalışına bayılmıştım. Hatta sürekli ‘First Light’ dinliyordum. Sonra Miles Davis’in ‘In a silent way’i beni çok etkiledi. Tabii onu başkaları takip etti; Kenny Wheeler, Palle Mikkelborg ve Art Farmer gibi... Daha ziyade etrafımda olan, tanışıp görüşlerini alabildiğim isimlerdi bunlar. Avrupa cazında bizim eşsiz bir şeyimiz var, bizi ABD odaklı cazdan ayıran bir şey.
Trio Lichtblick adı nereden geliyor?
- Üçlü olarak birlikte çaldığımız ilk birkaç konser sırasında kaydettiğimiz ilk CD’mizin adı Lichtblick’ti. İtalya’da üçlümüz ‘Trio Lichtblick’ olarak anılıyordu, biz de grup ismi olarak benimsedik.
Comisso ve Thome ile ne zaman ve nasıl bir araya geldiniz?
- Bir gün Angelo Comisso beni aradı. Rainer Bröninghaus ile birlikte kaydettiğim ‘Continuum’u dinlemiş ve çalışımı çok beğenmiş. Bu şekilde tanıştık. Birlikte birkaç konser verdik. Sonra ben Christian Thome’dan bize katılmasını istedim. Gruba müthiş uyum sağladı ve 2004’ten bu yana birlikte çalıyoruz. Benim için Trio Lichtblick, 80’lerde Brüninghaus ile çaldığımız üçlü ve 90’larda kardeşim Simon ile kurduğumuz APARIS’in bir devamı gibi...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!