Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2004 00:00
EskiÅŸehir’de EÄŸitim Karikatürleri MüzesiAnadolu Ãœniversitesi’nde 17 Aralık 2004 tarihinde EÄŸitim Karikatürleri Müzesi açıldı. Ãœniversitede daha önce de Cumhuriyet Tarihi Müzesi ile ÇaÄŸdaÅŸ Sanatlar Müzesi açılmıştı. Çok sayıda Türk ve yabancı sanatçının yapıtlarından oluÅŸan bir koleksiyonu bulunan müze Tan Oral’ın ‘EÄŸitim’ adlı sergisiyle hizmete girdi. Anadolu Ãœniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç, EskiÅŸehir’in Odunpazarı semtindeki SÄ°T alanı içinde bulunan iki katlı tarihi bir binanın restore edilerek müze haline getirildiÄŸini söyledi.ErdoÄŸan Åžuhubi toplantısı27 Aralık 2004 Pazartesi günü saat 16.00’da Ä°TÃœ Eski Maden Fakültesi’nde TÃœBA’nın düzenlediÄŸi bir toplantı var. Açılış konuÅŸmasını TÃœBA BaÅŸkanı Engin Bermek’in yaptığı ErdoÄŸan Åžuhubi Toplantısı’nda Åžuhubi, bilimsel kariyeriyle tanıtılıyor. Gülay Altay ve Cengiz Dökmeci ‘Cumhuriyetimizin yetiÅŸtirdiÄŸi uluslararası bir bilim insanı: ErdoÄŸan Åžuhubi’yi anlatıyorlar. Celal Åžengör ise ‘Anlamak ve anlatmak tutkunu bir öğretmen’ baÅŸlıklı konuÅŸmasıyla yer alıyor.MASAJ VE EĞİTÄ°MSÄ°Z MASÖRLERSayın ÇaÄŸlayan, Hürriyet Bilim'de saÄŸlıkla ilgili konuları ilgiyle izliyorum. Ben de size saÄŸlıkla ilgili baÅŸka bir sorunlu konuyu aktarmak istiyorum. Kadim ve evrensel bir tedavi yöntemi olan masajın ülkemizdeki eÄŸitiminin bilimsel yönünü bilmem biliyor musunuz? Ä°zninizle kısaca özetleyeceÄŸim:Ãœlkemizde, hamamlardan tutun da, üniversiteler, saÄŸlık bakanlığı, sosyal sigortalar gibi kamu kuruluÅŸları kliniklerinde, spor kulüplerinde, güzellik salonlarında, saunalarda, büyük otellerde ve de evlerde yaygın olarak masaj uygulanır. Ama, bu uygulamayı yapanların kim olduklarını, ne yaptıklarını, yaptıkları iÅŸi nerede ve kimden öğrendiklerini, neyi ne kadar bildiklerini, yetkilerinin ne olduÄŸunu SaÄŸlık Bakanlığı dahil kimse bilmez ve kimse de onlara bu iÅŸi nasıl, niye yapıyorsunuz diye sormaz. Masaj yapan birisini birkaç kez izleyen, eli ve çenesi de biraz iÅŸliyorsa, kadın olsun, erkek olsun, çantasına bir ÅŸiÅŸe yaÄŸ ve talk pudrası koyup "ben masörüm" diye ortaya çıkabilir; olanak bulduÄŸu her yerde de istediÄŸi gibi çalışabilir. Bazılarının elinde yurtdışında katıldıkları kurslardan aldıkları, bazılarının da üniversitelerin, SaÄŸlık ve Milli EÄŸitim Bakanlıklarının zaman zaman açtıkları bir iki haftalık kurslardan aldıkları ve diploma olarak gösterdikleri kağıtlar vardır. Ne var ki, SaÄŸlık Bakanlığı ya da üniversitelerimizce belirlenmiÅŸ kriterler ve eÄŸitim programı olmadığı için, bu belgelerin ne anlam taşıdığı belli deÄŸildir ve bunları deÄŸerlendirecek bir kurum da yoktur! Ayrıca, ben masörüm diyen yabancı uyruklular da, özellikle turistik otellerde hiçbir yasal izne gerek duymadan serbestçe çalışabilir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okullarıyla Spor Akademilerinde de masaj sınırlı saatlerle ek ders olarak verildiÄŸinden, bu okullardan mezun olanların bazıları, ya uzmanlık alanlarında iÅŸ bulamadıklarından ya da daha kárlı bulduklarından otellerde, saunalarda masörlük yaparlar. Özellikle yazın, güneydeki büyük oteller açılıp masör talebi artınca, onlara da gün doÄŸar! Bir tedavi aracı olan ve bilimsel eÄŸitim gerektiren masajın Batı’daki özel okullarında, 11-12 yıllık temel öğrenimden sonra iki yıl 2300 saatlik anatomi ve fizyoloji bilgisiyle mesleki eÄŸitimi içeren ders programları vardır. Bizde, bir tek özgün okulu olmadığı gibi, masörlük SaÄŸlık Bakanlığı’nca bir meslek olarak da onaylanmamıştır. Yani bakanlık katında diÅŸ, laboratuvar, röntgen vb. teknisyenlikler meslektir de, masörlük meslek deÄŸildir! Daha ilginciyse, okulu olmayan, meslek olarak kabul edilmeyen masaj, tüm saÄŸlık kuruluÅŸlarının tedavi listelerinde yazılıdır ve alınan ücret devlet dahil sosyal kuruluÅŸların kasalarına gelir olarak girer. Ama hiçbir bordroda "masör" ismine rastlayamazsınız! Bu uygulama Türkiye Cumhuriyeti kurulduÄŸundan beri böyle sürmekte, ne bakanlık, ne üniversitelerimiz ve ne de maliye konuyla ilgilenme gereÄŸi duymaktadır. Ä°ÅŸin bir de toplumsal ve ekonomik yönü var. Ãœlkemizde binlerce lise mezunu genç sokakta boÅŸ geziyor, iÅŸ ve meslek arıyor!... Hikmet Bey, iÅŸte size evrensel bir tedavi aracının ülkemizdeki bilimsel ve toplumsal yüzü!...Dr.Necdet TunaFizik Tedavi ve Rehabilitasyon UzmanıNecdet Tuna necdet.tuna@veezy.comUzay, Mars ve biz2004’ün en önemli bilim olayları nelerdi? Her yıl dünyada bilim dergileri bu konuda kendilerine göre bir seçme yapar. Kimi dergi, bu olayları dar kapsamda, mesela 10 konuyla sınırlı tutar, kimisi de listesini geniÅŸ tutarak çeÅŸitli disiplinlerde gerçekleÅŸen önemli bilimsel buluÅŸların listesini yayımlar. Biz geçen hafta sadece saÄŸlıkla ilgili geliÅŸmeleri duyurmuÅŸtuk. Yarınki Hürriyet’in Pazar ekinde, dört haftadır yayımlanmakta olan bilim sayfasında, ünlü Science dergisinin seçtiÄŸi 10 konuya ayrıntılı olarak yer veriyoruz.Science’a göre 2004’ün en önemli bilimsel buluÅŸu, Mars’a gönderilen Opportunity ve Spirit araçlarının ‘Mars’ın bir zamanlar sularla kaplı olduÄŸunu’ keÅŸfetmesiydi. Hem bolca! Sadece sualtında yetiÅŸen ‘goethite’ minerali ve varlıkları suya iÅŸaret eden tortul kayalar keÅŸfedildi. Åžimdiki soru, acaba su en son ne zaman ve niçin yok oldu gezegenden? Bu soru, yerküremizin geleceÄŸi ile de ilgili..Ä°kinci sırada, Endonezya’nın Flores adasında bulunan en küçük insan türüne ait iskeletler. Homo floresiensis adı verilen bu insanın kafa hacmi bizimkinin üçte biri kadar. Ama akıllı, çünkü kullandığı aletler bulundu. Peki kafa neden küçük? Ada teorisi: Adanın kıt olan kaynaklarından mümkün olan en uzun süre yararlanabilmek için beden ölçülerini küçülttü! Bu teoriyi destekleyen ilginç diÄŸer bulgu da, örneÄŸin filin küçültülmüş halinin iskeletleri.. DiÄŸer ilginç yön: Bizim neslimiz dünyaya yayılırken, onlar da adada yaşıyordu!3) Güney Koreli bilim insanlarının insan embriyonunu klonlaması. Amaç, embriyonik kök hücreler elde ederek karmaşık hastalıklara yeni tedavi yolları geliÅŸtirmek ya da hastaya genetik olarak uyan yeni hücreler üretmek. 4) Çok çok uç noktalarda yaÅŸayan bazı canlıların keÅŸfi. Zor koÅŸullarda yaÅŸayan dayanıklı canlıların DNA’sı inceleniyor...5) Genleri doÄŸru zamanda doÄŸru yere yönelten eÅŸsiz kontrol mekanizması keÅŸfedildi. Åžimdi, bütün DNA’ların fonksiyonlarını belirleyecek yeni bir proje baÅŸlatıldı.6) Astrofizikçiler, aralıklı ve muntazam radyo dalgaları veren gök cisimleri olarak tanımlanan çift sistemli pulsarlar keÅŸfetti. Nötron yıldızı araÅŸtırmalarında bir dönüm noktası. 7) Büyük canlı yokoluÅŸu sürüyor. KurbaÄŸa türleri gibi karada ve suda yaÅŸayabilen amfibilerin yüzde 30’unun soyu tükenmek üzere. Türlerin sayıları azalırken, iklim deÄŸiÅŸikliklerine baÄŸlı olarak örneÄŸin bitkiler daha erken çiçek açıyor, kuÅŸlar göç alışkanlıklarını deÄŸiÅŸtiriyor.8) Bir grup bilimci sıvı haldeki suyun yapısıyla ilgili yüzyıllık bilgilerin yanlış olabileceÄŸini iddia etti. 9) Yoksul ülkelerde AIDS dahil salgın hastalıkların tedavisi ve ucuz ilaç tedariki için yeni bir örgütlenme modeli umut yarattı. 10) ABD’li ve Avusturyalı bilim insanları fermiondan, atomların birleÅŸerek bir süper-atom oluÅŸturduÄŸu bir kuantum durumunda, yeni bir tip ultrasoÄŸuk gaz yarattı. Gelecek haftaya kadar sevgi ve dostlukla. EditörÂ
button