Editör

Güncelleme Tarihi:

Editör
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 29, 2004 00:00

Matematik Dünyası’nın yeni sayısıAli Nesin’in yayın yönetmenliÄŸini yaptığı, lise ve üniversite öğrencilerini okur kitlesi seçen, ancak profesyonel matematikçilerin de okuduÄŸu Matematik Dünyası’nın yeni sayısı çıktı. Düşünmeye, soru sormaya ve araÅŸtırmaya teÅŸvik eder, soyut ve analitik düşünme yeteneÄŸini geliÅŸtirir. Son sayısının satışı 10 bini aÅŸtı. Matematikle yakından ya da uzaktan ilgilenen herkesin sonsuz yararlanacağı, her kütüphaneyi zenginleÅŸtirecek dergide matematiÄŸin güzelliÄŸini ve zenginliÄŸini paylaÅŸacaksınız.Bu yılın ikinci sayısında kapak konusu: Halkalar, Asallar ve Ä°ndirgenemezler.. Ebob’la Ekok; Çin Kalanlar Teoremi; p-sel Sayıları Hissetmek; Halkalar, Sıfırbölenler, Asallar, Ä°ndirgenemezler vb.; Polinomların Kökleri; Polinomlarda Ä°ndirgenemezler; Biçimsel Güç Serileri; Cahit Arf Matematik Günleri III-2004; Bölüm Cisimleri ve YerleÅŸtirme Halkaları; Tek Çarpanlama Bölgeleri ve Polinomlar; MatematiÄŸin Kısa Bir Tarihi Äž Ali Ãœlger; Tarihten Bir Yaprak Äž Ercan Kumcu; Yirminci Yüzyılda MatematiÄŸi Sarsan Temel Düşünceler Äž Timur Karaçay; Ulusal Matematik Sempozyumu Açılış; Kodlama Kuramı; Polybius fiifresi Äž Ali Eskici; Geometri Äž Topoloji; Geometri Köşesi: Napoléon ve Van Aubel Teoremleri Äž Mustafa YaÄŸcı; Topoloji Köşesi: Tamsayılarda Ä°lginç Bir Topoloji Äž DoÄŸan Bilge ve Ali Nesin; Problemler ve Çözümleri Äž Refail Alizade; DoÄŸuÅŸ Ãœniversitesi 2004 Liselerarası Takım Yarışması Soru ve Yanıtları; Antalya Matematik Olimpiyatı Birinci Seçme Sınavı; Problemler Ağı Äž M. Emin Gönal; Bilgisayar; Bilgisayar Bilimi Köşesi: Gerçekten Sıralayalım Äž Chris Stephenson ve Ali Nesin; Felsefe; Bakış Açısı: Kraliçen Güzel mi? Äž Bekir S. Gür; Abrakadabra: Hoker Poker; Eureka! Murat Kipel; Yayın: David Blatner’in ‘p CoÅŸkusu’ Äž Ali Nesin; Satranç Köşesi: Ä°nsanlar Nasıl Satranç Oynar? Äž EÅŸref EÅŸkinat; Ä°nternet Dünyası: Zeká Problemleri Sitesi ÄžVebi DeryaAbonelik ve iletiÅŸim: www.md.math.bilgi.edu.trCumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığıwww.mimarlikmuzesi.org sitesinde faaliyete geçen Mimarlık Müzesi’nde ‘Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı‘ sergisi baÅŸladı. Küratörlüğünü DoÄŸan Hasol’un yaptığı sergi, 1920’lerden günümüze Türk mimarlığına damgasını vuran yapılarla mimarlığımızın aldığı yolu ve yönelimlerini gözler önüne seren bir antoloji niteliÄŸinde. Sergi , I. Ulusal Mimarlık Akımı, Genç Cumhuriyet’in Yabancı Mimarları, ÇaÄŸa Uygun Anlayış, II. Ulusal Mimarlık Akımı, 1950’ler ve Modernizm, 1960’lar ve son olarak 1970’lerden Günümüze adındaki baÅŸlıklar altında, kronolojik bir düzende hazırlandı. Her akımın temel özelliklerini yansıtan yapılardan geniÅŸ bir seçki sunan sergide, içinde bulunduÄŸu dönemi ve akımı yansıtan yapılara yer verildi. Mimarlık Müzesi’nde ayrıca; Pullar ve Mimarlık ve Sedat Çetintaş’ın Çizgileriyle sergileri devam etmektedir. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız:www.mimarlikmuzesi.org Tüm yeni tanı ve tedaviler14-19 Eylül 2004 tarihileri arasında yapılacak olan ve İç hastalıkları konusunda Türkiye’de düzenlenen en geniÅŸ kapsamlı kongre ‘6. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi’ Genel Dahiliye, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Gastroenteroloji, Nefroloji, Allerji Ä°mmünoloji, Onkoloji, Hematoloji, Endokrinoloji, Romatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Geriatri, YoÄŸun Bakım, Acil Dahiliye’de yeni tanı ve tedaviler gündeme gelecek. Konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde uzman ve söz sahibi, konuÅŸmacıların katılacağı kongrede; Nefroloji, Kardiyoloji, Hematoloji, Geriatri, Göğüs Hastalıkları, Alerji, YoÄŸun Bakım vb. konu baÅŸlıkları altında: Kanser, Akut Koroner Sendromlar,Sık rastlanan Ä°nfeksiyon Hastalıklarında Tanı ve Tedavideki Yenilikler, Ä°nsülin Direnci Sendromu, Alerjik Hastalıklar,Romatizmal Hastalıklar, Ventrikül Aritmiler gibi pek çok konuda bildiri, panel ve konferans düzenlenecek. Kongre öncesinde ise, ‘EKG’Kursu ve ‘İç Hastalıkları EÄŸitim ve Uygulamalarındaki Sorunlarının’ paylaşılacağı bir program gerçekleÅŸtirilecek.‘Etken Maddeler’in DansıErkeÄŸin dünyada egemen konuma sahip olmasında birinci ‘etken madde’ olan erkeklik hormonu testosteron ile diÅŸilik hormonu östrojen, bir anlamda birbirlerinin siyah-beyazı.. Ä°kisi birlikte varoldukları zaman bir anlam kazanıyorlar. Yani biri yoksa, diÄŸeri de yok. YaÅŸamın ana itici gücü, bu iki hormon. Hayatın sürmesini besliyor, teÅŸvik ediyor, hatta üremeyi saÄŸlıyorlar.YaÅŸama, bu iki etken maddenin dansı olarak da bakabiliriz..Bu dans, zamanın ve evrenin bir belirli aralığında baÅŸladı; helezonik biçimde, itmi-çekme ile, kıvrıla kıvrıla, kendini durmadan yenileyip tekrar ederek, sanki varoluÅŸun sonsuzluÄŸuna doÄŸru sürüp gidiyor! Gelecek açısından bilemediÄŸimiz büyük deÄŸiÅŸiklikleri, gizleri içinde barındırarak..Saf ve salt cinsel yönden baktığımızda, bu dansın, doÄŸasından, biyolojisinden gelen bir özellik var: Testosteronun aktifliÄŸi.. Östrojenin pasifliÄŸi.Ama bu aktif ve pasiflik cinselliÄŸin her anlamında var! Cinsel organların konumundan ve biçiminden tutun, döllenmeyi saÄŸlayacak spermanın aktarılma biçim zorunluÄŸuna kadar (Buna ‘pozisyon’ deniyor!). Aktif ve pasiflik, biyolojik varoluÅŸun ta kendisi gibi.Åžimdi bu konuda, süredir üzerinde çalıştığım hipotezimi burada ilk kez açıklayacağım ve bir önlem önereceÄŸim!* * *Açıklama: Hem testosteron hem östrojen, sahiplerine, kendi rollerini oynatıyor. Yani kadının cinsel birleÅŸmede tercihi, esas olarak pasif rolde kalması, erkeÄŸin aktif rolde bulunması. ErkeÄŸin de esas tercihi, kadının pasif ve kendisinin aktif rolde olması. Bu aktif rol, esas olarak da, kadının altta, erkeÄŸin de üstte olmasını öngörüyor. Cinsel birleÅŸmelerin süre, kapsam ve sona eriÅŸi açısından, bu rolleri egemen. Ayrıca, kadın en çok hazzı kendisinin pasif ve erkeÄŸin aktif konumundan, erkek de kadının pasif ve kendinin aktif pozisyonundan alıyor. Aktiflik ve pasiflik, varoluÅŸun evrimsel sürdürülebilmesi için bir zorunluluk. Çünkü, döllenmeyi en çok kesinleÅŸtirecek olan bu birbirine ters konumlar ve zıt duygular, yani özetle aktiflik ve pasiflik.. Kaçınılmaz olarak, bu konumlar kendi sentezini oluÅŸturuyor! DoÄŸa, üremeyi, raslantısallığa asla bırakmıyor, gerekli bütün önlemlerini her anlamda alıyor.Hipotez: Kadın- erkek arasında cinsel birleÅŸmede en çok tercih edilen ve istenen aktif ve pasif doÄŸal durum, yani cinsel birleÅŸmede erkeÄŸin egemen konumu, doÄŸal olarak, toplumsal ve sosyal açıdan da erkeÄŸin egemen konumunu pekiÅŸtiren en büyük etkenlerden biridir. Bu olgu, erkeÄŸin kadın üzerindeki bütün tasarruflarında önemli rol oynuyor.Öneri: Cinsel birleÅŸmede feminist bir bilinçle pozisyon deÄŸiÅŸikliÄŸi, erkeÄŸin toplumsal ve sosyal egemenliÄŸinin sınırlanmasında önemli bir rol oynayabilir. Bilgi: Bu özgün hipotez, baÅŸlatılan bilimsel bir araÅŸtırmanın konusu durumundadır. Gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla..EditörÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!