Edebiyat, televizyondan daha eğlenceli dediler 100 bin dergi bastılar

Güncelleme Tarihi:

Edebiyat, televizyondan daha eğlenceli dediler 100 bin dergi bastılar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2006 00:00

Yeni bir edebiyat dergisi çıktı. Alkım Kitabevi’nin çıkardığı bu haftalık derginin ismi K. Bu dergiyi diğerlerinden ayıran çok önemli bir özelliği var: Fiyatı sadece 1 YTL ve ilk sayısı tam 100 bin basılıp bugün dağıtıldı. Peki Türkiye’de bir edebiyat dergisini alacak 100 bin kişi var mı? Alkım Yayınları’nın sahiplerinden Başar Arslan "Bence var" diyor. "Çünkü edebiyat aslında televizyondan daha eğlenceli."

Birkaç yıl önce, çok satan ucuz kitap deneyini ilk başlatan Alkım Yayınları şimdi de aynısını bir edebiyat dergisiyle deniyor. "K" adını taşıyan 1 YTL’lik edebiyat dergisi, bugün piyasaya verildi.

Alkım, çoktandır böyle bir dergi çıkarmayı düşünüyordu. Geçen ilkbaharda çalışmalara başlandı. Hem ağırbaşlı, hem çekici ve hem de hareketli bir mizanpaj bulabilmek için çok uğraşıldı.

Alkım’ın sahiplerinden Başar Arslan’a 100 binlik baskıdan nasıl bir sonuç beklediklerini soruyoruz. " Ne kadar satacağını göreceğiz" diyor. "Doğrusu satış rakamına şu anda çok da aldırmıyoruz. Bir YTL ’ye satılan dergiyi yüz bin adet bastık çünkü isteyen herkes bu dergiye ulaşabilsin, okuyabilsin, edebiyat ortak bir konu haline gelsin istedik. Bunu da başaracağız. Türkiye, kalitenin, sanatın, edebiyatın sıkıcı olmadığını keşfedecek. Bu dergiyi okuyanlar, sadece entelektüellerin bildiği yazarların kendilerine ne kadar yakın olduklarını, onları severek bazen de onlara kızarak öğrenecekler. Bu öyle bir dergi ki her okuyucu yeni bir okuyucu daha kazandıracak. Bu dergiyi okuyan birinin okuduklarını kendisine saklaması imkansız, mutlaka paylaşmak isteyecektir. Edebiyatın televizyondan daha eğlenceli olduğunu göstereceğiz."

OKUMA YAZMA BİLEN HERKES HEDEF KİTLE

Derginin hedef kitlesi belli bir entelektüel kesim değil. Başar Arslan "okuma yazma bilen herkes" diyor. K ’yı okuyanlar, edebiyat dünyasının şaşırtıcı arka planını, yazarların olağanüstü hikayelerini, dünya ve Türk edebiyatının dahilerinin hayatlarını öğrenecekler. Sevdikleri kitapların hangi şartlarda yazıldığını görecekler.

"Bu dergiyi okuyan herkesin, anlatacak hikayeleri olacak" diyor Arslan: "Bundan sonra bir kalabalığa girdiğinizde kimin K dergisi okuduğunu kimin okumadığını rahatlıkla anlayacağınızı sanıyorum. Herkesin ilgiyle dinlediği hikayeleri anlatan biri büyük bir ihtimalle bu derginin okuyucusudur. Bu dergi sayesinde, insanların ortak konularının sadece sıradan, ezberlenmiş konular, haberler, dedikodular değil, onlardan çok daha eğlenceli ve derinlikli maceralar olsun istedik. Gençlerin de dostluklarını, ilişkilerini geliştirmekte, bu dergi de okudukları yazılardan yararlanacaklarını, her zaman anlatacak hikayeleri olacağını umuyoruz. "

Mehmet Güreli ve Cafer Yarkent’in yayın danışmanı olarak katkıda bulunduğu derginin genel yayın yönetmeni Sabri Beykal, yazı işleri müdürü Rengin Soysal ve Elif Gülümser.

Başar Arslan, "Yazıların hem bilgi veren, hem eğlendiren, hem de edebi bir tada sahip olmasını istedik, bunun için de çok genç ve parlak bir yazarlar ekibi oluşturduk" diyor. "K Dergisi’nden geleceğin Türk edebiyatının yıldızlarının çıkacağını göreceksiniz. Türk edebiyatına hiçbir katkısı olmasa bile yeni ve şaşırtıcı derecede yetenekli yazarlar kazandırmak gibi bir katkısı olacak bu derginin."

NEDEN K HARFİ?

"Derginin tek harfli bir ismi olsun istedik", diyor Başar Arslan. "Ama bu harfe bir anlam yüklemek isteyen olursa da K harfi birçok anlamı yüklenmeye hazır bir harf."

İLK SAYIDA NELER VAR?

K Dergisi, edebiyat dünyasındaki gelişmeleri, yazarların bilinmeyen yönlerini kolay okunur bir dille anlatıyor. İlk sayısında Türkiye’de deneme kitaplarıyla tanınan Alain de Botton’la Sanem Altan ’ın yaptığı bir röportaj, kapak konusu. Tevfik Fikret’in bilinmeyen yönünü (kadınlarla ilişkisi, eşi Nazıma Hanım ve aşka bakışı) anlatan bir yazı, Amerikan edebiyatının nev-i şahsına münhasır yazarlarından J.D. Salinger’ın gizli yaşamı, bu yıl filmiyle büyük ilgi gören Amerikalı yazar Truman Capote ’nin New York’ta düzenlediği meşhur Siyah-Beyaz partisinden görülmemiş fotoğraflar, Enis Batur ’un "Postmodernizm Nedir?" başlıklı bilgi veren, kısa bir yazısı ve Casanova ’nın öyküsü var.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!