Edebiyat Kooperatifi’ne girdim daire için değil, şiir için

Güncelleme Tarihi:

Edebiyat Kooperatifi’ne girdim daire için değil, şiir için
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2009 00:00

Pazar pazar başka alternatifim yok, ya evde kös kös ütü yapacağım ya da Edebiyat Kooperatifi’nde epeydir gitmek istediğim şu şiir dinletilerinden birine katılacağım. Derdim, şu kriz zamanında, bütçeme, fikrime, dimağıma yararlı bir etkinlik yapabilmek. Fakat kimseyi benle şiir dinlemeye gelmeye ikna edemedim.

İstiklal Caddesi’nden, etkinliğin yapılacağı Edebiyat Kooperatifi’nin bulunduğu Beyoğlu Polis Karakolu’nun sokağına doğru tek başıma yürüyorum. İklim bile yararlı bir etkinlik yapmama muhalif, nasıl yağmur yağıyor görmelisiniz. Üstelik bastığınız her üç döşeme taşından ikisi paçalarınıza su fışkırtıyor. Kadir başkanı sevgiyle ana ana, menzile varmaya çalışıyorum. İklime ve belediyeye rağmen kooperatife vardım.

Edebiyat Kooperatifi 2003 yılında yazar ve okuyucuları biraraya getirmek için kuruldu. Sohbetler, atölye çalışmaları, dinleti ve gösterimler yapıyorlar. İnşaat kooperatiflerinin aksine, krizden pek etkilenmedi, hatta pazar akşamları pek popüler. Her pazar bir şairi ve divanını konuk ediyorlar.

HALİS MUHLİS BİR KÜRT

Birinci katta, şirin, küçük bir apartman dairesi. Hol fuaye gibi düzenlenmiş. Sigara serbest, klasik müzik yayını var. Vakit daha erken. İki orta yaşlı adam bir yandan rakılarını yudumluyor, bir yandan da insan egosu ve kapitalist kültür üzerine hararetli bir tartışma yapıyor.

Duvarlara, burada yapılan çalışmalar ait afişler asılı. Ataol Behramoğlu, Lale Mansur, Vedat Özdemiroğlu, Nurullah Can, Hulki Aktunç gibi değerli edebiyatçı ve sanatçıları ağırlıyorlar.

Etkinlik salonda yapılacak. Giriş ücreti yok. Masalara küçük küçük mumlar yerleştirilmiş. Zaten dinletilerin adı da "Işıkları Söndürdük, Mumları Yaktık". Her gelen diğerleriyle selamlaşıyor, hemen sohbete başlıyor. Masadan masaya laf atılıyor. Solumdaki masada iki yaşlı kafadar var. Muppet Show’un ihtiyarlarına benziyorlar. Belli ki manzum ve kafiye üstadılar, birbirlerine sürekli dizeler okuyorlar. Kulak kabartıyorum, güfte yabancı değil ama şairini bir türlü çıkaramıyorum.

En köşedeki tek adam, sadece Kürtçe şiirler yazan "halis muhlis bir Kürt" olarak takdim ediliyor. Halis muhlis Kürdü hepimiz oturduğumuz yerden yarım ayağa kalkıp, zarifçe öne büküle büküle selamlıyoruz. Burası bir sosyalleşme cenneti. Yanımda oturan uzun saçlı arkadaşla konuştum. Daha doğrusu bütün soğukluğuma rağmen o benle tanıştı, heyecanla akademide yaptıklarını anlattı. Meğer Düşler Akademisi gönüllüsüymüş.

GÖNLÜM ŞİİRDE AKLIM ÜTÜDE

Karşıdaki genç çift ise cin toniklerini yudumlayıp benim gibi etrafa, olup bitene ve ardı arkası kesilmeyen yeni gelenlere bakıyor. Meşrebine göre bazısı rakı, bazısı bira, bazısı kahve içiyor.

Dinletinin saati 19.00 diye duyurulmasına rağmen acele etmeyin, başlaması rahat rahat 20.00’yi buluyor. Ayağım uğurlu mu geldi ne, 40 metrekare salona 40’tan fazla insan doluşmuş durumda. Tabii onlar rahat. Benden başka kimsenin evde ütüsü yok. Nihayet şair Nur Saka da mihmandarıyla birlikte en baş masada yerini alınca, dinleti başlıyor. Sessizlik çağrısıyla şair kısaca tanıtıldıktan sonra kendi sesinden şiirler bir bir akmaya başlıyor. 23.00’e kadar sürüyor.

Johnny Rockets’ta garson oynatmaca

OYNATAN ŞARKILAR

á Donna Summer / Last Dance

á Bee Gees / Stay’n Alive

á Chubby Checker / The Twist

á Chuck Berry / Jhonny B Goode

á KC / Get Down Tonight

á Aretha Franklin / Respect

Mecidiyeköy’deki Cevahir AVM’nin en üst katında Johnny Rockets adında bir fastfood’çu var. ABD ve Arap ülkelerinde yaygınlar. Yakında bir şube de Anadolu yakasında Bağdat Caddesi’ne açacaklar. Özellikleri, ürünlerini dondurulmuş gıda kullanmadan, taze dana etiyle yapmaları. Tipik Amerikan mutfağı sunuyorlar, her şey büyük porsiyonlu, milkshake’inizi bile yanında shaker (alafranga yayık) ile birlikte getiriyorlar. Koca bardağı bitirince, bu kez metal yayığın içindekileri sıyırıp içiyorsunuz. Neyse, Johnny Rockets’ta her masanın üstünde küçük bir müzik kutusu bulunuyor. Bir sürü şarkı var, atıyorsunuz parayı, dinliyorsunuz. Fakat şarkılardan 6 tanesine dans çalışmışlar. Eğer bunlardan birini seçerseniz, garsonlar işi gücü bırakıyor, durduk yere, müşterilerin şaşkın bakışları arasında hep beraber dans etmeye başlıyor. Selçuk, Semra, Serkan gibi garsonları görmelisiniz. Bir yandan çekiniyor, bir yandan da acayip eğleniyorlar. Figürleri güzel yapabilsinler diye Amerika’dan uzman dansçı bile getirtmişler. Johnny Rockets’ta kahve 2 buçuk, hamburger 12 lira. Garson oynatmak içinse 50 kuruş atıyorsunuz makineye.

NE YESEK?

Indigo Pub’da pepperonili pizza

Beyoğlu’nun hızlı gece kulübü Indigo da modaya uydu, Roxy, Babylon, Studio Live’dan sonra o da kendine bir pub açtı. Kulübün Galatasaray’daki yerinin hemen yanında. Haftanın her günü sabah 10.00’dan hafta sonu sabah 05.00’e kadar açıklar. Ocak sonu gibi alt katını da rock bar yapacaklarmış. 70-80-90’lar çalıyorlar. Kimi Indigo’ya gitmeden önce buluşma mekanı olarak kullanıyor, kimi içeride acıkınca, yorulunca, bir şey atıştırıp dinlenmek için kulüpten buraya kaçıyor. İtalyan ve dünya mutfağı var, taş fırında ince hamurlu pizza yapıyorlar. Ben pepperonisini denedim. Suda bekletilmiş tuzsuz, yağsız mozarella kullanıyorlar, gayet güzel, hem de hafif. 35 santimlik iki kişilik pizza 15 lira. Giderseniz sokağa bakan balkon-bara oturun, böylece kulübe girip çıkanları da takip edebilirsiniz. (212) 293 11 74.

ORADANELER OLUYOR?

Grup Gündoğarken Antalya’da

Gibi Gibiyim, Ankara’dan Abim Geldi gibi unutulmaz birçok şarkının yaratıcısı Grup Gündoğarken 14 Ocak’ta, Lara, Orpheus Pub’da. 21.00’deki konsere biletler 22 lira. (242) 323 57 07.

Rock’n Dark, Ankara’da

Amatör rockçıların yarıştığı Rock’n Dark üçüncü yılında Hayko Cepkin, Seksendört, Gece Yolcuları ve Yüksek Sadakat’le bu akşam 20.00’de Çankaya, Dib Sahne’de. Giriş 15 lira. (312) 418 03 13.

Rey Morao, Eskişehir’de

Flamenko ve popu birleştirerek flamenkoya yeni bir tat getiren Rey Morao, İstanbul’dan sonra 14 Ocak’ta, 222 Park’ta sahne alıyor. 22.30’daki gösteriye biletler 20 lira. (222) 320 11 11.

POP SEVENLERE

NE VAR NE YOK?

Hale Caneroğlu, Hayal’de

Avrupa Yakası’ndaki Yaprak (Hale Caneroğlu) aslında cazcı ama Frame’de dinlemiştim sesi popa da çok iyi gidiyor. Like A Prayer’ın Türkçesini ondan bir dinleyin. 15 Ocak’ta Beyoğlu Hayal’deki konsere biletler 23.5 lira. (212) 244 25 58.

PARTİ SEVENLERE

Fred Everything, Hall’da

Asıl soyadı Balis. Müziğinde her şeye yer verdiği için kendine Everything (her şey) diyor. Montreal’in bu en ünlü DJ ve prodüktörü bu akşam 22.00’de Balıkpazarı The Hall’de. Geceye biletler 25-30 lira. (212) 244 87 36.

ELEKTRONİKSEVENLERE

Vendetta, Airport’ta

Airport disko son olarak gündeme çakma 50 Cent olayıyla gelmişti. 16 Ocak’ta dünyaca ünlü bir DJ ağırlayarak bu imajı unutturmaya çalışacak: Yeni albümü Rendez-vous’yla David Vendetta. Biletler 50, stant 880 lira. (212) 288 59 04.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!