Güncelleme Tarihi:
Kampanyaya Emre Aydın ve Sibel Tüzün de destek veriyor. Türkiye’de cinselliğin hâlâ tabu olduğunu söyleyen Emre Aydın, “Birçok yetişkin, eczaneden prezervatif alırken bile çekiniyor. Üzerimizde anlamsız bir sosyal baskı var” diyor.
Öncelikle kampanya hakkında detaylı bilgi alabilir miyiz?
- Esra Oflaz Güvenkaya: MTV olarak her sene gençleri eğlendirirken bilinçlendiren sosyal kampanyalar hazırlıyoruz. Geçen yıl Birleşmiş Milletler’le birlikte yürüttüğümüz kampanyada gençlerimizi AIDS hakkında bilinçlendirmiştik. Bu yıl da “Korunurken Eğlenin” kampanyasıyla cinsel eğitime ağırlık veriyoruz. Bu kampanya cinsel hastalıklara karşı korunmayı ele alıyor. Bugün cinsel hastalık denince sadece AIDS akla geliyor ama bel soğukluğu, frengi gibi hastalıklar da çok yaygın. Bu kampanyada hem cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıkların hem de istenmeyen gebeliklerin yarattığı sorunları kamuoyuyla paylaşacağız. Yapılan araştırmalara göre, dünyada her yıl 80 milyon istenmeyen gebelik yaşanıyor. Bu durum Türkiye’de de büyük bir sorun. Kampanyamızın başlıca hedefi, prezervatif kullanımını yaygınlaştırmak. Tabii tüm bunları insanları sıkmadan, eğlendirerek yapacağız. Zaten MTV Türkiye olarak da farkımız burada ortaya çıkacak.
Peki, ne tür etkinliklere imza atacaksınız?
- E. O. Güvenkaya: Bir kere MTV Türkiye’de cinsel eğitim, istenmeyen gebelik ve prezervatif kullanımını artıracak, bilgilendirici kısa filmler yayınlayacağız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde de bu kampanyayla ilgili bir parti düzenleyeceğiz. Emre Aydın, Sibel Tüzün gibi değerli sanatçı dostlarımızın katılacağı etkinlikler hazırlayacağız. Konferans ve söyleşiler düzenleyebiliriz. Ancak kampanyanın ana yükünü MTV Türkiye kanalı çekecek. Kanalımızda kısa filmlerin dışında tartışma platformları oluşturacak programlar yayınlayacağız.
Sibel Hanım siz bu kampanyaya nasıl dahil oldunuz?
Sibel Tüzün: Esra bu kampanyaya benden destek istedi, ben de kampanyanın içeriğini öğrenir öğrenmez “Seve seve gelirim” dedim. Türkiye’de bu konuda farkındalık yaratacak çok fazla yayın kuruluşu olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda MTV Türkiye çok önemli bir adres, özellikle de gençlere ulaşma konusunda... MTV’nin duruşu ve cesareti ortada. Konuşulması zor gözüken bir konuya destek oldukları için öncelikle kendi adıma onlara çok teşekkür ediyorum. Ben bu konularda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Daha önce Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği anne ve bebek ölümleriyle alakalı bir kampanyaya katılmıştım. “Korunurken Eğlenin” kampanyası onun da başlangıcına inme özelliğine sahip.
Emre Bey siz ne düşünüyorsunuz bu kampanya hakkında? Türk gençleri sizce cinsellik konusunda yeterince bilgili mi?
- Emre Aydın: Maalesef bilgili olduklarına inanmıyorum. Çünkü cinsellik Türkiye’de hâlâ bir tabu. Bugün bir pilot bölge seçilse ve o bölgeden 10 gence cinsellikle buluşan hastalıklar ve istenmeyen gebelikler hakkında sorular yöneltilse, birçoğunun bu sorulara tam yanıt veremeyeceğini düşünüyorum. Bu tabusal durum ancak bu tür kampanyalarla delinebilir. Aslında bırakın gençlerimizi, birçok yetişkinin bile bu konular hakkında yeterince bilgisi yok. Bugün birçok yetişkin insan eczaneden prezervatif isterken çekiniyor. Anlamsız bir sosyal baskı var. Aynı şekilde genç kızlar da prezervatif almaktan utanıyor. Tabii bu konuda ailelere de çok iş düşüyor.
KIZLAR ÇANTALARINDA PREZERVATİF TAŞIMALI
İstenmeyen gebelikler hakkında yeterli kampanyalar düzenlense kısmen de olsa nüfus artışının önüne geçilebilir...
- E. O. Güvenkaya: Tabii ki... Cinsel eğitim kampanyaları sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinden tutun da hızlı nüfus artışına kadar birçok konuda kamuoyunu aydınlatma görevini üstleniyor. Biz ayrıca bu kampanyada erkekleri de cinsel ilişkide korunma yöntemlerine daha aktif bir şekilde sokmak istiyoruz. Genelde erkekler ilişkide korunma konusunda topu kadınlara atıyorlar. Cinsellik iki kişinin birlikteliğidir ve her iki birey de korunma konusunda üstüne düşen vazifeyi yerine getirmek zorundadır.
S. Tüzün: Türkiye’de maalesef çok sağlıklı istatistiki bilgilere ulaşamıyoruz. İstenmeyen gebelik ya da cinsel hastalıkların yol açtığı kötü sonuçları ya çevremizden ya da üçüncü sayfa haberlerinden öğreniyoruz. Ama dünyada çok ciddi araştırmalar var. Örneğin artık birçok etkene bağlı olarak kızların buluğ çağlarına erken girdiklerini biliyoruz. Bu durum özellikle beslenmeden ve hormonlu gıdalardan kaynaklanıyor. Gençlerimiz erken buluğ çağına girmeleriyle birlikte cinselliği de olması gerekenden erken yaşıyor. Ve cinsel ilişki konusunda da fazla bilgili olmadıkları için genç yaşta istenmeyen gebelikler ortaya çıkıyor. Çok genç yaşta çocuk sahibi olmak, bir genç kızın ya da erkeğin hayatında istenmeyen radikal değişikliklere neden oluyor. Tabii daha da önemlisi anne ve bebek ölümleri artıyor.
Türkiye hızlı bir değişim süreci içerisinde. Peki, cinsel eğitim konusunda yeterli seviyeye ulaştık mı?
- S. Tüzün: Bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu. 20 sene önce böyle bir kampanya yapamazdık. Demek ki bazı şeyler değişiyor. Tabii biz bu değişimlerin daha hızlı olmasını istiyoruz. Eğitimsizlik ve bu konularda konuşmanın hâlâ bir tabu olması büyük bir problem.
Bu tür kampanyalara sık sık katılıyor musunuz?
- E. Aydın: Böyle önemli bulduğum, gerçekten topluma bir katkısı olacağına inandığım kampanyalara tabii ki katılıyorum.
- E. O. Güvenkaya: Sanatçıların sıklıkla bu tür kampanyalara destek olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü sanatçılarımızı gençlerimiz yakından takip ediyor, sözlerini dinliyorlar. Popüler isimlerle mesajlarınızı daha kolay verirsiniz. Bir de bu tür kampanyalar sıkıcıdır, fazla dikkat çekmez. Galiba MTV Türkiye’nin farkı burada ortaya çıkacak.
“Korunurken Eğlen” kampanyasının bir diğer hedefi de prezervatif kullanımını artırmak. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
- E. Aydın: Prezervatifi tabu olmaktan çıkarmalıyız. Kızlar dahil prezervatif alırken sıkıntı duymamalı. Genç bir kızın çantasında prezervatif olduğunu gördüğümüzde toplum olarak şaşırmazsak, o zaman bilinçlenmişiz demektir. Aslında bir aspirinin çantadan düşmesi kadar doğal olmalı bu.
Bu proje kapsamında devlet okullarıyla bir işbirliği olacak mı?
- E. O. Güvenkaya: Devlet kanalıyla işbirliğimiz şu anda yok. Ama kampanyayı sene sonuna kadar geliştirmek istiyoruz. Okullarda ya da üniversitelerde panel, söyleşi tarzı etkinlikler düzenleyebiliriz. Kampanyayı geliştirme anlamında her türlü öneriye de açığız.
Kendimi Safiye Ayla gibi hissettim
Siz de cinsel eğitiminizi ailenizden mi aldınız?
- S. Tüzün: Cinsel eğitim konusunda ailemden çok destek aldım. Ayrıca okulumuzdaki rehber öğretmenlerimiz de bu konuda yardımcı oldular.
Liseden hangi yıl mezun oldunuz?
- S. Tüzün: 1988’de üniversiteye girdiğime göre 1988 ya da 1987’de.
O zamanlar böyle rehberlik hocaları var mıydı?
- S. Tüzün: Öyle bir konuştun ki, ben bir anda Safiye Ayla gibi hissetim kendimi! (Gülüyor)
Galiba özel kolej mezunusunuz.
- S. Tüzün: Yoo, ben de devlet lisesi çıkışlıyım. Beşiktaş Atatürk Lisesi’nden mezunum ama bizim rehberlik öğretmenimiz çok iyiydi.
Sizin rehberlik hocası bayağı devrimciymiş bu konularda.
- S. Tüzün: Hepimizin hayatında vardır bu değer verdiğimiz hocalar.
- E.O. Güvenkaya: Biz bu konuları babamla konuşamazdık, acayip korkardık. O yüzden ben bu kampanyaya çok önem veriyorum. Gençlerimize bu konularda rahatça konuşma alışkanlığını kazandırmalıyız.
Kanal da yönetirim çocuk da bakarım
Esra Hanım, çiçeği burnunda bir anne olarak bir kanalı yönetmek zor olsa gerek...
- E. O. Güvenkaya: Vallahi zor! Tabi bizde bir tane kanal olmadığı için daha da zorlanıyoruz. Benim günlük planlamam çok iyidir ama artık planlarımı tutturamaz oldum. Çünkü kızımla çok vakit geçiriyorum, ancak yoğun bir iş ve seyahat programım var. Gücüm yettiğince hem anneliği hem de kanal yöneticiliğini bir arada yürütmeye çalışıyorum.
Peki, Sibel Hanım çocuk sahibi olmak sizin kariyerinizi etkiledi mi?
- S. Tüzün: Hayır etkilemedi. İkisi de çok güzel gidiyor. Şu anda çocuğum okulda mesela... Buradan çıkıp onu alacağım. Çocuk sahibi olmak en büyük mutluluk.
Bana cinselliği ailem öğretti
Bizde fazla gündeme gelmiyor ama ABD’de kürtaj olayı her zaman tartışılır. Emre Bey sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
- E. Aydın: Ben kürtaja karşı değilim ama tabii ki durumu kürtaja getirmemek için de çiftlerin gerekli tedbirleri alması gerektiğini inanıyorum. Okullarda cinsel eğitim konusunda derslerin verilmesi gerekiyor. Hâlâ cinselliği ayıp bir konu olarak algılayanlar var. Bu çok saçma.
Öğrenciyken size cinsellik eğitimi veriliyor muydu?
- E. Aydın: Hayır verilmiyordu ama ben rahat bir aileye sahiptim. Cinsel eğitimimi ailemden aldım. Ancak birçok gencin böyle bir şansı olmadığını da biliyorum. Çünkü bu konularda konuşmaya çekiniyorlar.