Güncelleme Tarihi:
Bob Dylan ya da gerçek ismiyle Robert Allen Zimmerman, gerek muhalif yaklaşımı, gerek müzikal kalitesiyle müzik tarihinin en etkileyici şahsiyetlerinden. Üstelik bu tavrını bugün 71 yaşında bile koruyabiliyor. İlk albümden bu yana tam 50 yıl geçti, aynı bilgelik son albümü Tempest’la sürüyor.
Viskide bekletilmiş sesli Zimmerman, en sevdiği şair Galli Dylan Thomas’ın adını soyisim olarak benimsediğinde henüz 18 yaşındaydı. Şiire duyduğu bu sevda onu yıllar boyunca muhteşem bir söz yazarı yaptı. Müziğe minimal bakış açısı, şairane sözleri ve folk müziğe yatkınlığı Minneapolis’teki küçük kafelerde çabucak meşhur olmasını sağladı. Henüz işlenmemiş değerli bir taş gibiydi, buna karşın tarzıyla inanılmaz bir etki uyandırdı.
Ünlü folk-blues’cu Jesse Lone Cat Fuller’dan modern blues’un dedesi delta türüne uygun bir şekilde gitar, armonika ve vokali aynı anda götürmeyi öğrendi. İlk albümü folk ve blues standartlarındaydı. Elbette, sesi bugüne nazaran yumuşacık ve billur gibiydi fakat sanki hep aynı bilgeliğe sahipti o. Yıl 1962, ilk albümünün adıysa ‘Bob Dylan’dı.
TEK GİTARLA KARİYER
Dylan son albümü ‘Tempest’ta (Fırtına) da yine bildiğini okumuş. Dünyanın en sakin, en vurdumduymaz adamıymış edasıyla söylediği şarkılarındaki eylemci duruşu bunun bir göstergesi. Başkaldırmak için sert müzik yapmanın zorunlu olmadığının ispatı da tek gitarıyla inşa ettiği kariyeri. Tempest’sa bu kariyerin kaymağı.
Albümün ilk single’ı ‘Duquesne Whistle’ın klibinin sonunda Dylan’ı belki de kendi gençliğinin sokakta çetesinin yanından umursamazca yürürken görüyoruz. Şarkıların genelinde Dylan’ın vurdumduymaz ve tehditkar bakışları sayesinde capcanlı bir karanlıkla karşı karşıyayız. Hikâyelerini uzatmadan anlatıyor yine... Sesiyse yıllar geçtikçe daha da bir zımpara kıvamına gelmiş.
‘Tempest’ albümü müzikleriyle adeta delta blues, caz, modern pop ve rock’ın bir karışımını sunuyor kulağımıza. “Şimdiye kadar yaptıklarımdan daha dini bir albüm kaydetmek istedim çünkü sanırım yeteri kadar yok. Bu yüzden tek bir konuya normalde yaptığımdan 10 kat daha konsantre oldum. Ancak bu sayede istediğim gibi oldu” diye anlatıyor albümünü.
TİTANİK VE ESKİ AŞKLAR
Bob Dylan’ın 35’inci ve son albümü Tempest’ta 10 şarkı var. Albümdeki ‘Roll on, John’ parçasıysa John Lennon’a ithaf edilmiş bir matem. ‘Duquesne Whistle’, ‘Pay In Blood’, ‘Early Roman Kings’, ‘Tempest’ ve ‘Scarlet Town’ ilk elden akılda kalan diğer parçalar. ‘Tempest’a gelince, adını Titanik’ten alıyor, 13 dakikalık nakaratsız bir eser. Peki acaba bu, Dylan’ın son eseri mi? Titanik gibi Dylan da son mu verecek hikâyesine? Shakespeare’in son eseriyle aynı adı taşıyan albüm için Dylan: “İkisi aynı olsa da farklı başlıklar aslında” diyor. Kısacası bu adamda daha çok iş var...