Güncelleme Tarihi:
Bir fuar ne olur, mankenler orada ne yapar, ne gibi aktiviteler vardır, ne gibi yiyecek-içecek bulunur? İşte tüm bu soru.
Bir fuar ne olur, mankenler orada ne yapar, ne gibi aktiviteler vardır, ne gibi yiyecek-içecek bulunur? İşte tüm bu soruların cevapları...llşlmşylmşylmşylmşylmşylmşylmş
ylmşylşylşylmşylmşylmşylmşyl
Bir fuar ne olur, mankenler orada ne yapar, ne gibi aktiviteler vardır, ne gibi yiyecek-içecek bulunur? Tüm bu soruları cevaplandırmak için geçtiğimiz hafta açılan Gıda Fuarı'nı ziyaret ettik....
Boğazına düşkünler için ideal bir ortamdı. Yüzlerce marka irili ufaklı standlar kurmuş ürünlerini tanıtıyordu. Bu arada ürünlerini de, gelenlere sunuyorlardı. Diğer taraftan herkes tanıtım için verilen küçük yiyecek parçalarını tatmak için altalta üstüste mücadele veriyordu. Hatta aç gelenler bayağı bayağı karınlarını doyuruyorlardı. Aperatif için süt ürünleri standlarından birinden peynir alarak başlanıyor, sonra Knorr'un standından alınan hazır çorbayla devam ediliyor, Çoşkun Sucukları standından salam sosis yenip et ihtiyacı gideriliyordu.
Bu arada pirinç standından karidesli bezelyeli pilav mutlaka yeniyor, çaycının standından da çay içilip bir güzel doyuluyordu...
Peki olay neydi? Bu fuarda yiyecek içecek sunmak dışında aktiviteler de yapılıyor. Diyet ürünleri markası Mavi Yeşil standında iki stepçi zaman zaman çıkıp step yapıyor. Buna rejimle hiç alakası olmayan erkekler en çok seviniyor. Hareketli kızlar görmeye bayılıyoruz. Efes Pilsen standı fuarın en hareketlisiydi... Kocaman bir trambolinde zıplayanlar, gösteri yapan barmenler, sürekli bira, patlamış mısır ve fıstık ikramı ile fuarı tek başlarına renklendirdi Efes Pilen. Bu arada daha önce aldığımız bir faksa göre Duygu Dikmenoğlu da orada olacaktı. Gider gitmez gözlerimiz onu aradı. Önce 'gelmemiş' dedik. Sonra sarışın bir kızı ona benzettik. Fotoğrafçı arkadaşım ile bir beş dakika tartıştık. Sonra farkettik ki o, o. Öyle masum masum duruyor. En küçük bir makyaj parçası dahi yok yüzünde. Fönsüz düz saçında bir şapka, mini bir şort ve üstünde ‘‘canım ne zaman isterse’’ yazan bir tişört. Kimsecikler onun orada olduğunun farkında değil. O da öyle şirin şirin duruyor. Göze batmak gibi bir derdi hiç yok. Müzik çaldığı zaman başıyla ritm tutuyor, patlamış mısır yiyiyor, sevimli sevimli bakınıyor. Biz farkedip fotoğraflarını çekmeye başlayınca televizyon kameraları da farkediyor. O da hiç nazlanmadan, kapris yapmadan bize poz veriyor. İşte bir gıda fuarı da böyle geçiyor.