Düş Sokağı'nın yalnız sakini

Güncelleme Tarihi:

Düş Sokağının yalnız sakini
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2003 01:52

‘‘Düş Sokağı Sakinleri’’ grubunun farklı sesli solisti Murat Yılmazyıldırım (39), grup arkadaşı Murat Çelik'le ayrıldıktan sonra Düş Sokağı-Murat Yılmazyıldırım adıyla üçüncü solo albümünü çıkardı. Müzikal yolculuğuna tek başına devam etmeye karar veren Yılmazyıldırım'ın ‘‘Büyü’’ adlı son albümündeki 14 parça, onun imzasını taşıyor.

Albümü, ‘‘İhtiyaç Molası’’ grubunun müzisyenleriyle tamamlayan Yılmazyıldırım'ın tüm şarkılarında yine mistisizim ve hüzün teması ağır basıyor. Şimdilerde 25 konserlik bir turnede olan Yılmazyıldırım'ın albümünün ilk klibi ise ‘‘İstanbul Akşamlarım’’ adlı şarıkıya çekildi.

Grup dağıldıktan sonra solo albümlerinizde ‘‘Düş Sokağı Sakinleri’’ adını kullanmanız pek hoş karşılanmadı.

- Bu iş yılan hikáyesine döndü. Murat'la ilk ayrılığımızda da böyle bir kullanım söz konusu oldu. İlk çıkış yapacağımız zaman Murat'la isim konusunda fikir alışverişi yapmıştık. Düş Sokağı Sakinleri'nin tümünü kullanmak beni de rahatsız etti. Beraber isim ararken ‘‘Düş Sokağı’’ kısmını ben bulmuştum. ‘‘Sakinleri’’ kısmını ona bıraktım. Zaten Murat'ın kendi söylemlerinde bu konuyu dile getirmesi beni rahatsız ediyordu artık. Benim aslında isimler ya da semboller konusunda takıntılarım yoktur.

Düş Sokağı Sakinleri dağıldı. Üzerine birçok şeyler yazıldı. Murat Çelik'in kendini dine adadığı için müziği bıraktığı gibi. Nedir bunun aslı?

- İlk günden itibaren Murat'la aramızda birçok sorun yaşanıyordu. En sonunda Murat, müziği günah addedip çekilmeyi tercih etti. Sanırım kafasındaki fikirler değişti. Egoyla ilgili şeyler yani... Daha sonra müziğe geri döndü ama hálá bazı düşüncelerinden vazgeçemedi. Bana göre müziğe geri döndükten sonra sadece fiziği değişti. Her şeyi reddettiği, her şeye günah dediği düşüncelerinin içine müziği katarak geri döndü. Ama eskisi kadar olmasa da hálá bu tavırda.

Söylediklerinize bakılırsa sinirlisiniz. Tekrar bir araya gelme şansınız nedir?

- Yok, hayır. Büyük konuşmayayım ama bunlar yaşam tecrübeleridir. Yaklaşık 20 yıldan beri tanışıyorduk. Geçmişte da ayrılık yaşadık ama bu son. Örneğin birinci albümü yaptık ayrıldık. İkinci albümü yaparken yine ayrıldık. Üçüncü albümü yaparken yine aynı durumlar söz konusu oldu. Zaten bu tarihten itibaren Murat bir değişim içine girince bunun daha fazla uzamasının gereği olmadığı bilincine varıyorsun ve noktalıyorsun. Hayatım boyunca ben müziğe günah demedim.

BU ŞARIKLAR ÖZEL HAYATIMDAN

Yeni albüm de diğerleri gibi epey hüzünlü bir albüm olmuş.

- Yapım aşaması yaklaşık bir buçuk ay sürdü. Albümün hikayesi albümün içinde gizli. Bu albüm için yazdığım şarkılar özel hayatıma giriyor. Bir önceki albümüm Kırık Yelken'de de aynı duygular vardır. Yani hep karşı cinse olan aşkım var. Ama bu albümde, geçmişte ve Düş Sokağı'nda yazmış olduğum sözlerden çok farklı. Bu albüm diğerlerinden daha da boyutlu. Burada başka bir boyuttaki sevgiliyi anlatıyorum. İkilemler var; hüzünle sevincin, gerçekle düşün birbirinin içine geçmesi gibi.

Albümde ismi anlaşılmayan ‘‘Mudem Yaş Lahıtoya’’ diye bir parça var. Bu yeni bir dil mi?

- Bu şarkı iki anlam içeriyor. Murat'tan ‘‘Mu’’, Demet'ten ‘‘Dem’’ heceleri ilk sözcüğü oluşturuyor. ‘‘Yaş’’ ıslak anlamında. ‘‘Lah’’ hecesi lahit, mezar anlamında. ‘‘Oya’’ kelimesi ise bilindiği gibi ‘‘işlenmiş’’ anlamına geliyor. Bunun gibi şarkılarım var. Onların devamı niteliğinde olsun istedim. Ama esas içerdiği anlam şu: ‘‘Murat ve Demet ıslak bir mezar içinde uyuyorlar.’’

Birkaç parçanın girişinde dalga, kuş, böcek sesi efekti kullanmışsınız. Bunun anlamı nedir?

- Bu yıllardan beri bütün albümlerime koymayı düşündüğüm bir sesti. Aslında daha da yoğun kullanmayı düşünmüştüm ama insanları sıkmak istemedim. Bir sonraki albümler için sakladım bu seslerin devamını.

Düş Sokağı Sakinleri dağıldıktan sonra dinleyici kitlenizde değişiklikler ya da tavır alanlar oldu mu?

- Ayrıldığımızdan dolayı tepki verenler var mutlaka. Biraz duygusal bakıyorlar galiba. Murat gibi ben de müzikten kopabilirdim. Bu tarafını hiç düşünmüyorlar. Karalar bağlamanın bir anlamı yok. Dinleyenlerim bu konuda bana çok fazla şeyler söyledikleri için bu sıkıntıyı zaten yaşıyorum. Yanlış bilgilendirilip duygularına yenilen ve artık beni dinlemekten vazgeçmiş olanlar var. Aslında dinleyicilerimle aramda çok özel bağ vardır. Uzak mesafeyi yakına çekmeye çalışırım. Örneğin son klibimi beraber çektiğim bir dinleyicim var.

Geçen sene ‘‘Serbest Vezin Sembolik Şizofreni’’ adlı bir kitap da çıkardınız. Bu şarkılarınızın devamı gibi düşünülebilir mi?

- Geçtiğimiz ocak ayıydı. Bu kitap bu albümün devamı değil ama birbirini izleyen yollar gibi düşünülebilir. Çünkü, müzik sonu belli olmayan sonsuz bir yolculuk gibi. Geçmişten geleceğe izini süreceğim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!