Dünyaya hükmedebilirsiniz zihninize asla!

Güncelleme Tarihi:

Dünyaya hükmedebilirsiniz zihninize asla
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2005 00:00

‘DÜŞÜNCELERDEN kopmak bilinç düzeyini yükseltir.’Bu cümle vurdu beni!Radikal’de yeni bir yazı dizisi yayımlanıyor birkaç gündür... ‘Yogayla Yolculuk.’Sağlıkla ilgili bütün yazı dizilerinde böyle beni vuran, aynı zamanda suçluluk duygusuna iten bir cümle oluyor mutlaka. ‘Aslında uzun ömürlü, genç görünümlü, sağlıklı, zinde, dinç, zeki, akıllı, bilinçli, mantıklı vs. olmak mümkün.’ Sözün özü bu.Fakat işte ihmalden, şundan bundan ömrümüz kısa, sağlığımız bozuk, bilinç düzeyimiz düşük falan filan.Haliyle suçluluk duyuyor insan. Memlekette Oxford olduğu halde okumamış olmak gibi bir his.İster istemez her tavsiyeye hamle ediliyor. Yarın herkes dipçik gibi ortada dolaşırken düşüklüğümle dikkat çekmek istemem şahsen. Hayır, ‘Hiç mi gazete okumadın?’ diye sorarlar adama...***Uzatmayayım, meditasyona kalkıştım. Zihnimi düşüncelerden arındıracağım yani.Ve anladım ki dünyanın en zor işi zihne hükmetmekmiş. Dünyaya hükmedebilirsiniz, lakin zihninize asla! Yani benim için böyle.Hayır, kovamadığım düşüncelerim matah bir şey olsa... Aklımdan geçenlerin neticede insanlığa, memlekete, hiç olmazsa kendime bir faydası dokunsa... O zaman zaten kovmaya çalışmak abes. Kendini dinlendirmeyiverir insan, yeter ki işe yarasın.Fakat ‘Toz bezini nereye koydum?’ benzeri düşüncelerin kime ne faydası olabilir, sorarım size?Bende ilaveten iki kedi, bir köpek faktörü var.‘Meditasyon yapacağınız yerin sessiz bir yer olmasına dikkat edin’ diyorlar.Bu ne demek? Yelloz, Fıstık ve Tintin odaya girmeyecekler! Fakat benim bir odaya kapanmam, bunlara bir yerden talimat gelmesi demek. ‘Hep beraber kapıyı tırmalayınız!’İçeri almayı da denedim. Allah için gürültü etmiyorlar. Fakat üç çift göz, gözlerinize kilitlenirse ne yapabilirsiniz? Belki her şey ama meditasyon hariç.Hayır nedir dikkatlerini çeken şey... Beni hiç susmuş görmediklerinden mi... Aslında sırf onlara değil, beni tanıyanların tamamına ilginç gelebilir susmuş oturuyor halim, o da ayrı konu.***Aç karnına yapılması tavsiyesine de uymayı denedim fakat faydası olmadı. ‘Toz bezini nereye koydum’un yerini ‘Kalkınca ne yiyeyim’ düşüncesi aldı. A, zaten ben meditasyon yapamam ki!Unutmuşum, mazeretim var benim. Diyaframdan nefes alamıyorum ki, meditasyonda şart. Bendeniz nefes alıp verirken göğüs kafesi inip çıkan sıradan bir insanım. Diyaframdan vazgeçtim, doğru nefes almayı bile beceremiyorum. Ağızdan alıp ağızdan vermeler, öyle derin derin alamamalar... Hepsi mevcut.Düşünüp taşınmadan yapılan bir şey bu nefes alma işi... Allah vergisi bir nevi. Fakat işte bunu bile beceren var, beceremeyen var.Kendime uygun başka bir yazı dizisine bakacağım artık, ne yapayım...MIŞ-MUŞBush, Erdoğan’a, ‘Sizi bekliyorum’ demiş.Erdoğan’ı biz de bekliyoruz, belki Türkiye’yi de ziyaret eder bir ara...*Kırmızı üzüm ilaç gibiymiş.Artık en iyisi manavların kapısına ‘Eczane’ yazalım bitsin gitsin!*Küçülen İngiliz ordusu, bir çalışanının striptiz kursu giderini ödemiş.Yukarıdaki cümleden hareketle İngiliz ordusuyla Türk ordusu arasındaki 7 farkı bulunuz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!