Dünyanın en iyi dansçıları Güney Afrika’da kapıştı

Güncelleme Tarihi:

Dünyanın en iyi dansçıları Güney Afrika’da kapıştı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2007 00:00

Güney Afrika’daki dünya şampiyonası, Johannesburg’u break dansçıların kıblesi haline getirdi. Dünyanın en iyi 16 dansçısı eski bir elektrik santralında kapıştı. Amerikalıların ağırlıkta olduğu jüri, en beğenilen dansçıları haksız eleyince, 1500 kişilik kalabalık, santralı az daha jürinin başına yıkıyordu

Kienya Alexander (23) Beyaz Rusya, Minsk’ten gelmiş. Tek kelime İngilizce bilmiyor. Murat Büyükhan Türkiye’den. Onun da İngilizcesi zayıf. Ama önemli değil. Dünyanın dört bir yanından Güney Afrika’ya gelen bu çocukların kendi aralarında konuştukları ortak bir dil var: Break Dans.

1970’lerin sonuna doğru ortaya çıkan break dans, artık öldü sanılırken küllerinden yeniden doğdu. Dünyanın her yerinde varoşlardan kulüplere doğru yeniden yükselen bir trend. Kapışmaları, şampiyonaları yapılıyor, bu işin yıldızları tıpkı popstarlar gibi son model arabalarda geziyor, lüks semtlerde yaşıyor.

Bütün bu yarışmaların doruk noktası önceki hafta Güney Afrika’nın Johannesburg kentindeydi. 5 kıtada yapılan elemelerde seçilen 16 b-boy (break dans yapan gençlere b-boy deniyor) kozlarını paylaşmak için eski bir elektrik santralında toplandı. Onlarla birlikte Murat ve Kienya (namı diğer Ruski) gibi dünyanın her tarafından gelmiş break dans tutkunları da tabii.

Yarışmanın kuralları gereği 16 b-boy, ikişer ikişer piste çıkacak. Üç dakikalık kapışmanın ardından kaybeden elenecek, kazanan bir üst tura atlayıp 30 bin dolarlık ödüle bir adım daha yaklaşacak.

ZULU AYİNİYLE AÇILIŞ

Güney Afrika geleneklerine uygun olarak, yarışmanın açılışı Zulu ayiniyle başlıyor. Sevimsiz mi sevimsiz bir çığırtkan önce jüri üyelerini tanıtıyor. Bunlar daha önce çeşitli ödüller kazanmış kıdemli b-boy’lar. İçlerinde bir de b-girl var. Break dans camiasında çok ender rastlanan bir durum. Çünkü genel kanı o ki, bir hanım olsa olsa iyi bir izleyici olabilir.

Yarışmacıların tanıtılmasıyla müsabaka başlıyor. İlk turda göze çarpanlar Hong 10, Çiko ve seyircinin gözdesi Lilou. Cezayir asıllı Fransız, aynı zamanda Kung Fu’da siyah kuşak sahibi. Lilou kafasının üstünde dönmeye, bacağıyla kolunu birleştirip, arasından takla atarak kendinden geçip rakibini şaşırtmaya başlayınca tribünler "Liiii-lou, Liiii-lou!" diye inliyor.

Her üçü de rakipleriyle resmen dalga geçip kolaylıkla 2. tura atlıyor. Bu dalga geçmeler işin en eğlenceli kısmı. Hareketinizi, şovunuzu yapıyorsunuz, sonra da rakibin karşısına geçip n’aber, gördün mü gününü! gibisinden el-kol hareketleri çekiyorsunuz. Rakibinize dokunmadığınız sürece her türlü el-kol hareketi serbest. Bu sırada rakibiniz de sizin açıklarınızı arıyor. Siz dans ederken elini kuvvetlice yere vurursa, hata yaptığınıza dikkat çekiyor. Yok, kollarını önde birleştirip eliyle koluna şaplatırsa bu da "beni taklit etme" demek.

İkinci turda ilk şok İtalyan Çiko’nun elenmesi. Çiko çok yakışıklı olduğu için en çok kızlar üzülüyor ama Murat’a sorsanız jüri bu kararında haklı: Evet, kimse onun gibi dans edemiyor, bir başladı mı pistte helikopter gibi dönüyor ama o kadar! Tıpkı Türkiye’deki dansçılar gibi onun da teknik bir sorunu var. Buna mukabil Beyaz Rus Ruski, Murat’la aynı fikirde değil. Kararını ilk turdan vermiş: Final, yakışıklı Çiko ile Mağripli Lilou arasında olmalıydı.

Tribünler Çiko’nun elenmesinin şokunu atlatamadan, güüüüm diye Lilou da eleniyor. Kimse ne olduğunu anlamış değil. Başında Arap poşusuyla dans eden, astım fısfısı kullanan bu Mağripli o kadar tutuluyor ki, seyirciler Lilou diye bağırıp tepinmekten neredeyse tribünleri yıkacak. Gözler Lilou’nun Amerikalı rakibine oy veren iki Amerikalı jüri üyesinde. Kimisi elini yumruk yapmış, başparmağıyla yeri göstererek kararı protesto ediyor. Benim gibi daha da fanatik Lilou taraftarları var. Biz de jüri üyelerinin gözlerinin içine bakıyor, başparmağımızla boğazımızı çizip "bittiniz siz" işareti yapıyoruz. Ve derken Hong 10’in de elenmesiyle yarışmanın tadı iyice kaçıyor. Jürideki Amerikalıların marifetiyle finalde iki Amerikalı var. 30 bin dolarla birincilik kupası, Las Vegas’tan Ronnie’ye (26) gidiyor.

ARKASINDA REDBULL VAR

Dünya çapındaki bu organizasyonun arkasında Redbull var. Elemeleri, şampiyonayı, ödül ve diğer masrafları onlar karşılıyor. Güney Afrika’da yapılan Redbull BC One, aslında bu alanda yapılan dördüncü müsabaka. Daha önce İsviçre (2004), Almanya (2005) ve Brezilya’da (2006) yapılmıştı. Fakat bu yılın özelliği yarışmacıların Afrika müsabakalarından önce 4 kıtada yapılan 9 elemeyle belirlenmiş olması. Türkiye’den katılan Yavuz Topuz Fransa’daki seçmelerde elendi. Yarışmanın önümüzdeki yıl nerede yapılacağı kesin olmamakla birlikte en kuvvetli aday Japonya-Tokyo. Nefes kesen videoları ise redbullbcone.com adresinde yayınlanıyor.

NE VAR NE YOK

Martini Brös İndigo’da

Levi’s Sound Tab serisinin bu seneki ilk partisinin konuğu, electro-house denince akla gelen ilk isimlerden biri olan M?rtini Brös. Elektronik altyapılar, funk ritimli gitarlar ve hatta 80’lerin dinleyicilerini hemen harekete geçiren basın katkısıyla büyük ilgi çeken M?rtini Brös., dinamik sahne performansları ve görsel şovlarıyla tanınıyor. Beyoğlu İndigo’da gece, 23.00’te başlayacak. Biletler tam 25, öğrenci 15 YTL.

Yüksek Sadakat Studio Live’da

İkinci albümünü çıkarmak üzere olan Yüksek Sadakat, konserlere devam ediyor. Grup bu akşam Beyoğlu Studio Live’da. Hem ilk albüm parçalarını hem de sevdikleri cover parçaları söyleyecekler. Konser 23.00’te başlayacak.

ROMANistLATİNO Balans’ta

İstanbul Beyoğlu’nun önemli performans merkezlerinden Balans, bu akşam sezonu açıyor. Kurulalı 1 yıl olmasına rağmen Balkan ve Latin ezgilerini ustaca harmanlayan, sahne şovlarıyla dikkat çeken ROMANistLATİNO sahnede olacak. Kapı açılış 22.00’de, biletler 25 YTL.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!