Güncelleme Tarihi:
Dergide, Pamuk hakkında 5 ayrı yazarın yazısı var. Dergide ayrıca, Alice Munro, Arnaldur Indridason, Enrique Vila-Matas, John Irving, Laura Kasischke, Lidia Jorge, Mo Yan, Richard Powers ve Zadie Smith’e yer verildi.
PAMUK AİLESİNİN BAĞLARI
2005 yılında söylediği “Bir milyon Ermeni ve 30 000 Kürt öldürüldü; ama benden başka kimse bunu dile getirmiyor” cümlesiyle bir zamanlar üç yıl hapis cezasına çarptırılma riskinin olduğunu belirten Le Magazine Littéraire, yazılardan bir tanesinde, Pamuk’un ailesi hakkındaki düşüncelerine yer veriyor. Pamuk, kendi ağacımızı korumayı başardık; aynı zamanda hepimizde bulunan ortak bir hatıra inşa ettik ve bu hatıra bütün ailemde aynı hisleri uyandırıyor; diyor. Yazarın, bugün Taksim, İstanbul’un ağacıdır ve geride bıraktıklarıyla önem taşımaktadır, ifadesi de yazıda yer alıyor.
BABAMIN BAVULU
Diğer bir yazı ise; 7 Aralık 2006’da Nobel Ödülü’nü alırken yaptığı “Babamın Bavulu” adlı konuşmasında da geçen bir baba ve çocuğu arasındaki doğal ilişkinin, yazar üzerindeki etkilerinden yola çıkmış. Valiz, baba figürünün eksikliğinin sembolüyle eş değer ve bu eksikliği dile getirmek için bir gereç. Yazarın konuyla ilgili anılarından bir tanesine yer veriliyor: Orhan Pamuk, 1958 yılının bir pazartesi sabahı, babasını bavulunu yaparken yakalıyor ve sonrasında babası gizlice Paris’e gidiyor.
PAMUK’UN GÖZÜNDEN İSTANBUL
Dergide, Pamuk’un İstanbul aşkına çok önem veriliyor. İstanbul’u eskisi gibi bulmadığını, her şeyin değiştiğini belirten Pamuk’un, şehrdeki hüzün konseptine olan ilgisinden ve zamanında bu melankolik konsepti, dört önemli yazarın ele aldığından bahsediliyor: Yahya Kemal, Reşat Ekrem Koçu, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Abdülhak Şinasi Hisar. Orhan Pamuk, günümüz gençliğinin bu hüzünden artık haberdar olmadığını, İstanbul’u hep renkli ve hareketli tanıdığını söylüyor.
PAMUK'UN EDEBİ TARZI
Türkiye’de hangi okur kitlesinin onu okuduğu ve kolay okunabilir bir yazar mısınız?
Orhan Pamuk: Sanki Türkler benim kitaplarımı okuyamıyormuş gibi ‘snob’lar diyorlar hep. Benim Adım Kırmızı ve Kar’ın teması ve yazım şekli gereği açık olmadığını kabul etmekle birlikte beni okuyabilmek için çok derin bilgiye sahip olmanız gerekmiyor. Kar romanı, Türkiye’de çelişkiyle hatta biraz da tepkiyle karşılandı; militarist Kemalistler ve İslamcılar romandan memnun olmadılar, toplumdaki kadınlar ise siyasi bir polemiğe girmekten çekindi. Aksine, uluslar arası platformda yapılan yorumlar, mükemmeldi. Ayrıca kitabı Eylül 2001’den hemen önce bitirmiştim. Rrealist değil; global ve hayal kurmayı seven bir yazarım.
Fransızca çevirmeni Valérie Gay-Aksoy: Pamuk’un bir yazar olarak yazı stilinde sade bir zarafete karşı ve yazı dilini fazlasıyla zorluyor. Pamuk’un eserlerini tercüme etmek, çevirmenlerin aldığı bir risk. Çevirmesi zor, okuması zor.