Dünya onu izliyor
Güncelleme Tarihi:
Ayça BARUT
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2004 01:02
Doktor Tamer Seçkin, laparoskopik cerrahi alanında dünyanın en önemli isimlerinden biri. Geçtiğimiz aylarda Malezya’da 400 kişi önünde ameliyat yapan Seçkin, çalışmalarını göstermek için dünyanın birçok ülkesine davet ediliyor. 25 senedir Amerika’da yaşayan Seçkin’e doğum için Türkiye’nin yanı sıra Kore, Brezilya ve Almanya’dan da birçok hasta gidiyor.
- Ne kadar zamandır Amerika’dasınız?
25 senedir Amerika’da, New York’tayım. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1978 senesinde mezun oldum. Hacettepe’de Kadın-Doğum Bölümü’nde asistandım, ilk senemde Amerika’ya bir rotasyona gittim. Şartlar uygun olduğu için kaldım.
- Dönmeyi hiç düşünmediniz mi?
Dönme duygusu her geldiğimde kabarıyor. Ev, çocukların okulları, hastalara olan bağlılık, sisteme olan alışkanlık... Oradaki şartlar çok kemikleşti artık. Yine de kalbimiz Türkiye’de, günün birinde geleceğime inanıyorum.
- Türkiye’den çok hastanız var mı?
Benim doğum için hastalarım, bir de ameliyat için hastalarım var. Ameliyat hastalarım dünyanın her yerinden geliyor. Doğum için özellikle Kore’den, Türkiye’den, Brezilya’dan ve Almanya’dan gelenler oluyor.
- Siz özellikle laparoskopik cerrahiyle tanınıyorsunuz...
Bizim çok değişik farklı bir ameliyat tarzımız var. Kadınlar için laparoskopik cerrahi yapan gruplar arasında dünyanın ilk 3’ündeyiz. Laparoskopik cerrahi dediğimiz zaman televizyon ekranına bakarak ameliyat yapıyorsunuz. İki boyutlu bir ekranda olayı üç boyuta çevirip ve hata kabul etmeyen titizlikle yapmak zorundasınız. Televizyon ekranı 1 cm’lik alanı 500 kere büyütüyor. Hareketler çok milimetrik hale geldi, gittikçe de ilerliyor.
- Laparoskopik cerrahinin getirdiği kolaylık nedir?
Aynı günde miyom temizlemesi oluyor, endometriosis cerrahisi oluyor. Endometriosis kadınları ilgilendiren en önemli konulardan bir tanesi; yapışıklık yapıyor, kısırlık yapıyor, ağrı yapıyor, seksüel disfonksiyon yapıyor. Bunları temizliyoruz, hasta aynı günde eve gidiyor. Bir kamera göbek deliğinden giriyor, kameraya bakarak doktor aletlerini kullanıyor ve kameranın girdiği yer çıkartıldığında hiçbir iz görülmüyor.
- Bu yöntem estetikte de kullanılıyor mu?
Göbek deliğinden girilip göğüsler büyütülebiliyor, deri altından. Ben bunu birkaç hastamda gördüm. İlkini 8 sene önce gördüm, bir mankende. Nerede yaptırdığını sordum. İspanya’da Valencia’da yaptırdığını söyledi.
- Bir tarafta mutlu doğum anları, diğer tarafta rahim hastalıkları...İkisini bağdaştırmak biraz zor değil mi?
Doğum aslında bizim için hobi. Ben doğum yaptırmaktan büyük bir zevk alıyorum. Hastayla güzel bir diyalog oluyor ve hastanın hayatının en önemli parçasının siz de bir parçası oluyorsunuz. Aslında onore olan doktor oluyor bir noktada. Ben zaten ayda sınırlı doğum yaptırıyorum. Onun dışında belli ameliyat günlerim oluyor. Ameliyatta siz melekelerinizi farklı şekilde çalıştırıyorsunuz. El melekesi, göz melekesi, el-göz koordinasyonu. Çok titiz çalışma istiyor.
- Oldukça stresli bir iş...
Stresli bir iş, hiçbir hata kabul etmiyor. O yüzden New York’ta bir kadın doğumcunun çalışabilmesi için 200 bin dolara yakın sigorta ödemesi gerekiyor. Şartlar öyle. Bizler dava edildiğimiz zaman en azından 1 milyon dolarla başlıyor karşı tarafın istediği para, söz konusu olan ufacık bir çizik olsa bile.
- Amerika’da sezaryen çok kolay yapılmıyor sanırım...
Amerika’da sezaryen yapmaya karşı bir direnç var. Kadınlar sezaryen yapan doktorlara, doktorlar da sezaryen yapıp işini çabuk bitirmek isteyen doktorlara karşı zamanında savaş açtı ve bu savaşı kazandılar. Yine de sezaryen annenin vermesi gereken bir karar, kimseye zorla vajinal doğum yaptırmıyor doktordü. Şu anda anne isterse sezaryen yapılıyor ve kimse de bunu sorgulamıyor. Yine de tercihimiz natürel doğumdur.
- Doğumda yeni trendler var mı peki?
Normal doğumda yapılacak en önemli şey epidural oluyor. Kesinlikle ağrı yok. Hastaneye girer girmez epiduralini yapıyoruz hastanın. Müziğini dinliyor, istiyorsa yanında kocası ya da annesi oluyor. Çocuk geliyor diyoruz ve çocuk geliyor. Çocuk ağlıyor ama anne ağlamıyor. Hasta beş-altı saat sonra kalkıyor. Trend aslında anestezi konusunda var.
- Doğum kontrol yöntemleri arasında kadını yüzde yüz rahat hissettireni yok gibi... Siz ne düşünüyorsunuz?
Yok değil mi? Ben de aynı fikirdeyim. Hap yine de en güvenlisi ve popüleri. Biz spirali doğumdan sonra kullanıyoruz. Ben spirali hiçbir şekilde doğum yapmamış kadınlarda kullanmıyorum, çünkü kısırlık ve ağır kanama yapma yüzdesi çok fazla. Türkiye’de çok yapılıyor ve bence doğru değil. Geliştirilen bir metod daha var. Çocuk yapma sürecini bitirmiş olanlar için karından değil, rahmin içinden girerek tüplere tıpa koyuyoruz. Tıpanın çıkarılıp hamile kalınabilmesi için de çalışmalarımız devam ediyor.
- Şimdiye kadar kaç doğum yaptırdınız?
Yaklaşık 5000 civarında doğum yaptırmışımdır. Ameliyat derseniz çok daha fazla. Laparaskopik ameliyat olarak 8000 saatin üstünde diyebilirim.
Serdar Turgut’a sitem etti
Dr. Tamer Seçkin, Kingsburg Jewish Hastanesi’nin şefi. Aynı zamanda Lenox Hill’de çalışıyor ve hastalarını kendi muayanehanesinde de kabul ediyor. En enteresan vakaları topladığı bir kitap hazırlayan Seçkin, iş hayatının stresinden çocukları sayesinde kurtulduğunu söylüyor. Tatilini geçirdiği Türkiye’de küçük oğluna sünnet düğünü yapan Seçkin, çeşitli bahanelerle düğüne gelmeyen arkadaşı Serdar Turgut’a da sitem etmiş.
25 senedir Amerika’da, New York’tayım. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1978 senesinde mezun oldum. Hacettepe’de Kadın-Doğum Bölümü’nde asistandım, ilk senemde Amerika’ya bir rotasyona gittim. Şartlar uygun olduğu için kaldım.
- Dönmeyi hiç düşünmediniz mi?
Dönme duygusu her geldiğimde kabarıyor. Ev, çocukların okulları, hastalara olan bağlılık, sisteme olan alışkanlık... Oradaki şartlar çok kemikleşti artık. Yine de kalbimiz Türkiye’de, günün birinde geleceğime inanıyorum.
- Türkiye’den çok hastanız var mı?
Benim doğum için hastalarım, bir de ameliyat için hastalarım var. Ameliyat hastalarım dünyanın her yerinden geliyor. Doğum için özellikle Kore’den, Türkiye’den, Brezilya’dan ve Almanya’dan gelenler oluyor.
- Siz özellikle laparoskopik cerrahiyle tanınıyorsunuz...
Bizim çok değişik farklı bir ameliyat tarzımız var. Kadınlar için laparoskopik cerrahi yapan gruplar arasında dünyanın ilk 3’ündeyiz. Laparoskopik cerrahi dediğimiz zaman televizyon ekranına bakarak ameliyat yapıyorsunuz. İki boyutlu bir ekranda olayı üç boyuta çevirip ve hata kabul etmeyen titizlikle yapmak zorundasınız. Televizyon ekranı 1 cm’lik alanı 500 kere büyütüyor. Hareketler çok milimetrik hale geldi, gittikçe de ilerliyor.
- Laparoskopik cerrahinin getirdiği kolaylık nedir?
Aynı günde miyom temizlemesi oluyor, endometriosis cerrahisi oluyor. Endometriosis kadınları ilgilendiren en önemli konulardan bir tanesi; yapışıklık yapıyor, kısırlık yapıyor, ağrı yapıyor, seksüel disfonksiyon yapıyor. Bunları temizliyoruz, hasta aynı günde eve gidiyor. Bir kamera göbek deliğinden giriyor, kameraya bakarak doktor aletlerini kullanıyor ve kameranın girdiği yer çıkartıldığında hiçbir iz görülmüyor.
- Bu yöntem estetikte de kullanılıyor mu?
Göbek deliğinden girilip göğüsler büyütülebiliyor, deri altından. Ben bunu birkaç hastamda gördüm. İlkini 8 sene önce gördüm, bir mankende. Nerede yaptırdığını sordum. İspanya’da Valencia’da yaptırdığını söyledi.
- Bir tarafta mutlu doğum anları, diğer tarafta rahim hastalıkları...İkisini bağdaştırmak biraz zor değil mi?
Doğum aslında bizim için hobi. Ben doğum yaptırmaktan büyük bir zevk alıyorum. Hastayla güzel bir diyalog oluyor ve hastanın hayatının en önemli parçasının siz de bir parçası oluyorsunuz. Aslında onore olan doktor oluyor bir noktada. Ben zaten ayda sınırlı doğum yaptırıyorum. Onun dışında belli ameliyat günlerim oluyor. Ameliyatta siz melekelerinizi farklı şekilde çalıştırıyorsunuz. El melekesi, göz melekesi, el-göz koordinasyonu. Çok titiz çalışma istiyor.
- Oldukça stresli bir iş...
Stresli bir iş, hiçbir hata kabul etmiyor. O yüzden New York’ta bir kadın doğumcunun çalışabilmesi için 200 bin dolara yakın sigorta ödemesi gerekiyor. Şartlar öyle. Bizler dava edildiğimiz zaman en azından 1 milyon dolarla başlıyor karşı tarafın istediği para, söz konusu olan ufacık bir çizik olsa bile.
- Amerika’da sezaryen çok kolay yapılmıyor sanırım...
Amerika’da sezaryen yapmaya karşı bir direnç var. Kadınlar sezaryen yapan doktorlara, doktorlar da sezaryen yapıp işini çabuk bitirmek isteyen doktorlara karşı zamanında savaş açtı ve bu savaşı kazandılar. Yine de sezaryen annenin vermesi gereken bir karar, kimseye zorla vajinal doğum yaptırmıyor doktordü. Şu anda anne isterse sezaryen yapılıyor ve kimse de bunu sorgulamıyor. Yine de tercihimiz natürel doğumdur.
- Doğumda yeni trendler var mı peki?
Normal doğumda yapılacak en önemli şey epidural oluyor. Kesinlikle ağrı yok. Hastaneye girer girmez epiduralini yapıyoruz hastanın. Müziğini dinliyor, istiyorsa yanında kocası ya da annesi oluyor. Çocuk geliyor diyoruz ve çocuk geliyor. Çocuk ağlıyor ama anne ağlamıyor. Hasta beş-altı saat sonra kalkıyor. Trend aslında anestezi konusunda var.
- Doğum kontrol yöntemleri arasında kadını yüzde yüz rahat hissettireni yok gibi... Siz ne düşünüyorsunuz?
Yok değil mi? Ben de aynı fikirdeyim. Hap yine de en güvenlisi ve popüleri. Biz spirali doğumdan sonra kullanıyoruz. Ben spirali hiçbir şekilde doğum yapmamış kadınlarda kullanmıyorum, çünkü kısırlık ve ağır kanama yapma yüzdesi çok fazla. Türkiye’de çok yapılıyor ve bence doğru değil. Geliştirilen bir metod daha var. Çocuk yapma sürecini bitirmiş olanlar için karından değil, rahmin içinden girerek tüplere tıpa koyuyoruz. Tıpanın çıkarılıp hamile kalınabilmesi için de çalışmalarımız devam ediyor.
- Şimdiye kadar kaç doğum yaptırdınız?
Yaklaşık 5000 civarında doğum yaptırmışımdır. Ameliyat derseniz çok daha fazla. Laparaskopik ameliyat olarak 8000 saatin üstünde diyebilirim.
Serdar Turgut’a sitem etti
Dr. Tamer Seçkin, Kingsburg Jewish Hastanesi’nin şefi. Aynı zamanda Lenox Hill’de çalışıyor ve hastalarını kendi muayanehanesinde de kabul ediyor. En enteresan vakaları topladığı bir kitap hazırlayan Seçkin, iş hayatının stresinden çocukları sayesinde kurtulduğunu söylüyor. Tatilini geçirdiği Türkiye’de küçük oğluna sünnet düğünü yapan Seçkin, çeşitli bahanelerle düğüne gelmeyen arkadaşı Serdar Turgut’a da sitem etmiş.