A.A
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2006 10:23
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, dünyada 200 milyondan fazla şeker hastasının bulunduğunu, bunların çoğunun yeterli bakım alamadığını bildirdi.
Hatun, 14 Kasım'ın Dünya Diyabet Günü olduğunu anımsattı.
Önümüzdeki yıl Dünya Diyabet Günü'nde tema olarak “çocuk ve ergen diyabetlilerin sorunları”nın seçildiğini belirten Hatun,”Dünyada 200 milyondan fazla şeker hastası var ve bunların çoğu yeterli tıbbi bakım alamamakta” dedi.
Diyabetin, sanıldığının aksine çocuklarda da görüldüğünü, çocuk diyabetlilerin en duyarlı kesimi oluşturduğunu ifade eden Hatun, diyabetli bir çocuğun hayatında çok önemli değişikliklerin olacağına işaret ederek, şunları söyledi:
“İnsülin iğnesine teslim olan çocuk için kendi kendine bakım bilgisi ve esas önemlisi pankreasın yerine geçecek bir diyabet bakım bilinci gereklidir. Çocuklarda etkili bir diyabet tedavisi için kan şekerlerinin günde en az 4 kez ölçülmesi, bu ölçümlerin değerlendirilmesi ve buna göre yeterli insülin verilmesi ile mümkündür. Bir başka deyişle etkili insülin tedavisi için düzenli kan şekeri ölçümünün mutlak bir gereklilik olduğu birçok araştırma ile gösterilmiştir.”
Çocuklarda ya çok küçük yaşlarda ya da ergenlik döneminde diyabet ortaya çıkabildiğini dile getiren Hatun, “Her iki durumda da önlerinde büyümek için uzun bir süre bulunuyor ve bu süreyi diyabetle birlikte yaşıyorlar. Aslında diyabetle birlikte büyüyorlar. Diyabet onların büyümelerini, büyüme de diyabetlerini etkiliyor” diye konuştu.
ÇOCUKLAR HASTALIĞINI GİZLİYOR
Prof. Dr. Hatun, diyabetle büyümenin zorluklarını göğüslemeye çalışan çocuğun diğer sıkıntısının da diyabetini saklaması olduğuna dikkat çekti.
Hatun, şunları kaydetti:
“Bazı çocuklar diyabetlerini uzunca bir süre çevrelerinden, arkadaşlarından gizlemek zorunda kaldıklarını üzülerek anlatıyor. Bunun en temel nedeni toplumun diyabet konusundaki bilgisizliği. Bazı çocuklar arkadaşlarının (diyabet bulaşıcı olabilir) diye elini sıkmadıklarını acıyla hatırlar. Bunun dışında okullarda arkadaşlar arasında yaşanan rekabet ve ergenliğin zaten zorlu bir dönem olması da çocukların diyabetlerini gizlemesine yol açıyor. Bazı çocuklar diyabetli
oldukları bilinirse kendilerine farklı davranılacağı düşüncesinden kurtulamıyor. Oysa diyabeti gizlemek oldukça tehlikeli.
Diyabet tedavisi sırasında ani kan şekeri düşüklükleri oluyor. Bu durumda çocuğun arkadaşlarının yardımına ihtiyacı var. Bu nedenle diyabetli çocukların yakın arkadaşlarının diyabetle ilgili acil durumları bilmeleri gerekiyor.”
ÜLKEMİZDE 15 BİN ÇOCUK DİYABETLİ
Hatun, Türkiye'de 18 yaş altı 15 bin civarında diyabetli çocuk bulunduğunu, sosyal güvencesi olan diyabetli çocukların asgari ihtiyaçlarının ilgili sosyal güvenlik kuruluşlarınca heyet raporuna dayanarak karşılandığının altını çizdi.
Bu kapsamdaki çocukların en önemli sorununun kan şekeri ölçüm çubuklarını eczaneler yerine medikal firmalardan peşin para ödeyerek almaları ve bu parayı fatura ibraz ederek ilgili kurumlardan tahsil etmeleri olduğunu anlatan Hatun, şöyle devam etti:
“Çünkü bu malzemeler sarf malzemesi grubunda sayıldığından ilaçlar gibi reçeteye yazılarak doğrudan eczaneden alınamamaktadır. Bu durum sınırda ekonomik imkanlarla yaşayan aileleri zor durumda bırakmakta, peşin para bulamayan veya 1-2 kez ilgili kurumlara gelme zorluğu yaşayan aileler kan şekeri ölçüm çubuğu almamayı tercih etmektedir. Bu konunun çözümü için Bütçe Uygulama Talimatnamesine kan şekeri ölçüm çubuklarının heyet raporu ve reçeteye dayanarak ayda 100 adet olmak üzere eczanelerden ilaç gibi alınmasının sağlanması konusunda bir madde eklenmelidir.”
Sosyal güvencesi olmayan yoksul diyabetli çocukların sık olmasa da insülin bulamadığı için diyabet komasına girdiğini, şeker hastalığı gibi acil tedavi gerektiren bir hastalığın zorluğu ile uğraşan ailelerin Yeşil Kart alma konusunda güçlükler yaşadığını kaydeden Hatun, özellikle Bağ-Kur kapsamında olup da iflas etmiş işetme sahiplerinin Yeşil Kart almakta büyük güçlükler yaşadığını vurguladı. Hatun, Türkiye'de hem yoksul hem de sosyal güvence kapsamında olmayan 2 bin dolayında çocuk bulunduğunun tahmin edildiğini söyledi.