Savaş ÖZBEY
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2004 00:15
Olcay Birgün, animasyon stüdyosu iki ekonomik krizin ardından batınca, dondurmacılığa soyundu. 7 yaşındaki oğluyla birlikte bütün gün arabasıyla dolaşıp dondurma satan Birgün, yeni işinden çok umutlu.
1989’da Türkiye’nin ilk grafik animasyon stüdyosunda işe başladığında, aklında tek şey vardı: İleride kendi stüdyosunu kurmak.
Olcay Birgün, televizyon reklamları için grafik animasyonlar hazırlıyordu. Reklamlarda, ekrana havada döne döne bir kola şişesi gelmesi gerekiyorsa, işte bu efekti bilgisayarda yapmak, onun işiydi. Stüdyoda birlikte çalıştığı İngiliz teknisyenlerden de çok şey öğrendi. Ve yeterli sermaye ile tecrübe bir araya gelince, 1994 yılında, hayalleri gerçekleşti, kendi stüdyosunu kurdu.
44 yaşındaydı, garsonlukla başlayıp, nakliyatçılık, reklamcılık diye devam eden kariyerinin zirvesine ulaşmıştı.
Ama saltanatı uzun sürmedi. Çiller Hükümeti’nin 5 Nisan krizinden aldığı yarayla zaten su alan ekmek teknesi, Ecevit Hükümeti’nin 19 Şubat kriziyle hepten battı. Usta reklamcı, 2002’de stüdyosunu devretti.
Bir süre serbest çalıştı. Ancak baktı ki işler yürümüyor, ‘Başlarım krizine de, reklamına da...’ deyip, kararını verdi:
Burası Türkiye! O halde yiyecek- içecek her zaman satılır.
KRİZLER TEZGAHI BATIRDI
İlk aklına gelen Avrupa’da sık sık rastladığı ‘Motorize dondurmacılık’ işi oldu. 30 milyar lirası vardı. Araştırma yaptı, İtalya’dan bir makine getirtti. Ona uygun bir araba satın aldı ve boyattı. Makinesini monte ettirdi, vergi levhası aldı ve bir anda ‘dondurmacı’ oldu.
Şimdi hergün Etiler, Levent,
Beşiktaş, Maslak, Mecidiyeköy hattında dondurma satıyor. ‘Sundae’ tabir edilen vanilyalı dondurmasının çok lezzetli olduğunu söylüyor.
Dondurmanın bir kabını, benzin ve diğer harcamalar dahil 600 bin liraya mal ediyor, 1 milyon liradan da satıyor. İyi bir günde 150 dondurma satıyor. Ama ona göre bu daha başlangıç:.
‘Bu sene havalar kötü gitti ama ben bu işi yapacağım ve dondurma arabalarından bir zincir kuracağım’ iddiasında. Ah, bir de insanların gözü alışsa...
Oğlunu boğaz tokluğuna çalıştırıyorOlcay Birgün daha altı aylıkken, ailesi İsviçre’ye taşınmış. Birgün, lise ve özel elektronik kursunu da Almanya- Hamburg’ta bitirmiş. Askerden önce Türkiye’ye döndüğünde artık Türkçe’yi tamamen unutmuş bir haldeymiş.
Olcay Birgün’ün 7 yaşındaki oğlu Deniz, bugün babasının aksine pırıl pırıl bir İstanbul Türkçe’siyle konuşuyor. Deniz, babasının asistanlığını da yapıyor. Sokak sokak dolaşıp, günde 10-12 saat dondurma satıyor onunla birlikte.
Deniz, babasından para da almıyor, boğaz tokluğuna çalışıyor. Kendisinin günde 5 kap dondurma hakkı var!