Güncelleme Tarihi:
‘‘Beş yıl fahişelik yaptım. Yapmayabilirdim. Daha iyi bir seçim yapabilirdim. Eğer küçücük bir kızdan yararlanan aile dostumuz iki erkek yoluma çıkmasaydı... Para, güzel giysiler, Ferrari'ler... Kolay para kazanmayı hayal edecek kadar saf olmasaydım...’’ Bu itirafın sahibi 39 yaşındaki Nicole Castioni, bugün İsviçre'de Cenevre Bölge Parlementosu üyesi. Ama vaktinin çoğunu eski meslektaşları ve batağa düşmüş kadınlara harcıyor. Nicole Castioni'nin ibrek verici acı bir yaşamöyküsü var. Nicole Castioni, yaşamöyküsünü Femme Actuelle Dergisi'ne anlattı:
8 YAŞINDA TECAVÜZ
Sekiz yaşındaydım. Bir aile ‘‘dostumuz’’ her gün benimle odamda ‘‘oynamaya’’ geliyordu. Tam 5 yıl boyunca tecavüzün her türlüsünü yaşadım. Küçücük bir çocuktum, karşı koyamıyordum. Annem babam bana tapıyorlardı, ama 8 yaşında bir kıza tecavüz olayı, onların küçücük dünyalarını aşan, akıllarının alamayacağı bir olaydı. Gerçeği görmek istemediler, anlamak, inanmak istemediler...
Sefalet edebiyatı yapsam, yalan olur. Küçük burjuva kökenli bir İsviçreli ailenin çocuğuyum. Babamın küçük bir elektronik fabrikası vardı. Annem ev kadınıydı. Beni çok severler, ama sadece iki erkek kardeşimle ilgilenirlerdi. Ben okumuşum, yetişmişim, önemi yoktu. Zamanı gelince evlenip gitmeyecek miydim?..
13 YAŞINDA MANKEN
Ben de çocuk aklımla, birilerinin dikkatini çekmek için manken olmaya karar verdim. Magazin haberlerine, güzel fotoğraflara bayılıyordum. Babamın bir fotoğrafçı arkadaşı vardı. Bana bir albüm yapmayı önerdi. Her resim biraz daha ‘‘cesur’’ yani daha açık saçık olmaya başladı. Derken bir gün annem albümümü yakaladı. Ağlayacak, bağıracak, benimle ilgilenecek diye beklerken ‘‘Yavrum bunlar ne böyle? Bir daha görmeyeyim’’ dedi ve babamla tatile çıktı...
18’İNDE ANORAKSİ
Yaşım 18'e geldiğinde ünlü bir sporcuyla bir aşk hikayesi yaşadım. Sevgilim beni terk edince de suçu, fazla kilolu oluşumda buldum. Manken olacağım ya!.. Çok sıkı bir perhize başladım. O kadar ki, anoraksi hastalığına (aşırı yiyip yediklerini kusma) yakalanarak aylarca hastanede yattım...
20'SİNDE UYUŞTURUCU
Cenevre'nin ünlü bir diskoteğinde, 20 yaşımdayken hayalimdeki erkeğe rastladım. Jean-Michel tam aradığım gibiydi. Uzun boylu, yakışıklı, şık, dudağında sarkan sigarasıyla bir aktör adeta. Paris'te modacılık yaptığını söyledi bana. Tanrım, dedim, işte bana şöhret yolunu açacak adam!.. Daha o gece odasındaydım. Ertesi gün kan kırmızı Ferrari'sine binip Paris'e gitti. Bana her gün güller gönderiyordu, aşkını ispat etmek için. Ama aslında bunun işinin bir parçası olduğunu çok sonra anladım. İşi, genç kızları tuzağa düşürmekti. Bir ay sonra, Paris'teydim. ‘‘Annesinin’’ evinde üçümüz yaşamaya başladık. Çok şık bir kadındı. Bir sanat galerisi vardı.
Jean-Michel bir yıl beni ‘‘işledi.’’ Bir yıl boyunca show-business yıldızları gibi yaşadık. Yazın Saint-Tropez, kışın barlar... Uyuşturucuya bu dönemde başladım. Bir gün ‘‘yahu bu kadar çok parayı nasıl kazanıyorsun’’ deyince bana doğruyu söyledi : ‘‘Moda filan hikaye. Ben kolay ve çok para kazanılan işler yapıyorum. Başkalarını çalıştırıp kazanıyorum!’’ İşte o gün kaçmayarak hayatımın en büyük aptallığını yaptım.
FUHUŞ SEKTÖRÜ
Derken bir gün, bir barda, alkol ve uyuşturucuyla kafamız iyice bulanıkken benden ‘‘yardım’’ istedi. Paraya ihtiyacımız vardı, bir de yolunacak kaz bulmuştuk. Zengin bir mimar... Geceyi adamla geçirdim. Asıl kazın kim olduğunu ertesi gün anladım, ama çok geçti. Jean-Michel, bana ‘‘Kokain paranı kendin bul artık’’ dediği gün, tuzak kapandı. Kendimi Paris'in en pis mahallesi Saint-Denis Sokağı'nın kaldırımlarında buldum. Piyasa adım Gilda idi. Tam beş yıl dünyanın en iğrenç mesleğini yaptım. Uyuşturucu bu hayata tahammül etmemi sağladı. Uyuşturucu almak için bu hayatı sürdürmem gerekti. Ama özürüm, bahanem yok. Bile isteye, bütün kabahat benim.
TEHDİT VE ŞİDDET
Zaman zaman kaçmaya kalkıştım. Yumuşak huylu, nazik sevgilimin gerçek yüzünü o zaman gördüm. ‘‘Hele bir dene!..’’
Kaldırım arkadaşım Michele'in buz kıracağıyla nasıl delik deşik edildiğini gözlerimle gördüm. Akşam stüdyoma girdiğimde masamın üzerine 10 prezervatif sıralıyordum. İlk 5'inin geliri Jean-Michel'eydi. Beni Hepatit-B kurtardı desem yalan olmaz. Uyuşturucu, uykusuzluk, pislik... Hastalığa yakalandım. Ölmek istemiyordum. Atlayıp annemle babamın evine döndüm. Jean-Michel her gün telefon ediyor, saf anacığım da bana ‘‘sevgiline niye dönmüyorsun’’ diye baskı yapıyordu. Üç ay tehdit, ısrar. Sonunda kendine başka bir kız bulup peşimi bıraktı. İki yıl sonra da uyuşturucudan öldü.
ALTI AY TEDAVİ
Altı ay boyunca her gün uyuşturucu tedavisi görmek üzere hastaneye taşındım. Evden bana bir kere bile nereye gidiyorsun diye sormadılar. Bir gün, evde televizyonda uyuşturucu bağımlılarıyla ilgili bir röportaj seyrediyorduk. Annem babama dönüp ''Çok şükür, çocuklarımız böyle pisliklere bulaşmadılar‘‘ dedi, Yanındaki koltukta ben morfinsizlikten titrerken. Yani bu illeti de tek başıma yendim.
GİLDA'NIN ÖLÜMÜ
27'nci yaş günümde Gilda'nın öldüğüne, Nicole'ün yeniden doğduğuna karar verdim. Bir şirkette telefon memuresi olarak iş buldum. Bir gecede 5 bin frank yerine ayda bu parayı kazanıyordum artık. Gece okuluna gittim, evde dil öğrendim. İki kere evlendim. İki çocuğum oldu. Çocuklarım ve ikinci kocam... Gilda'yı asıl onlar gömdüler. Hızla yükseldim. Sonra politikaya atıldım. Benim durumumdaki kadınları kurtarmak için bir dernek kurdum, çaresizlere çare aramak için. Şimdi dünyanın en mutlu insanı benim...