Düğün takılarını satıp eşimle ABD’ye gittik

Güncelleme Tarihi:

Düğün takılarını satıp eşimle ABD’ye gittik
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2009 00:00

Özlem Çerçioğlu, milletvekilliğini bırakıp Aydın’a koştuğunda, kimse kazanacağına ihtimal vermiyordu. Ne de olsa CHP, Aydın’da en son 32 yıl önce kazanmıştı belediyeyi. Ama o AKP ve DP ile başa baş götürdüğü yarışı başarıyla bitirdi. Aydın Belediyesi’ni ilk kez bir kadın başkan yönetiyor.

AMERİKA
İngilizce öğrenmek istiyordum

Eşim Ercan, Kuşadası’ndaki yazlıktan komşumuzun oğluydu. Büyüdükten sonra birbirimizden iyi elektrik aldık. Okul bittikten iki yıl sonra evlendik. Amerika’ya gidip master yapmaya karar vermiştik. Ailemizden bir kuruş yardım almadan bunu yapmamız gerekiyordu. Planladığımız gibi, düğünde gelen takıları sattık. Uçak biletlerini o parayla aldık. Eşimin teyzesi New York’taydı, önce 3-4 hafta onun yanında kaldık. Eşim ODTÜ’den mezun olduğu için İngilizcesi iyiydi. Ben hemen bir dil kursuna yazıldım. Önce Ercan iş buldu. Üç ay sonra da ben bir şirketin müşteri ilişkileri departmanında işe girdim. İş yaşamı zordu. Ayaklarımın üzerinde durmayı öğretti, güven duygusu geldi. Ama her gün Türkiye özlemiyle uyanıyordum. Beş yıl sonra da döndük. Aile şirketlerinde çalışmaya başladık.

ÇOCUKLARIM
Milletvekili olunca eşim baktı

İlk oğluma Atatürk’e olan sevgimden dolayı Ata adını verdim. Ata Caner... İki ismi var. İkincisi Şefik Alp. Şefik dedesinin adı. Milletvekili seçildiğimde küçük oğlum henüz iki yaşındaydı. İlk bir yıl Ankara’ya gelmediler. Eşim ve annem ilgilendi. Çocuklar da sorun yapmadı. Yedi yıl zarfında özel bir işim yoksa her hafta sonu mutlaka Aydın’a gidiyordum.

HOBİLERİM
Yelken kullanırım


Yelken kullanmaya Amerika’da başladım. Kolay bir hobiydi. Orada araç ehliyetinizin olması yelken kullanmanıza yeterliydi. Türkiye’de ise belge almak gerek. Eşim ile birlikte kullanıyorduk. Şu sıralar yelkene fırsat bulamıyoruz. Onun da yoğun bir temposu var. 2005’ten beri Aydın Sanayi Odası Başkanı. Bazen toplantılarda karşılaşıyoruz.

DÖNÜM NOKTAM
Milletvekili seçilmem


2002’de milletvekili seçilmem, hayatımın dönüm noktalarından biri. Daha önce Türk Kadınlar Birliği, Lions kulübü, Atatürkçü Düşünce Derneği gibi örgütlerde çalıştım. Fahri muhalefettim. Siyasete girme kararı vermemde 1999’daki deprem de etkili oldu. İnsanların, çocukların o halini görünce bir anne, bir kadın olarak çok üzüldüm. Aydın halkından yardım toplayıp bölgeye gönderdik. 2001 krizinde insanların yaşadığı çaresizliğin de siyasete atılmama büyük etkisi oldu. Seçilmesi imkânsız denilen dördüncü sıradaydım. Günde 18 saat çalışarak kazandım. 2007 seçimlerinde ise önseçime girdim; birinci oldum.

OĞLUM
Öğretmenine beni tanımadığını söylemiş


Bir oğlum 16, öbürü 9 yaşında. Büyük oğlum Ata Caner lisede okuyor. Bu yıl, öğretim döneminin başında öğretmen bahçede oğlumun adını sormuş. Oğlum ismini söyleyince, “Belediye başkanı ile akraba mısınız?” diye sormuş. Oğlum da “Hayır sadece soyadı benzerliği” demiş. Ben de kendisine neden böyle yaptığını sordum. “Anne, ben Ata Caner’im. Kendim olmak güzel. O nedenle böyle söyledim” dedi. Bu da benim çok hoşuma gitti doğrusu.

ÜNİVERSİTE
Kız erkek otobüsünü ayırdılar

Küçükken öğretmen olmak istiyordum. Üniversite sınavında Konya Selçuk Üniversitesi Makine bölümünü tutturdum. Bir sabah okula giderken, erkeklerin kızlarla otobüsünü ayırmışlardı. Sadece kızların bineceği otobüs körüklü gelmişti, karışık binilecek otobüs küçüktü. Herkes körüklüye binmek istedi ama almadılar. O uygulama bende negatif etki bıraktı.

MECLİS’İ BIRAKTIM
Gökçek bir, ben iki


Belediye başkan adaylığını Deniz Bey söyleyince çok onurlandım. Belediye başkanlığından sonra milletvekili olan çok. Ancak milletvekilliğini bırakıp belediye başkanlığına giden ikinci kişiyim. 1994 yılında Melih Gökçek olmuş, ikincisi de benim.

GÖRME ENGELLİLER
Çukurları SMS ile bildireceğiz


Aydın’ı engelsiz bir kent haline getirmeye çalışıyorum. Nerede bir kazı yapacaksak, başlama ve bitiş tarihlerini, cep telefonlarına mesajla bildireceğiz.

ÇOCUKLUĞUM
Babam müzikle uğraşmamı istedi

Çocukluk denince aklıma mutluluk ve sevgi dolu bir aile geliyor. Bende babam çok etkili oldu. İnce ruhlu, mülayim, sabırlı bir insandır. Çok güzel bir sesi vardır. Benim de müzikle uğraşmamı isterdi. Enstrüman çalmayı çok istedim; ama maalesef hiçbirinde başarılı olamadım. Ortaokuldayken, beni her yaz bir ay toptancı halindeki işyerinde çalıştırırdı. Varlıklı bir aileydik; böyle yaparak beni hayata hazırlıyordu. Aydın’ın 45-46 derece sıcağında klimasız bir ortamdı. Hallerin kendine özgü kokusu vardır.

KURAN KURSU
Başımı örtmemde ne var


O gün ramazan öncesinde bakıma aldığımız camileri dolaşıyordum. O camide de hocalarla konuşup bir eksiği kalmış mı, fikirlerini alıyordum. İçeride çocuklar Kuran kursundaydı. Ben de içeri girdim. Bu gazetelerde haber oldu. Camiye girerken baş örtmek doğal. Önyargı ile yaklaşmamak gerekiyor.

NİKAH
Hiç nikâh kıymadım

Şu ana kadar hiç nikâh kıymadım. Böyle talepler geliyor. Ancak kimse arasında ayrım yapamayacağım için, talepleri karşılayamam diye düşünüyorum.

GİYİMİM
Blucinimi giyer dolaşırım


Giyim çizgim değişmedi. Hafta sonunda kotumu, lastik ayakkabımı giyip çocuğumla sokakta yürüyorum.

HAYATIMIN EN’LERİ

En büyük korkunuz? Yanlış anlaşılmak, iftiraya uğramak.
En çok neye dokunmaktan hoşlanırsınız? Çocuklarıma.
En sevdiğiniz tatil kenti? Didim.
En sevdiğiniz yemek? Bamya ve pilav.
En sevdiğiniz tarihi kişilik? Tabii ki Gazi Mustafa Kemal.
En sevdiğiniz film? Babam ve Oğlum.
En sevdiğiniz (müzik) sanatçı? Sezen Aksu.
En sevdiğiniz koku? Yasemin.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!