Güncelleme Tarihi:
Denize karşı oturmuş çaylarımızı içerken güler yüzlü bir insanla sohbet etmenin keyfini bize yaşatan Deniz Sipahi, dram oynamaktan büyük keyif aldığını söylüyor. Besteler yapan başarılı oyuncunun müzikal besin kaynağıysa ‘acı’...
Şu sıralar sizi ‘Düriye’nin Güğümleri’ dizisindeki Halime rolüyle izliyoruz. Dizi nasıl gidiyor? Rolle ilgili sizi zorlayan ya da yoran şeyler oluyor mu?
Dizi güzel gidiyor, Muğla çok güzel ve halkı da bizi çok seviyor. İlk başladığımız günden beri zorlanmadık. Yani ortam, mekan ya da insanlarla ilgili problem yok. Dizi ekibi olarak Muğla’da kendimize ait ortak bir hayat kurduğumuzu söyleyebilirim. Yoğun ve mutluyuz.
Kardeşler arasındaki uyum her bölüm giderek artıyor. Peki, ara sıra gerçek kız kardeşler arasında olduğu gibi kavgalar ya da didişmeler oluyor mu?
Aramızda inişli çıkışlı bir ilişki var. Çünkü proje başladığında birbirini hiç tanımayan insanlardık. Set bir anda işimiz, evimiz her şeyimiz oldu. Bu da bir sıcaklık yarattı. Bazen tabii ki karşındakinin ne istediğini, neyi kastettiğini anlaman zaman alıyor. Ama onun dışında kardeş gibiyiz ve çok iyi anlaşıyoruz.
Zaman geçtikçe “Acaba başka bir rolü, başka bir kardeşi oynasaydım” gibi bir düşünce aklınızdan geçti mi?
Bence herkes karakterine uygun seçilmiş. Bu anlamda cast çok doğru. O yüzden hiç başka türlü bir düşüncem olmadı. Diğer karaktere seçilen arkadaşların bu rollerin hakkını verdiklerine inanıyorum.
Halime, dizinin dram öğelerini taşıyan bir karakter. Ancak sizin yapı olarak daha güleç bir kimliğiniz var. Bu anlamda rol sizi hiç zorluyor mu?
Aslında dram oynamayı çok seviyorum. Demek içimde bir şey var ki, gerçekten çok severek oynuyorum. Hatta bazen öyle sahneler çekiyoruz ki, sabahtan akşama kadar ağladığım zamanlar oluyor. Şimdi biraz daha gülüyorum ama bir ara özellikle hep ağlıyordum. Zaten dizide bir ben, bir de Düriye dramlarla boğuşuyor. Diğer karakterler bu ikisine göre biraz daha karikatürize kalıyor.
Gerçek hayatta da kardeşleriniz var mı?
Yok ama çocukken uzun zaman “Neden kardeşim yok?” diye ağladığımı hatırlıyorum. Tek çocuğum, anne-babam öğretmen ve Balıkesir’de yaşıyor. Ailemin ve çevrenin telkiniyle, “Öğretmen olayım” dedim. Tabii bu arada en büyük hayalim konsere, tiyatroya gitmek ve tiyatro yapmaktı. Balıkesir bu konuda maalesef kısır bir şehir, o anlamda daha küçük yaşlarda İstanbul’a gitmeyi kafama koymuştum. Bunu da öğretmenliği kazanarak elde ettim ve İstanbul’a geldim.
Marmara Üniversitesi Bilgisayar Öğretmenliği Bölümü’nü kazandınız. Peki, bu mesleği yapmayı düşünmüyor musunuz?
Mecbur kalmazsam düşünmüyorum. Çünkü hayalim oyunculuk ve müzik.
Dizide şu sıralar Halime’yi iki aşk arasında kalmış bir şekilde izliyoruz. Ancak Halime bunların ötesinde Nasip’le yakınlaşıyor. Sanki biraz maymun iştahlı mı?
(Gülüyor) Halime, evde kalma korkusuyla yaşayan bir köylü kızı. Nasip, Halime’nin ilk aşkı ve onun adı geçtiğinde akan sular duruyor. Nasip farklı biri; Almanya’dan gelmiş, köyde kovboy kıyafetleriyle geziyor. Sonuçta Halime’nin gönlü kaydı ama sonra terk edilince, “Aman evde kalmayayım” düşüncesiyle İmdat’a, sonrasında da Cazip’e yaklaştı. Tabii ki bunları arka arkaya sıraladığımızda evet belki biraz maymun iştahlılık var diyebiliriz (gülüyor).
Nasip karakterini oynayan Yener Gürsoy, dizide annenizi oynayan İpek Tuzcuoğlu’yla evlendi. Nasip’le olan sahnelerinizi oynarken İpek Hanım’ın bir baskısı ya da yaptırımı oluyor mu?
(Gülüyoruz) Hiç öyle bir şey yok. İpek (Tuzcuoğlu) o kadar profesyonel bir oyuncu ki, kendi adıma bana çok yardımcı olduğunu söyleyebilirim. Başladığımdan beri İpek (Tuzcuoğlu) ve Emre’den (Kınay) çok şey öğrendim. Herkes birbirine yardım ediyor. Dizimizi çok sahiplendik, herkes işini çok sevdiği için kimse kimseyi aşağıya çekmeye çalışmıyor.
Dizide ‘Tombalacık Halimem’, ‘Zühtü’ ve ‘Düriyemin Güğümleri’ parçalarını söylüyorsunuz. Şarkı söyleme fikri nasıl ortaya çıktı?
Dizinin yönetmeni Mustafa Şevki Doğan’la geçen yaz ‘Kız Kaçıran’ adlı projede birlikte çalışmıştık. Orada dizideki aşkım için hayali bir beste yapmıştım ve bunu kullanmıştık. O yüzden şarkı söylediğimi biliyordu. Dizi teklifi Ajda Pekkan’la çalıştığım bir dönemde geldi. Ardından dizinin kadrosuna girdim ve kendimi stüdyoda buldum. Şarkıların altyapıları hazırdı ve kaydı üç saatte bitirdik. Batı tarzında söylememe rağmen ‘Halimem’ türküsünü yorumlamaktan büyük keyif aldım.
RÖPORTAJIN DEVAMI HAFTA SONU DERGİSİNDE