OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 02, 2004 00:00
Hangi elimizi kullanacağımız ne zaman belli oluyor?Soru: Sağlak veya solak olacağımız ne zaman belli oluyor. Bu konuda yapılan bir araştırma var mı?YANIT: Evet var, yeni bir araştırmaya göre, 10 haftalık bir fetüsken kullandığınız el, tüm yaşamınız boyunca tercih ettiğiniz eliniz oluyor. Kişinin, solak mı yoksa tam tersi mi olacağına çok erken karar verdiği ortaya çıktı. Bu bulgu birçokları için bir sürprizdi, çünkü bu tercihin 3 veya 4 yaşına kadar gelişmediği sanılıyordu. İngiltere’deki Oueens Üniversitesi'nden Peter Hepper başkanlığındaki bir ekip, 1000 fetüsün ultrason görüntülerini inceledi. Araştırmaların birinde, 10 fetüsten 9’u, ilk 15 haftalık dönemlerinde sağ baş parmaklarını emiyordu. Ekip, bu fetüslerin 75’ini doğumdan sonra da izledi. Buna göre, sağ baş parmaklarını emen 60 bebek, 10-12 yaş arasında sağ ellerini kullanıyordu. Geriye kalan ve sol parmaklarını emen 15 bebekten 10’u solak çıkmıştı. Diğer 5 bebekse, sağ ellerini kullanmaya başlamışlardı. Bebekler 10 haftalıkken, yani parmaklarını bile emmeye başlamamışken, kollarını sallarlar. Buna ilişkin bir araştırmaysa, bebeklerin çoğunun 24 haftaya kadar sağ kollarını salladığını gösterdi. Bu süreden sonra, fetüs engellendiği için hareket edemeyebiliyor.Teoriyi zorluyorHepper’a göre, tüm bu gözlemlere dayanarak, bebeklerin bu denli küçükken hareketlerini kontrol edebildikleri söylenemez. Beyinden vücuda uzanan sinir bağlantıları, hamileliğin ilk 20 haftasından önce gelişmiyor. Ayrıca, gelişim aynı evrelerinde, bir beyin korteksi eksik olan bebekler de - bu hastalığa anensefali deniyor- yine sağ kollarını sola tercih ediyorlar. Hepper, ‘Beynin, bu evrede hareketlerini kontrol edebildiğini gösteren bir kanıt yok. Bu, büyük olasılıkla omurilikle bağlantılı bir refleks’ diyor. Uzman, fetüsün kolları konusunda bir tercih yapmasının altında, bir tarafın diğerinden daha hızlı gelişmesinin yatabileceğini de öne sürüyor.Bulgular, kişinin el tercihinin nasıl geliştiğini ele alan teoriyi de zorluyor. Teoriye göre, bu
seçim, beynin bazı bölgelerinin, taraflı olarak kimi iÅŸlevleri yönetmesinin bir yan etkisi. Mesela, beynin bir tarafının üstün gelerek, lisan gibi belirli fonksiyonları kontrol etmesi gibi. Ancak, Hepper’ın ultrason görüntülerine göre, beynin hareketleri kontrol etme yeteneÄŸi geliÅŸmeden, kullanılacak el çoktan tercih ediliyor. Bu sonuca göre, teori doÄŸru olamazdı. Hepper, teorinin tam tersinin geçerli olabileceÄŸini savunuyor. Uzman, vücuttan beyne giden duyusal baÄŸlantıların; beynin, vücudun hareketlerini kontrol etmesini saÄŸlayan baÄŸlantılardan daha önce geliÅŸtiÄŸine dikkat çekiyor. Londra’daki University College’dan Stephen Wilson ise, bulgular konusunda kaygılı. ‘Bir fetüste gördüğünüz hareketler, beynin eÄŸilimini etkilemeyebilir.’ Wilson, fetüsün ilk evrelerinde, beynin saÄŸ ve sol kısımlarındaki gen hareketliliÄŸinin farklı olduÄŸunu ve beynin bir tarafa eÄŸiliminin de bunun neden olabileceÄŸini vurguluyor. Bitkiler büyük geniÅŸ yaprakları nasıl geliÅŸtirdi?Soru: Bitkilerin yaprakları, dünyanın eski zamanlarında da böyle miydi? OkuduÄŸuma göre bir zamanlar devasa bitkiler bulunuyordu.. GeniÅŸ yapraklar ne zamanr geliÅŸti?YANIT: Bu konuda yapılan araÅŸtırmalara göre, atmosferde karbondioksit azalmasıyla, ilkel yer bitkileri yapraklarını geniÅŸletme ve güneÅŸ ışığını emme fırsatını yakaladı.400 milyon yıl önce erken Devonian döneminde, yapraklar mikrofil denen ince sopa ÅŸeklindeydi ve fotosentez konusunda pek çok modern bitkiden daha az etkindiler. Bu eski bitkilerin, büyük yapraklar üretmek için gerekli genleri ve fizyolojik özellikleri vardı, ama en az 20 milyon yıl öncesine kadar bunu yapamadılar. Ä°ngiltere, Sheffield Ãœniversitesi'nden David Beerling ve Colin Osborne ve Londra Ãœniversitesi Royal Holloway'den William Chaloner, bir bilgisayar modeli ile bu konuyu araÅŸtırdı.Erken Devonian döneminde, atmosferdeki karbondioksit oranı bugünkünden 10 kat daha fazlaydı ve bitkiler gazı emmek için daha az gözeneÄŸe, yani stomataya gereksinim duyuyorlardı. Stomata ayrıca, suyu salıp yaprağı serinleterek bir ter bezesi gibi hareket eder. Bilgisayar modeli bu kadar az stomataya sahip olmanın bir baÅŸka yönü olduÄŸunu gösterdi. EÄŸer yapraklar daha da geniÅŸ olsaydı, güneÅŸ ışığını daha çok emerdi, ama aşırı ısınmayı önlemek için yeterince gözeneÄŸe sahip olmazlardı.370 milyon yıl önce karbondioksit seviyesindeki düşüş, yaprakları stomata yoÄŸunluÄŸunu arttırmaya zorlamış olabilir. Bu da sonuç olarak, onların yapraklarını serin tutarak, geniÅŸ yapraklara sahip olmalarını saÄŸlamış olabilir.Bu fikri test etmek için araÅŸtırmacılar fosil kayıtlarına baktılar ve el deÄŸmemiÅŸ dış deriye sahip olan birkaç nadir örnek üzerindeki stomata sayısının yanı sıra 300 bitki türünün yaprak alanlarını ölçtüler.Gittikçe düşen küresel karbondioksit düzeyinin, gözenek yoÄŸunluÄŸu ve artan yaprak alanıyla eÅŸleÅŸtiÄŸini buldular. (Proceedings of the National Academy of Sciences, vol 101, syf 10360)Â
button