Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2003 00:00
Köpeklerin idrarı çimleri öldürür mü?SORU : DiÅŸi bir köpek bahçedeki çimenin üzerine çiÅŸini yaparsa çimleri öldürür. ÇiÅŸini yaptığı yerdeki çimler kahverengileÅŸirler. Oysa benim bildiÄŸim kadarıyla diÅŸi köpek çiÅŸi zararlı bir ÅŸey deÄŸildir. Çimler hangi kimyasal mekanizma nedeniyle ölürler? Neden sadece diÅŸi köpekler böyle bir etkiye yol açarlar? BaÅŸka hayvanlarda da bu türden erkek-diÅŸi farklılaÅŸmaları var mıdır?YANIT: DiÅŸi bir köpek çiÅŸini yaptığında bunu doÄŸrudan yere doÄŸru yapar ve bir seferde bütün mesanesini boÅŸaltır. Bu miktarda çiÅŸ, çimin renginin deÄŸiÅŸmesi için yeterlidir.Oysa erkek köpek bölgesini belirleyip iÅŸaretlemek için çiÅŸini küçük miktarlarda bir sürü yerde yapar. Ayrıca erkek köpek çiÅŸini duvar gibi düşey bir yüzeye yapmaya eÄŸilimlidir, bu ÅŸekilde sıvının bir kısmı buharlaşır ve emilir. Bütün bu nedenlerden ötürü erkek köpeÄŸin çiÅŸi hiç bir ÅŸekilde belli bir yerde bol miktarda birikmez, dolayısıyla erkek köpekler çiÅŸ yapmak yoluyla çimlere zarar vermezler.Bu açıklamaya şöyle karşı çıkılabilir: Erkek köpekler ayrı ayrı yerlere çiÅŸlerini yapsalar da sınırlı bir yerde mecburen aynı yeri kullanacaklardır, dolayısıyla çimler zarar görmelidir. Ne var ki durum böyle deÄŸildir, zira çim, köpek orayı ikinci kez ziyaret edene kadar kendisini toparlar ve ilk çiÅŸin yoÄŸunluÄŸu azalır.Böceklerde tasarım hatası mı var?SORU: Bahçede çalışırken bir böceÄŸe gözüm takıldı. Böcek, yanlış bir adım attı ve arka üstü yere düştü. Ona yardım etmeseydim doÄŸrulamayacak ve büyük bir olasılıkla da o ÅŸekilde ölecekti. Milyonlarca yıllık evrim, nasıl olup da bu kadar öldürücü bir tasarım hatasını ortadan kaldırmamış?YANIT 1: Okur, o böceÄŸe yardım etmemiÅŸ olsaydı böceÄŸin o pozisyonda kalarak öleceÄŸini öne sürüyor. Bu yanlış, hiç de öyle olmazdı. Bütün böceklerin, bu gibi durumlardan kurtulmak için deÄŸiÅŸik mekanizmaları vardır.Bazı böcekler sırt üstü düştüklerinde karınlarındaki basınçlı bir gazı salarak havalanırlar ve havada en uygun konuma geldikten sonra garantili bir iniÅŸ yaparlar. Kanat yaymak, bacak açmak veya saÄŸa sola, öne arkaya salınım hareketi yapmak gibi daha basit teknikler kullanan böcekler de vardır. Bu konu uzun yıllar araÅŸtırmalara konu olmuÅŸtur. Taiwan Ãœniversitesi'nden J. T. Chao, 1985 yılında bu konuda yapılmış çalışmaları birleÅŸtiren "Böceklerin doÄŸrulma hareketlerinin karşılaÅŸtırmalı incelemesi" baÅŸlıklı, detaylı bir makale yazmıştır. YANIT 2: Böcek türlerinin sadece çok küçük bir kısmı böyle biçimsiz durumlardan kurtulmalarını zorlaÅŸtıracak bir vücut yapısına sahiptir. Uzun süre hanım böcekleri üzerinde çalışıldı (Coccinellidae). Hanım böceÄŸi türlerinin büyük kısmı vücutlarını rahatça düz konuma getirebiliyorlardı.Sırt üstü düştüklerinde hemen doÄŸrulamayan türlerde genellikle oldukça dışbükey bir elitera (koruyucu, sert kanat) oluyor. Bunlar genellikle diÄŸer hanım böceklerinden biraz daha iri oluyorlar.Hanım böcekleri düz bir yüzeyde ilerlerken dengelerini kaybedip sırt üstü konuma gelirlerse, normal durumda eliteranın altında saklı duran zar inceliÄŸindeki arka kanatlarını açarak bunlarla kendilerini düzeltiyorlar. Bir çok hanım böceÄŸi buna bile ihtiyaç duymadan doÄŸrulabiliyor.Böcekler genellikle ormanlarda ve kırsal alanlarda yaÅŸarlar. Buralarda düz yüzeylere çok ender rastlanır. Bitki örtüsü, yerdeki yapraklar ve diÄŸer bitki kalıntıları, dengesini kaybeden böceÄŸin kendisini doÄŸrultması için sayısız imkan sunar. Dolayısıyla böceklerdeki evrimde düz yüzeyler pek hesaba katılmamıştır.Böceklerin çok fazla düşmanı yoktur ve çoÄŸu, koruyucu bir dokuyla kaplıdır. Bunların bir sonucu olarak böcekler, yeryüzündeki en baÅŸarılı evrimsel geçmiÅŸe sahip olan gruptur.YANIT 3: Okurun karşılaÅŸtığı böcek bence pek saÄŸlıklı deÄŸildi, kendisini doÄŸrultmakta bu derece baÅŸarısız olması pek normal deÄŸil. Belki de çok yaÅŸlı ve hasta bir böcekti ve yaÅŸamının sonuna yaklaÅŸmaktaydı. YaÅŸlanan veya hastalanan böcekler hareket ve koordinasyon yeteneklerini büyük ölçüde kaybederler. Bunun bir sonucu olarak da oldukça dengesiz bir yürüyüş sergilerler. YaÅŸlı böcekleri sert ve düz bir yüzeye koyarsanız dengelerini kaybederler ve bir türlü doÄŸrulamazlar. Aslında yaÅŸlı ve hasta böcekler, düz olmayan bitki örtülü yüzeylerde de kolay kolay doÄŸrulamazlar. Genç ve saÄŸlıklı böceklerin çoÄŸu denge konusunda son derece baÅŸarılıdırlar. Bence böcekler evrim konusunda en baÅŸarılı hayvanlar arasındalar.Kakao tozu niçin geç ıslanır?SORU: Kakaolu içecekler hazırlanırken, önce az miktarda soÄŸuk sütle kakao tozu karıştırılır. Sütün geri kalan kısmı daha sonra eklenir. Kakao tozu bu arada bir türlü ıslanmaz ve bir topak oluÅŸturarak öylece kalır. Kakao, ancak çok ÅŸiddetli bir karıştırma sonucunda sıvıyla karışır. Neden böyle oluyor? YANIT: Toz halinde bulunan bazı maddelerin suya yayılmaları güçtür. Bazı maddeler suda çözünmez, bazıları da çok yavaÅŸ çözünür. Böyle maddelerin sıvı içinde topak oluÅŸturmalarına yol açan iki ayrı etki vardır.Birinci etki, toz halinde olan maddenin suyla birleÅŸme eÄŸiliminin yüksek olmamasına baÄŸlıdır. EÄŸer madde suyla birleÅŸmeye pek eÄŸilimli deÄŸilse (kakao yaÄŸ içerir ve bu tür bir maddedir) hava kabarcığıyla sıvıdan ayrılan bir topaklar oluÅŸur. Bu durumun kökeninde yüzey gerilimi etkisi yatar. Kabarcıkla kaplanmış olan toz kütleleri derhal yüzeye yükselerek diÄŸerlerine katılırlar. Sonuç olarak yüzeyde iri bir topak oluÅŸur. Böyle bir toz kümesini sıvıyla karıştırmak için çok uzun bir süre karıştırmanız gerekir. Kakaonun baÅŸlangıçta çok az miktarda sütle karıştırılmasının nedeni, böyle güç bir durumla karşılaşılmasını önlemektir. Gerçi bu durumda da topaklar oluÅŸur ama bu sefer topaklar nispeten küçük bir sıvı hacmi içindedirler ve sonuç olarak viskozitesi yüksek olan bir karışım oluÅŸur. Bu durumda çözünmeyi saÄŸlayacak kayma kuvvetleri de viskoziteyle doÄŸru orantılı olarak büyür ve sonunda kakao, küçük parçalara ayrılır. Sütün geri kalan kısmını bundan sonra eklerseniz sadece minik kakao parçacıklarını yayamanız gerekir ve bu da diÄŸeriyle kıyaslanmayacak kadar kolay bir iÅŸtir. Belki garip gelecek ama, bir maddenin suyla birleÅŸmeye çok eÄŸilimli olması da topak oluÅŸumuna neden olur, yanıtın başında sözünü ettiÄŸimiz ikinci durum budur. Bu durumda parçacıklar suyu hızlı bir ÅŸekilde çekerler ve bunun sonucunda çevrelerindeki su, daha viskoz bir hale gelir. Bu tür maddeleri suyla karıştırırsanız yüzeyleri son derece yapışkan olan topaklar oluÅŸur, topakların içindeki toz yine kuru kalır. Böyle yapışkan topakları karıştırarak dağıtmak, diÄŸer topaklardan da zordur. BuÄŸday unu, bu tür maddedir, suyla birleÅŸmeye çok eÄŸilimlidir. BuÄŸday ununa su katmadan önce çok az miktarda yaÄŸ eklemek gerekir. Bu durumda un taneleri birbirlerinden ayrılır ve su katıldığında topaklar oluÅŸmaz. Karıştırma iÅŸlemleri yaparken sıcaklığı da iyi ayarlamak gerekir. Yüksek sıcaklıklarda çözünme genellikle daha hızlı olur ama soÄŸuk ortamlarda sıcak ortamlardan daha iyi çözünen maddeler de vardır. ÖrneÄŸin metil sellüloz böyle bir maddedir, sıcak suda çözünmez ama topak oluÅŸturmadan rahatça yayılır, soÄŸuk suda ise hızlı bir ÅŸekilde çözünür. YANIT 2: Sütün yüzey gerilimi son derece yüksektir. Kakaonun süte karıştırılmasının zor olmasının nedeni bu olsa gerek. Sütün viskozitesi, içine kakao tozu karıştırılmadan önce düşüktür ve buna baÄŸlı olarak çalkalamanın veya karıştırmanın etkisi de düşüktür. Tozun karıştırılması viskozitenin artmasına neden olur, yani karıştırma anlam kazanmaya baÅŸlar. Kakaonun baÅŸlangıçta az miktarda sütle karıştırılmasının nedeni de budur. EÄŸer tozu doÄŸrudan büyük miktarda sütle karıştırmaya kalkarsanız, viskozite hiç bir zaman yeterli seviyeye ulaÅŸmayacaktır, bu durumda sütü karıştırmanız yeterli kayma kuvvetinin oluÅŸmasına neden olamayacağı için iÅŸe yaramayacaktır.Â
button