Güncelleme Tarihi:
 Kerem Alışık, iki yıl aradan sonra "Affedersiniz Siz Bahar mısınız?" adlı üçüncü şiir albümünü çıkardı. Annesi, babası ve dayısı Atilla İlhan’a ithaf ettiği şiirlerinin yanı sıra dayısının iki şiirine de yer veren Alışık, aşk şiirleri yazdığı halde dört yıldır aşksız yaşadığını itiraf etti. İşte ünlü oyuncunun Kelebek’e özel açıklamaları...
ıllardır, "Yalnızım" diyorsunuz. Bu pek inandırıcı gelmiyor.
Dayım Atilla İlhan’la da bunu konuşurduk. Bana, "Biz yalnızlıkla yaşamasını bilen ve seven insanlarız. Bu herkeste böyle olmaz. Biz böyle yaşıyoruz" derdi. Çünkü o da öyle yaşıyordu. Herkes bana bunu soruyor, "Yalnız mısın, niye yalnızsın, inanmıyoruz" diyor. Gerçekten yalnızım ve yalnız olmaktan da çok mutluyum. Tabii ki bir aşka, bir kadına ihtiyacım var ama ben sanırım aradığımı bulamadım. Belki de yalnızlığımı aşacak kadar büyük bir sevgi, büyük bir aşk, bir ilişki yaşayamamaktan korkuyorum.
- "Aradığımı bulamadım" dediniz. Ne arıyorsunuz?
Benim için masumiyet çok önemli. Ama şimdi çark başka türlü dönüyor. Bazı şeyler artık çok normal. Elini tutmak için yaşanılan o heyecanlar kalmadı. Ben o geçmişte yaşanan heyecanları arıyorum, o masumiyeti arıyorum. Bazı insanların belli kalıpları yıkmama isteği, arzusu var. Mesela hálá cep telefonunu kullanmayanlar olduğu gibi... İşte ben de bu anlamdaki kalıplarımı yıkmayacağım. Bir gün gelecek, o bir yerden karşıma çıkacak. Bu kadar beklemenin mükafatını alacağıma inanıyorum. Eğer böyle birisi yoksa da olmasın diyorum. Ben bu çarkın adamı değilsem, oraya da girmeyeyim. Bu anlamda kirletmeyeyim kendimi.
DOSTUM YOK
- Bu arada dikkat ettim de hiç telefonunuz çalmıyor.
Tiyatro ekibiyle turneye falan çıkıyoruz, telefonum bir kere bile çalmaz. Ekiptekilerin ise hiç susmak bilmez. Sevgilileri, arkadaşları arıyor; benimki bir kere bile çalmıyor. Dostum da yok. Bu da benim seçimim. Etrafımda arkadaşlar var ama iletişimim zayıf. Bir nokta geliyor ve kendimi çekiyorum. İleriye götürmüyorum. O dostluğun üstüne gitmiyorum.
- Sizin üstünüze gelenler olmuyor mu?
Oluyor tabii. Benim aradığım, beni heyecanlandıracak bir aşk.
- Diyelim ki bir kadın geldi ve sizden çok hoşlandığını söyledi. Ne yaparsınız?
Ben insanları refüze etmekten de hoşlanmam. Bunu bir şekilde yani tavır ve hareketle anlatabiliyorum. Ama keşke hoşlansam, keşke o noktaya gelsem. O noktaları da iyi tutuyorum yani. Biraz önce de dediğim gibi, sevdiğim kadınla sinemaya gitmek, yürüyüş yapmak, kahvaltı yapmak istiyorum. Bilinirse de bilinsin. Bundan da hiç kaçmam.
- Peki Kerem Bey, bu konuda hiç psikolojik destek almayı düşündünüz mü ya da aldınız mı?
Psikoloğa bir kere gittim. Ama o psikolog, başka bir psikoloğa gitti. (Gülüşmeler). Ciddi söylüyorum. İşin içinden çıkamadı. Dinledi dinledi, "Yok ben gidip bir yardım alıp geleyim, böyle olmayacak" dedi. Ondan sonra da bir daha gitmedim. O yardım alıyorsa, ben ne yapayım ki?
- Günün birinde bir sevgiliniz olursa, onu gerçekten tanımak isterim açıkçası.
Valla, bunu bana birçok kişi söylüyor. Belki de bizim istediğimiz, baktığımız şu anki çağa uygun da olmayabilir. O yüzden benim durumum biraz daha zor ama çözülür diye umut ediyorum. Böyle gitmemesi gerek. Ama şunu da yaşarım: Kimsenin bilmediği büyük, müthiş aşklarım da olmuştur. O platonik aşklarım için bir sürü şiirler yazmışımdır. Belki bu albümde de vardır. Hayallerine aşık olarak yaşamak da güzeldir. O insanı heyecanlandıran başka bir şeydir. Tabii ki dokunmanın, hissetmenin yerini hiçbir şey tutmaz, fakat platonik aşklar da başka bir heyecan verir insana.
- Biz sizi en son Aydan Şener’le yaşadığınız aşkta bırakmıştık. Sonra da bizim bildiğimiz kimse olmadı, değil mi?
Evet, en son Aydan’dı. Yaklaşık dört yıldır yalnızım. Şimdi Aydan’ın evleneceğini falan okuyorum.
- Birkaç gün önce üçüncü şiir albümünüzü piyasaya çıkardınız. Biraz ondan bahseder misiniz?
Albümün adı, "Affedersiniz Siz Bahar mısınız?" Babama, anneme yazdığım ÅŸiirlerin yanı sıra dayım Atilla Ä°lhan için yazdığım ’Güle Güle Kaptan’ isimli ÅŸiirim ve dayımın ÅŸiirleri de var bu albümde. Bir de gidip aşık olduÄŸum ama asla o kadınların bilmediÄŸi ÅŸiirler de var. Ah, o kadınlar, bana ÅŸiir yazdıran kadınlar! Ben o kadınları çok seviyorum, biliyor musunuz? Onların haberi yok ama benim için çok önemli kadınlardır onlar. Farkında olmadan benim yazmamı saÄŸlıyorlar. Onları nasıl sevmem ki?Â
- Kim bu kadınlar, tanıyor muyuz peki?
Tanırsınız ya da tanımazsınız. Ben çok acı biriktirdim, çok acı çektim. Bir sürü acının imtihanından geçtim. Acıyla yaşadım. Acıları da insan yazarak sarabiliyor. O çok önemli bir etken. Bir de ben acılarımı çok soylu, çok sessiz, farklı yaşarım. Böyle yaşamasını severim. O acılarım işte bir şekilde mısralara dökülüp ortaya çıkıyor. Hayattaki tek dayanağım Atilla İlhan’ı kaybettikten sonra şiirler benim daha da sırdaşım, dostum oldu.
FEDON VOKAL YAPTI
- Ama o kadınlar, kendileri için şiirler yazıldığını bilmeli.
Bilmeli tabii ki. Ama o kadının misyonu sadece şiir yazdırmak da olamaz mı? Bir de genelde kadınlar kendilerine şiir okunduğu zaman, "Vay be ben neymişim" derler. Ama esasında onlar orada değildirler. Onları oraya şairler koyarlar. Onların gerçek yüzünü bile bile, görmek istedikleri yüzü oraya monte eder şairler. Bu müthiş bir paradokstur. Gerçeği bilirsin ama kendini aldatırsın. Biz eskide kalmışız.
- Bence yine de söylemelisiniz. Belki o zaman bu yalnızlığınızdan da kurtulabilirsiniz.
Hayattaki en büyük başarı, hayatı istediğimiz şekilde yaşamaktır. İş olarak bunları yaşıyoruz ama şu anda bir boşluğumuz var tabii. Bize bunları yaptıracak gücü, enerjiyi, kuvveti verecek bir eve ihtiyacımız var. Sen otur, kendine göre şiirler yaz, kimsenin haberi olmasın. O şiir yazdığın kadınlar evlensin, çoluk çocuğa karışsın, senin şiirler havada kalsın!
- Kaç şiir var peki albümde?
14 şiir. İki tanesi remiks. Bu albümün içinde yeni bir ’Alo’ şiiri de var. İlk albümde Ereğli’den kamyon şoförü Hasan, biliyorsunuz ikide bir buradaki Melahat’i arıyor, Melahat de bir türlü telefona çıkmıyordu. Şimdi bu hikayenin devamını yazdım. Albümdeki müziklerin hepsi özgün bestelerdir. Fedon beni anlatan bir şiirde bana vokal yaptı. 25 Nisan’da ise Sadri Alışık Tiyatrosu’nda yeni albümümüzün bir dinletisi olacak. Ben yazdıklarımı insanlarla paylaşmaktan mutlu oluyorum.
HAYATA GEÇ BAŞLADIM
Ben hayata çok geç başladım. Benim 19-20 yaşına kadar flörtüm olmadı. Sonra hayattaki her köprüden geçtim. Dışadönük, sokakta yaşadığım bir dönem de oldu ama doğru olan beni çekti. Fakat o dönem bile hep içedönük hayatın da içinde oldum. Kimse bilmedi. Ben yalnız kaldığımda, içimdeki karanlıktan kurtulup kendi ışığımı yakıyorum. O kadar seviyorum yalnızlığı.
Şiir kitapta güzeldir
- Peki şiirlerin kaset olarak ortada olmasına ne diyorsunuz?
Buna karşıyım. Şiir yapılıyorsa, kitap olarak sunulmalı, kitap olarak verilmeli mantığındayım. Bunu zaten daha önceki albümlerimde yaptık. Bu albümün de mutlaka iki, üç ay sonra kitabı çıkacak. Ben asla kendimi şair olarak görmüyorum ama şiirin de bir hakkı var. Ona da ihanet etmemek gerek. Kaset yapıyoruz falan ama sonuçta şiir kitapta güzeldir. Bunu böyle değerlendirmek gerek.
- Hangi şiire klip çekeceksiniz?
Benim gönlüm dayıma yazdığım şiire klip çekilmesinden yana. Ama bizim ülkemizde hep yanlış anlaşılmalar ya da doğruyu bildiği halde hep yanlış düşünmeler var ya, ondan bile korkar oluyorsun. Ben Atilla İlhan’ın yeğeniyim. Bu kadar şey paylaştığım, hayatımın yarısını onunla geçirdiğim insan için yazdığım şiire ya da onun şiirine klip çekmek isterim. Ama onu yaptığım zaman "Dayısını kullanıyor" düşünülür diye çekmekten vazgeçtim. ’Affedersiniz Siz Bahar mısınız’a çekeceğiz klibi.