Dört dünyasını birleştirdi

Güncelleme Tarihi:

Dört dünyasını birleştirdi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2011 01:42

Dinleyicisini masaların üstüne çıkaran, coşkulandırıp tabak kırdıran klarnetçilerden değil Oğuz Büyükberber. Bas klarnetiyle emprovizasyonlar yapıyor, sessizliğe rengarenk resimler çiziyor, dinleyicisinin hayal gücünü kışkırtıyor. Geçen yıl Berlin’de terk edilmiş bir ofis binasında dört gün solo kayıt yaptı. Bunları elektronik kayıtları, fotoğrafları, grafik ve dijital tasarımlarıyla birleştirip ‘4’ albümünü hazırladı. Büyükberber, 6 Eylül’de Nardis’te albüm repertuarından bir bölümü sahneye taşıyacak.

Haberin Devamı

Son albümlerinizde solo ya da çok küçük gruplarla çalışmayı tercih ediyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Yurtdışındaki projelerde büyük gruplarla çalışıyorum. Hollanda’da sekiz yıl önce kurulan caz bigband’i Spinifex Orchestra için besteler yaptım, albümlerinde yayımlandı, birkaç konser verdik. Çağdaş, klasik, barok ve öncesi dönemin müziklerini icra eden Amsterdam’daki çokuluslu Axyz Ensable ile çalışmalar yaptım. Topluluğun 2008’deki konserlerine Erkan Oğur ve Fahrettin Yarkın’la katıldık. Saksofoncu Sophie Hassfurther ile Viyana’da dörtlü kurduk, Avusturya’da Orient Express adlı bir albüm yayımlandı. Kendi çalışmalarımda ise kişisel yolculukları, arayışları tercih ediyorum. Bir önceki albüm ‘Ara’da açtığım kapıdan yürüyüp 4’e vardım. Bu bir izolasyon çabası değil, somuttan soyuta yolculuk. Yaşadığımız topraklardan yola çıkan, merak edilen farklı bir dünyaya ulaşmaya çalışan bir yolculuk.

Haberin Devamı

4 ismi farklı sanatların, anlatım biçiminin bir araya gelmesini mi işaret ediyor?
İkili bir anlamı var. Hem dört ayrı parçanın bir araya gelip bir bütün oluşturmasını hem de dört ayrı sanatın buluşmasını işaret ediyor. Çocukluğumdan bu yana farklı sanat dallarıyla ilgileniyorum. 1978’de TRT’nin ulusal şiir okuma yarışmasında ödül kazanmıştım. Fakat gözlerimdeki sorun nedeniyle görüşüm yüzde 10’a düşünce bu alanda kendimi geliştiremedim. Okul yıllarında birçok resim yarışmasında ödül kazandım. Ardından MSÜ İç Mimarlık Bölümü’ne girdim. Müziğin yanı sıra grafik, fotoğraf, video sanatlarıyla ilgilendim. Fakat Türkiye’de birden fazla sanatı bir araya getirmek pek kabul edilmediğinden sadece müziklerimi sergiliyorum. Son yıllarda solo konserlerimde videolar gösteriyorum. Japonya, İsviçre, Almanya, ABD’deki resitallerde kendi geliştirdiğim bilgisayar programlarıyla yaptığım gösteriler ilgi çekince bu alandaki çalışmalarımı yoğunlaştırdım. Ses ve video rollerini değişerek birbirine eşlik ediyor.

İTALYAN BESTECİ, BERLİN KAYITLARINDAN ALBÜM YAPTI

Albümün açılış parçası stüdyo yerine neden Berlin’de boş bir binada kaydedildi?
Üç yıl önce Bilgi Üniversitesi’nce düzenlenen Çağdaş Müzik Günleri’nde İtalyan besteci Emanuele de Raymondi’yle ilk kez bir araya gelip iki konser vermiştik. Bu çalışmadan memnun kalınca Raymondi, yankı özelliği güçlü bir ofis ortamında solo kayıt yapmamı önerdi. O kendi projesinde, ben kendi projemde kullanacaktım bu kayıtları. Berlin’deki boş binada toplam 12 saat bas klarnet ve klarnetle emprovizasyonlar yaptım. Farklı efektler, mikrofonlar denedim. Ofisin yankı ortamı bana ilham verdi. Raymondi bu kayıtlardan “Buyukberber Variations” adlı bir albüm hazırladı, New York’ta yayımlandı. Ben de kendi kolajımı oluşturdum. 2009’dan bu yana üzerinde çalıştığım elektronik ve elektro akustik iki çalışmayı da ekledim, eskiz, fotoğraf ve elektronik görsel tasarımları bir kitapçığa dönüştürüp bir araya getirdim ve ‘4’ albümü ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Açılış parçasındaki emprovizasyonlarınızda Yunan makamlarına kadar uzanmanızın özel bir nedeni var mı?
Bu albüm dünün dünyasından yola çıkıp, günümüze ve sonra düşlere uzanıyor. İlk bölümde bilinen en eski iki yazılı müzik örneğinden kesitler kullandım. Bunlardan biri Efes’te bulunan Seikilos’un mezar taşı. Kayıttaki doğal yankı, geçmişin mabetlerini çağrıştırıyor. Ardından elektronik müzik örneği, üçüncü parçada elektronik ve akustik buluşması var. Daha sonra dördüncü öge olan görsel malzeme yer alıyor.

USTALARIMI SELAMLIYORUM

Müzik, fotoğraf, desen, videoya beşinci element olarak sözcükler de gelebilir mi?
Üzerinde çok çalıştığım bir konu... Fakat sözcükler çok güçlü anlam alanları yaratıyor. Onları diğer elementlerle uyum içinde kullanmak büyük ustalık istiyor. Şu anda bu kadar usta değilim ve henüz cesaret edemiyorum.

Haberin Devamı

Albümün bazı bölümlerinde sanki İlhan Mimaroğlu gibi müzik tarihindeki elektronik müzik ustalarını selamlıyorsunuz, kimler var bu listede?
Amsterdam Konservatuvarı’ndaki yüksek lisans tezim elektronik ve akustuği birleştiren solo performanslar üzerineydi. Besteci olarak Pierre Boulez, Arnold Schoenberg, Mauricio Kagel, klarnetçi olarak Mustafa Kandıralı, Petro Lucas Halkias, hocam Haris Parnai, piyanoda Duke Ellington, Paul Bley ve Keith Jarrett, elektronikte Karlheinz Stockhausen, İlhan Mimaroğlu, görsellerde Max Ernst, Paul Klee’ye şükranlarımı sunuyorum.

KONSER 6 EYLÜL’DE

6 Eylül’de Nardis’te vereceğiniz konserde albüm repertuvarı yer alacak mı?
Davulcu Cem Aksel, basçı Demirhan Baylan’la üçlü çalacağız. Albüm repertuarının bir bölümü de yer alacak.

Haberin Devamı

Bu albüm bir dizinin parçası mı?
Hayatım boyunca sürdüreceğim, solo ağırlıklı albümler serisinin bir parçası…

Çağdaş müzikle ilgisi olmayan, sıradan dinleyici bu albümün dünyasına nasıl girebilir?
Önyargılardan, beklentilerden arınıp, bu müziği düş dünyanıza aktarabilirseniz sizi mutlu edecek sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.
(Konser: nardisjazz.com / Albüm: www.oguzbuyukberber.net)

 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!