DÖRT ÇOCUKLU BİR EV
Güncelleme Tarihi:
Bennu Gerede’nin aile kökleri Bosna Hersek’e uzanıyor. Büyük dede Hüsrev Gerede, Atatürk’ün yaveri. Dede, Türk sinemasının ilk akla gelen yönetmenlerinden biri, aynı zamanda uzun yıllar başkonsolosluk yapmış Cemil Vafi. Eşi Reşiha Vafi, ilk tiyatro çevirmenlerinden. Anne Canan Gerede, bir tiyatrocu ve sinemacı. Baba Selçuk Gerede, Birleşmiş Milletler’de başhekim. Doğal güzellik tanımının sahibi bir kadın, başarılı bir fotoğraf sanatçısı, kendi kurallarına sahip çıkan bir anne ve bir asi olan Bennu Gerede, işte böyle bir kronolojiyi taşıyor. Sadece aile ağacında değil, evinde de. Elle Decoration dergisi, Gerede’yi dört oğluyla yaşadığı Teşvikiye’deki evinde ziyaret etti.
İş adamı ve antika tutkunu olarak tanınan Satvet Lütfi Tozan’ın 1940’ta Hüsrev Gerede Caddesi’nde, kendi inşa ettirdiği Tozan Apartmanı’ndaki bir aile evindeyiz. Burası, ailenin son jenerasyon üyelerinden Bennu Gerede’nin, dört erkek çocuğu Dylan (13), Daren (13), Miro (12), Kai (5) ve yardımcıları Maya ile beraber yaşadığı sıcak, eğlenceli, enerji dolu bir yuva.
“Babam bu apartmanın tam karşısında oturuyordu. Annem bu evi anneannesine zorla aldırmış çünkü babam ile beraber yaşamak istemiş. Ancak onlara değil, bana ve çocuklarıma kısmet oldu. Eve 2003’te taşındık. Kullanım alanı 300 m2; salon, açık mutfak, beş yatak odası, iki banyo, bir çamaşır odası, gizli bir oda ve bir çalışma odasından oluşuyor. Yüksek tavanlı olması büyük avantaj. Evin içinde ferahlık sağlıyor. Kalabalık bir aileyiz. Evde hareket çok ve trafik yoğun” diye anlatmaya başlıyor Bennu Gerede.
ÇOCUKLAR DUVARLARI BOYAMAKTA ÖZGÜR
Taşındıklarında Gerede ve büyük çocuklarının babası Koray Erkaya, dekorasyonu ortak zevklerine göre yapmışlar: “Annem Canan Gerede’nin de katkısı oldu. Yaklaşık beş ay kadar sürdü diyebilirim. Zaman içinde evde ufak tefek değişiklikler yaptık, çok sayıda aksesuvar ekledik. Aile büyükleri vefat ettikçe de bazı eşyalar bana geldi. Şu anda evde standart bir dekorasyon stili var diyemeyiz ama kendine özel bir ruha sahip. Ben yaşayan ev seviyorum. Minimal, mobilya mağazası gibi bir evde yaşayamam. Babam ve anneannemden kalan bazı değerli eşyalar evimin kıymetlileri. Ne evim için, ne de kendi giyimim için kolay alışveriş yapabilen biriyim. Bir de evde çocuk sayısı fazla olunca dekorasyona fazla özen gösteremiyorsunuz çünkü her an, her şey kırılabiliyor ve pisleniyor. Titiz bir insan olmadığım için çocukların duvarları boyamalarına izin veriyorum. Maddiyat ile pek bir bağlantım da yok. Açıkçası bu yüzden rahatlık odaklı yaşıyoruz.”
OĞLUYLA BERABER MASAL KİTABI HAZIRLIYOR
“Eve ilk girdiğimizde sadece ofis olarak kurgulandığını gördük. Oda oda farklı bölümler vardı. Çok bakımsızdı. Yıkıp her şeyi sıfırdan yaptık. Salondaki duvarları da açtık. Böylece ev genişledi. Evin renklerini belirlerken canlı tonları seçtik. Ancak şu anda eskisi gibi renkler yok. Arka odalar rengarenkti ama bu evde geçen sene dizi film çekimleri olduğu için renkli duvarlar beyaza boyandı. Örneğin benim yatak odam koyu kırmızıyken şimdi beyaz. Evin aydınlatmalarını o anki zevkimize göre seçtik. Perdeler için salonda beyaz tülleri, çocuk odalarında ise siyah ve desenli olanları tercih ettik. Zeminler genel olarak kalın parke ile döşeli. Mutfak siyah, banyolar ise gri seramik ile kaplı” diye anlatmaya devam ediyor Bennu Gerede... Bir yandan konfor, keyif ve çocukların rahat edebileceği şekilde düzenlenmiş evini geziyor, renkli süprizli köşelere rastlıyoruz.
Gerek ev girişinde, gerekse piyano bölümünün arkasındaki gizli odada ve odaları birbirine bağlayan renkli el boyamalarıyla kaplı koridorda bu etkiyi fark ediyoruz.
Şu sıralar oğlu Dylan ile bir masal kitabı hazırladıklarını öğreniyoruz Gerede’den. Dylan resimlerini yapıyor, Bennu Gerede de yazıyor. Ayrıca yakında bir online satış sitesi açacağını ve orada yünden el örme ürünleri satacağını da. Bu kadar yaratıcı bir aile söz konusu olduğunda bu üretkenlik daha uzun yıllar sürecek gibi.
UÇLARDA YAŞASAM DA ETİK DEĞERLERİM VAR
Hayat bana bir şeyler sundukça, ben de ona sunuyorum. Her gün halime şükrediyorum. Her ne kadar uçlarda ve marjinal yaşıyorsam da etik değerlerimin olmasını çok önemsiyorum. Gelecek benim için önemli değil. Önemli olan anı değerlendirip yaşamak...
BİZ BU EVDE ÇOK MUTLUYUZ
Ev benim dünyam, özelim, ailem ve çocuklarım demektir. Evimin konforlu görünmesi, büyük mutfağının olması ve espaslı bir salonla başlaması benim için çok önemliydi... Şehrin merkezinde yaşayarak böyle bir eve sahip olmak bizim adımıza büyük şans. Burada çok mutluyuz...