OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 30, 2005 00:00
Çanta markası Osman, tişört markası Ottoman Empire, hediyelik eşya markası Hiref’den sonra Osmanlı kültürünü modernize eden bir aydınlatma markamız oldu. Neo Ottoman adlı markanın yaratıcısı Deniz Tunç bu alanda bir boşluk olduğunu savunuyor. Bir lambanın üzerinden tespih sarkıyor, diğerinin üzerinde Arapça Allah yazıyor.Kaftan adını verdiği aydınlatmanın kenarına dantel desenleri işlemiş. Semazenlerin dönüş hareketlerinden etkilenerek tasarladığı lambaya semazen ismini vermiş.Deniz Tunç Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Tasarımı bölümünde eğitim gördü. Mezun olduktan sonra reklam ve
sinema filmlerinde sanat yönetmeni olarak çalıştı. Ä°ÅŸ bittikten iki gün sonra çöpe atılan dekorlar yapmaktan çabuk sıkıldı. Endüstri tasarımı mastırı yaptı. Gön Deri, Hotiç gibi markalar için tasarım yapmayı denedi. Mutluydu ama yine de içine sinmeyen bir ÅŸeyler vardı. Modanın çok hızlı deÄŸiÅŸmesinden rahatsız oluyordu. ‘Birileri çıkıp kırmızı moda diyordu. Biz de kırmızı tasarımlar yapıyorduk. Bir yıl sonra tüm kırmızılar mora dönüyordu. Bu kadar hızlı tüketim bana göre deÄŸildi. Dekorasyonda moda hızlı deÄŸiÅŸmediÄŸi için bu alana kaydım.’ Deniz Tunç tasarladığı ÅŸeylerin dört yıl, sekiz yıl hatta 20 yıl kullanılmasını isteyen bir tasarımcı. Dekorasyon modasının dört-beÅŸ yılda bir deÄŸiÅŸtiÄŸini söylüyor. Son yıllarda hangi akımın etkisinde olduÄŸumuzu şöyle anlatıyor: ‘İki yıl öncesine kadar minimalizm modaydı. Herkes dümdüz kanepelere oturmak için ölüp bitiyordu. Bugün artık minimalizm telaffuz bile edilmiyor. Åžimdi maksimalist ve oryantalist akımın etkisindeyiz. Her ÅŸey o kadar çok soÄŸudu ki sıcaklaÅŸtırmaya çalışıyoruz.’Tunç, tasarım yaparken trendlerin tersine gitmeye çalışıyor. Bu yıl ahÅŸap moda diye özellikle ahÅŸap tasarımlar yapmıyor. Son yıllarda Osmanlı’yı modernize etmek için uÄŸraşıyor. Osmanlı’ya neden ilgi duyduÄŸunu sorduÄŸumuzda şöyle cevaplıyor: ‘Sahne tasarımı yaparken yarattığım mekanlara ruh katmaya özen gösterirdim. O yıllarda Ä°talya’dan ve Fransa’dan çok etkilendim. Dekorasyon alanında çalışmaya baÅŸlayınca etrafıma baktım. Ben bu ülkede doÄŸdum. Etrafta ne var? Cami var, minare var ve eÅŸsiz bir Osmanlı kültürü var. Böylece Osmanlı’yı modernize etmeye baÅŸladım. En bilinen çintemani formundan bile çok modern bir aydınlatma yapıyorum. El sanatlarını canlandırmaya çalışıyorum. El iÅŸi yapan kadınlarla, bakır ve ahÅŸap ustalarıyla çalışıyorum.’Deniz Tunç’un NiÅŸantaşı’ndaki maÄŸazasına her gün yeni bir ürün ekleniyor. Tasarımcı sezona inanmıyor. Ãœretimin sürekliliÄŸinden yana. Son yıllarda aydınlatma tasarımına odaklanmış. Bu alanda bir boÅŸluk olduÄŸuna inanıyor: ‘Kapılaçarşı’daki fenerleri saymazsak piyasada oryantalist izler taşıyan aydınlatmalar pek yoktu. Benim tasarladığım aydınlatmalar heykel gibi. Yandığı zaman ‘Ben burdayım’ diye bağırıyor.’ 50 parçalık aydınlatma koleksiyonunun ismi Neo-Ottoman. Hepsi Osmanlı kültürünün yansıması olduÄŸu için bu ismi vermiÅŸ. Ãœrünlerde camii minareleri, laleler, Allah yazıları ve tespih gibi detaylar dikkat çekiyor. Hemen hemen hepsi loÅŸ. Tasarımcı ‘Onlar altında kitap okuyalım ışığı deÄŸil, hadi gel biz bu lambayı manzara gibi seyredelim ışığı.’ Â
button