Güncelleme Tarihi:
Aşırı sıcak hava bazı meslekler için cehennem anlamına geliyor, bazıları için de daha çok para kazanmak. Kavurucu sıcaklardan zarar görenlerle, bu sayede işleri daha iyi giden meslekleri saptadık.
En çok onları vurdu
Recep Topuz (Dönerci)
‘‘Sıcağın üzerine bir de bu ocağın başında durmak zor tabii, ama n'apalım ekmek parası. Sabah 10'dan akşam 7'ye kadar duruyorum. 40 derece hava, 40 derece de ocak, yaklaşık 80 derece çalışırken yüzüme vuruyor. Dayanmak için 5 dakikada bir su içiyorum. İçtiğim su, günde 5 litreyi buluyor. Tabi öyle olunca 8 kere tuvalete taşınıyorum. Akşamları eve gidince soğuk bir duş alıyorum. Günün en güzel anı işte o zaman. Bir de sabahları gelmeden önce hazırlık için soğuk suyun altına giriyorum. Tabii bu durum bir bakıma bünyemi de güçlendirdi. Ocağın başında olmadığım zaman sıcak mıcak vız geliyor. Millet terlerken ben normal bir havaymış gibi yaşıyorum.''
Mehmet Demir (Fırıncı)
‘‘Biz alışığız genelde. Zaten fırın 200 dereceye yakın oluyor. Dışarıda hava sıcakmış, değilmiş, fırın bize yetiyor; alıştık artık ama iş bittikten sonra dışarıya çıkıp bir serinleme hissederdim şimdi o yok. Terden günde iki kıyafet değiştiriyorum. Sabah önlüğü takıyorum, öğlene gömlek sırıl sıklam. Günde sekiz saat fırının başındayım, her gün 5 litreye yakın su içiyorum. Bir de fırının tepesinde sıcak havayı emen bir sistem var. İşte öyle dayanmaya çalışıyoruz.''
Ataman Tunçdağ (Taksici)
‘‘32 senelik taksiciyim ben böyle sıcak görmedim. 1987'de de böyle bir hava olmuştu ama o da ağustosdaydı. Boyuna su içiyorum. Klima olmaması çok kötü. 7 milyarlık araba yapıp satıyorlar, şu arabaya 450 milyonluk bir klima koymuyorlar.
Olsa hemen alırım ama yapmıyorlar işte. Müşteri de bu durumdan rahatsız. Her gün stres artıyor. Sıcak bir yandan trafik bir yandan. Akşam eve gidince hanımla kavga ediyorum. Bir saat konuşmuyoruz. Sonra soğuk bir duş alıyorum, yemeği yiyoruz, o zaman konuşmaya başlıyoruz. Her akşam aynı terane.''
Ali Yıldırım (İnşaat işçisi)
‘‘Sabah sekizden akşam altıya kadar on saat çalışıyorum. Granit işçisiyim, o yüzden, tam güneşin alnında çalışmak zorundayım. Şapkayla korunmaya uğraşıyorum. Mümkün olduğunca da gölge yerlere kaçıyorum ama bir yere kadar. Bu sıcağa dayamak imkansız. Bol bol su içiyorum. Sık sık mola veriyorum. Bir de ben Antepli'yim. Ben oraların sıcağından böyle şeylere nispeten alışığım. Alışık olmasam bile ekmek parası için katlanmak zorundayım.''
En çok onlara yaradı
Alper Ongan (Klimacı)
‘‘Sıcaklar işleri inanılmaz artırdı. 15 günde 20'nin üzerinde klima sattım. Fiyatları 300 milyonla bir buçuk milyar arasında değişiyor. Vantilatör desen zaten peynir ekmek gibi satıyor. Günde 15 tane satıyorum. Onlar da 22 ile 34 milyon arasında değişiyor. Elimdeki bütün klimaları sattım. En son dükkana koyduğum da gitti. Şimdi bir vantilatörle idare ediyoruz. Fabrika mal yetiştiremiyor. Bir de Türk insanının genel yapısı, biz yumurta kapıya dayanınca önlem alıyoruz. Gece sıcaktan uyuyamıyor, sabah soluğu burada alıp, klima istiyor, Hemen öğlen iş bitsin diyor. Herkes böyle olunca biz de yetişemiyoruz tabii. Ama anlamak istemiyorlar. Bağıra çağıra mal satıyoruz.''
Ahmet Küçük (Havuzcu)
‘‘Sıcaklardan olumlu etkilendik diyebilirim. Son bir hafta içinde hafta içi doluluk oranımız yüzde 30 oranında arttı. Hafta sonu zaten yüzde 100 ile çalışıyoruz. Havuza gelen müşterilerimizin güneşten olumsuz etkilenme ihtimaline karşı doktor bulunduruyoruz. Genelde talihsizlikler yaşanıyor. Örneğin geçen pazar 7 tane bayılma vakası yaşandı. Müşterilerimizi alkol almamaları konusunda sık sık uyarıyoruz ama maalesef özellikle bira yüzünden çok sık bayılma vakası yaşanıyor. Sıcaklar personelimizi de etkilediğinden buna karşı da uygun bir çalışma düzeni kurduk. Güneşin altında çalışan personelimizin yerini en fazla 45 dakika içinde mutlaka değiştiriyoruz. Barbekücü ve dönercide bu süre daha aşağıya iniyor.''
Osman Bora (Sucu)
‘‘Şimdi işlerim sıcaklardan iyi etkilendi desem herkes sucu olmak ister. O yüzden satışlarım iyi demem. Zaten bizden su alan entel maganda takımı. Normal adam gidip büfeden alır benden ne alsın, 150 bin lira verip şu suyu bile alamayanlar var. Tatil olması bana yaramadı tabii. Kimse dışarılarda dolaşmıyor. Ama dışarıya çıktı mı da bu suyu almak zorunda. Adamın dişini söker valla.''
Mahir Uçar (Dondurmacı)
Dondurma satışları havaların ısınmasıyla artar ama son haftalarda çok farkettiğini söylemem. Sıcaklar yüzünden genelde insanlar dışarıya çıkmıyorlar. Gündüzleri pek satış yapamıyoruz ama akşamları gezintiye çıkanlar gelip alıyor. Geceleri yaptığımız satış idare ediyor, o kadar. Yoksa işler geçmiş senelerdeki kadar değil.