Güncelleme Tarihi:
İZMİR'de, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Oğuz Kılınç, halkın domuz gribi ve aşısı konusunda ortaya atılan komplo teorilerine kulaklarını tıkamalarını istedi. Sağlık Bakanlığı'nın uzmanların dediğini yaptığını ve doğru yolda olduğunu belirten Doç.Dr. Kılınç, halkın belirtileri normal griple aynı olan domuz gribine ‘normal’ muamelesi yapması gerektiğini belirterek, “Bir Japon grip olunca maskesini takıyor, kendini toplumdan uzak tutuyor. Bizde adam karşısındakinin yüzüne hapşırıyor. İyileşme ve bulaştırmamak için gerekenler yapılmalı, paniklememeli” dedi.
En son Ankara'da Özel Bilkent İlköğretim Okulu'ndaki öğrencilerde domuz gribi virüsü saptanması ardından esen panik havası, aşıyla ilgili ortaya atılan ‘kobay olacağız’ ya da tanı koyacak kitlerin olmadığı gibi iddialar halkın kafasını karıştırmaya yetti. Risk grubundaki hastalar, sağlık çalışanları bile ‘aşı olup olmama’ ikilemle karşılaşanlar ‘ellerinin altında bulundurmak’ için domuz gribi tedavisinde kullanılan ilaçları temin etmek istedi. Doç.Dr. Kılınç, bu konuda ‘komplo teorileri' üretildiğine dikkat çekti. Halkın boş yere telaşa kapılmamasını ve panik yapmamasını ancak, hastalıktan korunma ve bulaştırma konusunda gerekli önlemleri almasını isteyen Doç.Dr. Kılınç şöyle konuştu:
“Kasım ayından itibaren bu hastalıkla ilgili yaygın tablo göreceğiz. Enfeksiyon bir şekilde yayılacak. Hastalığın yaşamı tehdit edecek hasta grubu; ağır akciğer, karaciğer, böbrek yetmezliği, ağır kanserleri olan hastalar. Bu hastalık bu hastalarda gelişirse yaşamlarını tehdit ediyor olacak. Yaygın tabloda bin hastadan 4'ünü kaybetmeyi bekliyoruz. Ölüm bu risk grubundaki hastaları tehdit ediyor. Hastalık sağlıklı insanlarda normal grip gibi seyrediyor. Domuz gribi sağlıklı insanlarda normal grip gibi geçirilecek. Onun için bu hastalığı genel grip gibi kabul etmek gerek. Ama bizim gripte almamız gereken tedbirleri daha sıkı almamız gerekiyor. Normal gripte Japon grip olunca hemen cerrahi maskeyi takıyor, toplum içinde olması gerekiyorsa böyle dolaşıyor, ya da 7 gün boyunca sinemaya, okula, kalabalık yerlere gitmiyor. Biz de böyle bir şey yok, adamın yüzüne hapşırıyor. Okullarda özellikle çocukta grip tablosu varsa başka çocukları tehdit etmemesi için okula göndermemek gerekiyor.”
Doç.Dr. Kılınç, hastalığın normal grip seyrinden farklı gitmeye başlaması halinde hastaneye başvurulması ve ‘ayırıcı tanısı' yapılması gerektiğini bildirirken, “Hasta söylediğim risk gruplarına sahip ise normal mevsimsel bir grip bile olsa doktora başvurmak zorunda. Yüksek ateş, genel vücut ağrısı, baş ağrısı gibi genel grip şikayetleri oluştuğunda kişi normal grip gibi karşılayıp istirahat etmesi lazım. Ondan sonra aile içi bulaşıyı engellemek için kullandığı eşyaları ayırıp kendisi izole bir odada yaşaması ve maske takması gerekiyor. Ev içi teması engellemek için de diğer kişilerin ellerini sık sık yıkayıp hasta kişinin solunum sekresyonlarıyla temasını engellemesi gerek” diye konuştu.
Doç.Dr. Oğuz Kılınç, hastalığın seyrinde bilinç bulanıklığı, sürekli uykuya eğilim, ateşin 38.5 derecenin üstünde ısrarcı olması, nefes darlığı gibi değişiklikler görülmesi halinde hastaneye başvurulması gerektiğini söyledi. Doç.Dr. Kılınç, “Bu tabloyla hastaneye başvurulduğunda ‘Büyük organları iyi mi sağlıklı mı' diye bakacağız. Başka risk oluşturan bir şey yoksa o zaman ‘Evinize gidin istirahat edin’ deyip, izolasyon önlemlerini önereceğiz. Herkesin yatırılması söz konusu değil. Herkesin ‘bu domuz gribi mi değil mi' diye araştırılmasına da gerek yok. Bu gereksiz bir efor olur” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Oğuz Kılınç, hastalık için ‘şüpheli bir temas' olması gerektiğini vurgularken Ankara'daki bir okulda görülen ‘Domuz gribine' ilişkin şöyle dedi:
“ Ankara'daki olayda İskoçya'ya geziye gidilmiş, dönen çocukta görülmüş. Domuz gribinin yoğun olduğu bir ülkeye seyahat bir hafta içinde söz konusu ise onun arkasından böyle bir tablo gelişiyorsa o kişide böyle bir test yapmaya gerek var. Domuz gribi olduğu bilinen bir popülasyonla teması söz konusu değilse o zaman bunu normal grip gibi kabul edeceğiz, test yapmaya gerek yok. Grip belirtisi görüldüğünde hasta dinlenecek, ateşini düşürecek, beslenmesine ve bol sıvı almasına dikkat edecek, onun dışında özel tedaviye gerek yok. Başkalarına bulaştırmamaya çok özen göstermeli. Domuz gribi tedavisinde biri nefes yoluyla iki ilaç kullanılıyor. Ama bunlar eczanelerde satılmıyor, Sağlık Bakanlığı gerekli yerlerde bulunduruyor. Zaten bu ilaçlar doktor kontrolsüz ve yerli yersiz kullanılamaz. Ağızdan alınan ilaç karaciğer yetmezliğine yol açıyor. Risk grubundakiler aşı yaptırmalı.”
BAKANLIK UZMANLARA DANIŞIYOR
Doç.Dr. Kılınç, domuz gribi aşısıyla ‘laboratuvarda yapılmış virüs’, ‘Biz kobay mı olacağız?’ gibi spekülasyonlar yapıldığını hatırlattı. Doç.Dr. Oğuz Kılınç, Sağlık Bakanlığı'nın hastalıkla ilgili ciddi ve doğru önlemler aldığını, konuya hakim uzman, üniversite ve bilim adamlarına danıştığını kaydederek şöyle devam etti:
“Bakanlık; ‘Böyle bir şey olabilir. biz bunun için tedbir alıyoruz, merak etmeyin. Ama bunu da önemseyin, şu tedbirleri alın’ diyor. Bunları yapmazsa, ‘Dünyada fırtınalar esiyor, domuz gribi diye, Bakanlığın sesi soluğu çıkmıyor, ne gibi hazırlıklar yapıyor' denilecek. Bütün yaz ciddi hazırlık yapıldı, vatandaşlar müsterih olsun. Bakanlık, uluslararası standartta çalışma yapıyor, bilimsel danışmanlarla çalışıyorlar. Bunun karşısında olan fikirler bilimsel değerlendirmeler değil, kişisel görüşlere yer veriyorlar.”