"Domuz gribi Türkiye'ye de gelecektir"
Güncelleme Tarihi:
Erdoğan CANKUŞ/FETHİYE (Muğla), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2009 13:47
ESKİŞEHİR Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı Derneği (EKMUD) Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, Dünya Sağlık Örgütü'nün domuz gribinde faz 5 ilanı yaptığını belirterek, “Domuz gribi komşu ülkelerde ve Avrupa’da varsa Türkiye’ye de gelebilecektir. Bu konuyla ilgili hazırlığımızı yapmalıyız” dedi.
Fransa’nın Cannes Kentinde Dünya Grip (İnfiluenza) kongresine Türkiye’den 5 kişiyle katılan Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer, Ölüdeniz Likya World’da yapılan Antibiyotik ve Kemoterapi Kongresi’nde domuz gribi ve Fransa’daki toplantıyla ilgili bilgiler aktardı. Prof. Dr. Gaye Usluer, hızla yayılan domuz gribinin komşu ülkelerde görülmesi halinde Türkiye’ye de gelebileceğini söyledi.
Domuz gribinin çok yeni bir durum olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamalarında temkinli davranmasına rağmen, faz 5 ilanı yaptığını belirten Prof.Dr. Usluer, “Faz 5 denildiğinde hepimiz korktuk. Tüm dünya korktu. Faz 5 demek Dünya Sağlık Örgütü’ne üye 193 ülke içerisinde kimi ülkede bu enfeksiyonun görülüyor olmasıdır. Güney Amerika’da, Kuzey Amerika’da, Kanada’da, Avrupa’da birçok ülkeden ve Uzakdoğu’dan bildirimler var. Faz 5, bunun anlamını taşıyor. Şimdi herkeste faz 6 olursa ne olur kaygısı var?” diye konuştu.
‘Türkiye’de domuz gribi için bir alarm bekliyor musunuz?’ sorusuna Prof. Dr. Usluer, “Bu tüm dünyayı içine alabilecek bir virüstür. Komşumuz ülkelerde ve Avrupa’da varsa Türkiye’ye de gelebilecek demektir. Bu konuyla ilgili hazırlığımızı yapıp, dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Gaye Usluer, domuz gribinin insana adapte olduğunu belirterek, “Şu anda insandan insana geçişi söz konusu. Hayvanla sınırlı olduğunda hayvandan insana geçişini durdurabilirsiniz. Ama insana adapte olduğunda çok sayıda kişinin etkilenmesi kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor. O nedenle şu anda mevcut durum insana adapte olmuş, virüs olması nedeniyle daha tehlikeli” dedi.
Prof. Dr. Gaye Usluer, bir gazetecinin, “Türkiye olarak ne yapacağız? Hava alanlarında alınan önlemler yeterli mi? Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı önlemler paketi yeterli mi sorusuna?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Zaten bir kaç yıldır kuş gribi nedeniyle dünya hazırlık içindeydi. Bizim ülkemiz de hazırlık içindeydi. Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili stratejik planı var. Bu plan tüm hastanelere dağıtıldı. Personele eğitim verilmesi, halkın bilinçlendirilmesi, hastanede gereğinde tüm yatakların bu hastalara verilecek duruma getirilmesi, korunma için gerekli ilaçların stoklarının yapılması konusunda hazır olduğumuzu düşünüyorum. Ancak salgın ortaya çıktığında stratejik planı nasıl işleteceğiz? Onu o zaman göreceğiz. Gelişmiş ülkelere baktığımızda sürekli bildirim var. Haber veriyorlar. Öncelikle vakaların doğrulanması çok önemli. Bakın Meksika’da 100’ün üzerinde vakadan bahsedildi. Bunların 26’sı domuz gribi virüsüdür diye doğrulandı.”
Prof. Dr. Gaye Usluer, 65 yaş üstü insanların grip yanında zatürre aşıyla da aşılanmalarını önerirken, “Domuz gribinde birinci şüpheli bulgu yüksek ateş, kas ağrıları, öksürük, boğaz ağrıları gibi belirtilerdir. Bu durumda mutlaka hekime başvurulmalı. Hijyen çok önemli. El yıkama gerçekten Cannes’teki toplantıda da en fazla üzerinde durulan konulardandı. Su ve sabunla ellerin yıkanması ya da alkolle el dezenfektelerinin yapılması kişiler arası geçişin engellenmesinde çok önemli” diye konuştu.
Domuz gribinin çok yeni bir durum olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamalarında temkinli davranmasına rağmen, faz 5 ilanı yaptığını belirten Prof.Dr. Usluer, “Faz 5 denildiğinde hepimiz korktuk. Tüm dünya korktu. Faz 5 demek Dünya Sağlık Örgütü’ne üye 193 ülke içerisinde kimi ülkede bu enfeksiyonun görülüyor olmasıdır. Güney Amerika’da, Kuzey Amerika’da, Kanada’da, Avrupa’da birçok ülkeden ve Uzakdoğu’dan bildirimler var. Faz 5, bunun anlamını taşıyor. Şimdi herkeste faz 6 olursa ne olur kaygısı var?” diye konuştu.
‘Türkiye’de domuz gribi için bir alarm bekliyor musunuz?’ sorusuna Prof. Dr. Usluer, “Bu tüm dünyayı içine alabilecek bir virüstür. Komşumuz ülkelerde ve Avrupa’da varsa Türkiye’ye de gelebilecek demektir. Bu konuyla ilgili hazırlığımızı yapıp, dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Gaye Usluer, domuz gribinin insana adapte olduğunu belirterek, “Şu anda insandan insana geçişi söz konusu. Hayvanla sınırlı olduğunda hayvandan insana geçişini durdurabilirsiniz. Ama insana adapte olduğunda çok sayıda kişinin etkilenmesi kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor. O nedenle şu anda mevcut durum insana adapte olmuş, virüs olması nedeniyle daha tehlikeli” dedi.
Prof. Dr. Gaye Usluer, bir gazetecinin, “Türkiye olarak ne yapacağız? Hava alanlarında alınan önlemler yeterli mi? Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı önlemler paketi yeterli mi sorusuna?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Zaten bir kaç yıldır kuş gribi nedeniyle dünya hazırlık içindeydi. Bizim ülkemiz de hazırlık içindeydi. Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili stratejik planı var. Bu plan tüm hastanelere dağıtıldı. Personele eğitim verilmesi, halkın bilinçlendirilmesi, hastanede gereğinde tüm yatakların bu hastalara verilecek duruma getirilmesi, korunma için gerekli ilaçların stoklarının yapılması konusunda hazır olduğumuzu düşünüyorum. Ancak salgın ortaya çıktığında stratejik planı nasıl işleteceğiz? Onu o zaman göreceğiz. Gelişmiş ülkelere baktığımızda sürekli bildirim var. Haber veriyorlar. Öncelikle vakaların doğrulanması çok önemli. Bakın Meksika’da 100’ün üzerinde vakadan bahsedildi. Bunların 26’sı domuz gribi virüsüdür diye doğrulandı.”
Prof. Dr. Gaye Usluer, 65 yaş üstü insanların grip yanında zatürre aşıyla da aşılanmalarını önerirken, “Domuz gribinde birinci şüpheli bulgu yüksek ateş, kas ağrıları, öksürük, boğaz ağrıları gibi belirtilerdir. Bu durumda mutlaka hekime başvurulmalı. Hijyen çok önemli. El yıkama gerçekten Cannes’teki toplantıda da en fazla üzerinde durulan konulardandı. Su ve sabunla ellerin yıkanması ya da alkolle el dezenfektelerinin yapılması kişiler arası geçişin engellenmesinde çok önemli” diye konuştu.