Güncelleme Tarihi:
Hastalığı artık atlattım
“Harry Potter” serisinde Ronald Weasley’i (Ron) canlandıran Rupert Grint, domuz gribi haberlerinin doğru olduğunu söyledi: “Bildiğimiz grip gibi bir şey aslında... Yani boğazınız ağrıyor, kendinizi yorgun ve halsiz hisse-
diyorsunuz. Ama adı insanı korkutuyor. ‘Domuz gribi’ denince birden garip oluyorsunuz. Ama şimdi iyiyim.”
Kazancım kaybımdan çok
“Harry Potter” serisine çocukken başlayan, son filmde ise yakışıklı bir genç adam olarak izleyici karşısına çıkan Daniel Radcliffe, bu projenin kendisine çok şey kazandırdığının farkında: “Harry Potter serisinin çekimleri nedeniyle mutlaka kaçırdığım, çocukluğumda yapamadığım şeyler olmuştur. Ama bu projenin bana kazandırdıkları, kayıplarımdan çok daha fazla.”
Mankenlik için boyum kısa
“Harry Potter” serisinin sevimli Hermione Granger’ı artık çok hoş bir genç kız... Güzelliğiyle dikkat çektikten kısa süre sonra Burberrys’in yüzü seçilen Emma Watson, yine de oyunculukta kariyer yapmaya kararlı: “Ben oyunculukta kariyer yapmaya kararlıyım. Modellik de zevkli, ama kendimi öyle süper model falan gibi görmüyorum. Zaten mankenlik için boyum kısa...”
RUPERT GRINT
Öpüşme sahnesi beni utandırdı
“Harry Potter” serisinin vazgeçilmez karakterlerinden Ron’u canlandıran Rupert Grint, son dönemde filmden çok “Domuz gribine yakalandı” haberleriyle gündemdeydi. Son ana kadar, galaya bile katılamayacağı iddia edilen oyuncu, hastalandığını doğruladı ancak artık tamamen iyileştiğini söyledi.
Domuz gribine yakalandığınız doğru mu?
- Evet, domuz gribine yakalandım. Bildiğimiz grip gibi bir şey... Yani boğazınız ağrıyor, kendinizi yorgun ve halsiz hissediyorsunuz. Ama adı insanı korkutuyor tabii... “Domuz gribi” denince birden garip oluyorsunuz. şimdi iyiyim ama...
Çocuk yaşta aktör oldunuz. Diğer oyuncular gibi siz de hatırı sayılır bir servet yaptınız. Nasıl bir duygu bu?
- Çocuk yaşta aktör olmak çok ilginç bir durum ve şimdi bunu daha iyi anlayabiliyorum. O yıllarda neyin nasıl olduğunun pek farkında değildim çünkü... Bazen eski filmlerimi izliyor, gözlerime inanamıyorum. Sanki başka birini seyrediyormuşum gibi geliyor.
Bu filmde romantizm rüzgarları esiyor ve siz ilk kez öpüşüyorsunuz. Merak ediyorum, o sahne sizi utandırdı mı?
- Utandırmaz mı? Kendimi çok garip hissettim. Aslında filme yansıdığı gibi öyle ciddi bir öpüşme sahnesi yoktu. Küçük bir dokunuş vardı. Ama sahnenin çekilmesi çok daha ilginçti. Bütün ekip biz yakınlaşınca garip sesler çıkarıp dalga geçmeye başladı. Herkes çığlıklar atıyordu. Sonra alıştım galiba...
EMMA WATSON
Eski filmlerimizi izlemeyi sevmiyorum
“Harry Potter” serisinin sevimli Hermione Granger’ı artık çok hoş bir genç kız... Erkekleri peşinden koşturan, fotoğrafları sık sık magazin dergilerinde yer alan, bir süre önce de Burberrys’in yüzü seçilen Emma Watson, “Kendimi süper model olarak görmüyorum. Ben oyunculukta kariyer yapacağım” diyor.
Daniel ve Rupert gibi sizin de hayatınız “Harry Potter” ile çok değişti. Eski fimlere bakıp şaşırdığınız oluyor mu hiç?
- Ben eski “Harry Potter” filmlerine bakmayı sevmiyorum ki... Elbette onlarda çok önemli hatıralar var ama kendimi izlemekten hoşlanmıyorum. ıleriye bakmak daha cazip geliyor.
“Harry Potter ve Melez Prens”in çekimleri nasıl geçti, eğlenceli miydi?
- Evet eğlenceliydi, biraz da farklıydı... Çünkü bu filmde artık hepimiz aşık olmaya başlıyoruz, yeni duygularla tanışıyoruz. Aramıza yeni katılanlar da var, dolayısıyla sete yeni bir enerji geldi. Özellikle Rupert’ın öpüşme sahnesi çok konuşuldu. O sahne çekilirken sette yoktum ama çok utandığını duydum.
DANIEL RADCLIFFE
Sahnede soyunmam boş yere büyütüldü
“Harry Potter” serisine çocukken başlayan, son filmde ise yakışıklı bir genç adam olarak izleyici karşısına çıkan Daniel Radcliffe, bu projenin kendisine çok şey kazandırdığının farkında...
Çocukluğunuzun büyük kısmı “Harry Potter” setinde geçti. Çekimler nedeniyle vazgeçtiğimiz, yapamadığınız şeyler için pişmanlık duyuyor musunuz?
- Bilmiyorum. Daha doğrusu “Harry Potter” o kadar içime işlemiş ki, tersini düşünmedim bile. Mutlaka kaçırdığım, çocukluğumda yapamadığım şeyler olmuştur. Ama “Harry Potter” sayesinde kazandıklarım, kayıplarımdan çok daha fazladır.
O proje sayesinde ünlendiniz. Peki “Harry Potter” bittiğinde, alışık olduğunuz o ilgiyi kaybederseniz ne hissedersiniz? Böyle bir duruma hazırlıklı mısınız?
- Herkesin tanıdığı bir aktör olmak çok güzel bir duygu... Bu ilgiyi kaybetmek de insana bir bocalama dönemi yaşatır tabii... Ama film endüstrisinin içinde olgunlaşıyorsunuz, her şeye hazırlıklı olmayı öğreniyorsunuz. Bir de ben başka projelerle de kendimi ispat ettiğimi düşünüyorum.
Evet... “Equus” adlı tiyatro oyununda sahnede çırılçıplak kaldınız. Hatta sizi o dönemler eleştirenler, “seks sembolü” ilan edenler oldu.
- Kendimi seks sembolü olarak falan görmüyorum. Hatta böyle şeylere çok gülüyorum. Bu bir tiyatroydu ve rolün gereğini yaptım, o kadar. Niye bu kadar büyütüldüğünü hâlâ anlayabilmiş değilim.
Beyazperdede çok sihir yaptınız. Gerçek yaşamda da böyle bir yeteneğiniz olsun ister miydiniz?
- ısterdim tabii. Elimde sihirli bir değneğim olsun ve gerektiği zaman olaylara müdahele edeyim isterdim. Özellikle biriyle kavga ettiğim zaman, sihirli değnekle kavgayı sonlandırmak güzel olurdu. Sonra da sihirle hem kendime hem de karşımdakine o tatsız olayı unuttururdum.
Yıllar önce Türkiye’ye gittiğinizi biliyorum. Yeniden ziyaret etmek gibi planlarınız var mı peki?
- Türkiye’ye 5 yaşındayken ailemle gitmiştim. Ben hayal meyal hatırlıyorum, ama ailem hâlâ çok güzel olduğunu söyleyip durur. Bu aralar çok yoğun olduğum için planım yok. Ama Türk Harry Potter hayranlarına selamlarımı ve sevgilerimi iletmek isterim.