Domuz avcısı

Güncelleme Tarihi:

Domuz avcısı
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2007 00:00

Deniz Diren (30), iş hayatında paslanmaz çelik tüccarı, özel hayatında domuz avcısı. Beş yıl önce "Kuşa tüfek atmak bana zevk vermiyor" dedi, sadece domuz avcılığına yöneldi. Bu alanda uzmanlaştı. Bir buçuk yıl önce kurduğu www.domuzavcisi.com web sitesini, domuz avcılığını öğrendiği babası Önder Diren’e (47) ve domuz avcılığına gönül verenlere ithaf etti.

Yaban domuzlarıyla arasında bir bağ olduğunu düşünüyor. Kendinden 17 yaş büyük babasıyla birlikte domuz vurmak için sezonda yaklaşık 50 bin kilometre yol yapıyor. Karşılığında sadece üç domuz vursa da bu ona yetiyor. Öldürmenin en son aşama olduğunu söylüyor: "Bir keresinde karlı ve çamurlu yollarda 700 km araba kullanmıştık. Son yaylaya çıkamayıp 3 km’yi de kürekle kazmıştık. Altı saat sonunda arabayı yaylaya çıkartabildiğimizde, bugün av olmaz, deyip geri dönmüştük."

Baba, Önder Diren doğma büyüme Yeşilköylü. Avcılığa altı yaşında, evden kaçıp balık tutarak başladı. Kış geldiğinde denizdeki balık havada kuş oldu, oltayı bırakıp, eline sapan aldı. 13 yaşına geldiğinde ağ ile kuş avlıyordu. Av tüfeği ve bıldırcınla 18 yaşında tanıştı. Bıldırcını ördek ve çulluk izledi. 1983 yılında domuz avına başladı. Domuz tehlikeli bir hayvandı, onunla karşılaşmak için avcılıkta pişmek şarttı.

Deniz Diren tüfek kullanmayı 12 yaşında öğrendi. Babasının peşinden gitmediği av kalmadı. Karaca, geyik, bıldırcın, ördek... İlk yaban domuzunu vurduğunda 15 yaşındaydı. O an domuzun diğerlerinden farklı olduğunu hissetti. Başka ve anlamlandıramadığı bir zevk almıştı. Bu his uzun süre aklını kurcaladı. Nihayetinde beş yıl önce domuz avından başka bir ava gitmemeye karar verdi. Çünkü tatmin olmuyordu. Kuşa tüfek atmayı kendine yediremiyordu. Sonuçta hayvanın iki ihtimali vardı. Ya kaçacaktı ya da ölecek. Domuz öyle mi? Kendini savunabiliyor, saldırıyor, yaralıyor hatta öldürüyordu.

www.domuzavcisi.com’u bir buçuk sene önce açtı. Biraz İngilizce bilgisi, biraz bilgisayar merakıyla bu site ortaya çıktı. Ama iş tahmin ettiğinden çok büyüdü. Şimdi 1000’in üzerinde üyesi var, siteyi günde 80 bin kişi okuyor. Reddettiği üye başvurusu ise 950. Niye kabul etmiyorsunuz, diye soruyorum: "Sitem internetteki kalabalık topluluklar gibi değil. Tek amacım bildiklerimi paylaşmak. Düzeni bozacağını, gereksiz ahkam keseceğini hissettiğim kişileri üye yapmıyorum. Site üyeleriyle buluşmam, ava gitmem, gidemem. Av arkadaşlarımı uzun yıllar süren elemeden sonra seçtim. Çünkü domuz avı çok tehlikeli, en çok kaza olan av çeşidi. Kuş avında vurularak ölme ihtimali yüzde 1’se, domuz avında yüzde 30."

Deniz Diren, Türkiye’nin dört bir yanında yaban domuzu olduğunu söylüyor, Avrupa’ya kıyasla zenginlikten söz ediyor. Onlar ağırlıklı olarak Eskişehir, Bolu, Tokat, Erzincan, Manisa, Kütahya ve Ankara’ya gidiyorlarmış. "Bizim için verimli verimsiz diye bir ayrım yok. Çünkü çok vurmak derdinde değiliz" diyor.

Türkiye’nin yaban domuzu konusunda bereketli olmasının iki nedeni var: Eti haram, avı zor ve tehlikeli. Önder Diren devletin bir ara domuz avını teşvik etmeye çalıştığını anlatıyor: "İnanması zor ama Çorum’da geçen sene kuyruğuna 25 YTL veriyorlardı. 10 günde 1200 domuz katledildi. Yavrusu, dişisi, gebesi. Resmen soykırımdı. Çok yazık oldu. Durdurmak için ilgili kurumlara yazmadığım yazı, etmediğim telefon kalmadı. Bizim için avcılık bu değil. Biz bu işi çoluk çocuğumuzu doyurmak için yapmıyoruz. Bu iş spor, hobi, mücadele, doğa, arkadaşlık. İçinde bir sürü şeyi barındırıyor. Domuzu vurmamız final. Tamam kabul ediyorum o noktada kişisel bir tatmin var. Elde etmenin hazzını yaşıyoruz ama hedefe giderken başka amaçlarımız da var."

VURDUĞUM HAYVANI YİYEMEM

Aslında domuz eti yeriz ama vurduğumuzu yiyemiyoruz, arkadaşlara veriyoruz. Geçen bayram tatilinde 12 domuz vurmuştuk. Bazılarını köpeklere yedirdik, bazılarını diğer avcılar aldı. Beşini sürekçi köylülere verdik. Türkiye’den Yunanistan’a büyük miktarda yaban domuzu eti satılıyor. Bu işin ticaretini yapan avcılar var. Domuzun kilosu Eskişehir’de 5 kuruş, Trakya’da 4 YTL.

Domuz avcısının bir günü

Av yasal olarak 15 Ağustos ile Şubat’ın son haftası arasında yapılıyor. Genellikle domuz avına altı kişi çıkarız. Cumadan gider, pazar döneriz. Cuma öğleden sonra yola koyuluruz, gece avlanacağımız bölgeye varıp dinleniriz. Sabah 7-8 civarı kahvaltı yapıp yola çıkarız. Köyden gelen sürekçiler (köpekleri domuz bölgesine salan yardımcılar) ve köpeklerimizle birlikte meraya gideriz. Önce iz süreriz, sonra posta kurarız. Bu ne demek? Bir orman paftası düşünün, etrafında yangın yolları var. Biz belli aralıklarla o yollara avcı bırakırız. Ortalama 150 metre aralıklarla, belli açılarla domuzun geçeceği yollara pusu kurarız. Köpekler ve sürekçiler izleri takip eder. Biz bu arada havaya birkaç el ateş ederiz. Teneke çalan ya da torpil atan da olur. Ses yüzünden domuz hareket alır ve köpekler peşine takılır. Yetişkin domuz köpekleri, domuzu havlayarak kovalar. Aralarında belli bir mesafe olur. Bekleyen avcı da köpeğin sesine göre domuzun nereden çıkacağını anlar. En fazla dört saniyede köpeklerin kovaladığı domuzu görüp ateş etmelidir. Edemezse kaçar. Nadir de olsa, hırslanıp köpek vuran oluyor. Bu en üzücüsü."

UNUTAMADIĞIM AV

10 yıl önce arkadaşlarımla ava gittik. Onları dizdikten sonra bana duracak yer kalmadı. Zaten yol yorgunuydum. Bir ağacın gölgesine oturdum. Köpekler kovaladı, silahlar atıldı, atıldı, domuz pusu kurulan bölgeyi geçti ve bana doğru gelmeye başladı. Tüfeği elime almamla beni fark etti. Ateş ettim. Yaralandı ama düşmedi. Karşımda bana öylece bakıyor. Üstüme doğru koşmaya başladı. Heyecandan kıpırdayamadım. Geldi bir metre kala düştü. Düşmesiyle benim aksi istikamete kaçmam bir oldu. Sakinleşince geldim baktım, ölmüş. Domuz aniden dönemez denir, bu doğru değil.

DOMUZ DOĞAYA YARARLI

Anadolu’da hangi köye giderseniz gidin domuza "hınzır" derler. Domuzun Farsça adı hınzırdır. Haram, nalet hayvan da derler. Bazı köylerde cuma namazından çıkıp, Allah, Allah nidalarıyla, savaşa gider gibi domuz avına gidiliyor. Sevap için domuz vuruyorlar. Halbuki domuzun doğadaki fonksiyonu çok önemli. Toprağı havalandırır. Geyik güzeldir, faydası yoktur. Filizleri yer.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!