DolmuÅŸ ÅŸoförü de dinlerse bu iÅŸ olmuÅŸtur

Güncelleme Tarihi:

Dolmuş şoförü de dinlerse bu iş olmuştur
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2004 00:00

Ä°lk kez iki yıl önce Sing Your Song yarışmasında ses verdiler. Kendileri, ‘Ankara’nın kolalı caddelerinde nu metalde mi yeÅŸerir miş’ diye düşünenlere inat en güzel örnek. Ä°simleri Japon çizgi film türü Manga’dan geliyor. Bir süre Ankara’da takıldılar. Sonra bavullar ellerinde Ä°stanbul’a vardılar. Ä°ki yıl çeÅŸitli partilerde, barlarda çaldılar, söylediler. Sahne onlar için önemli bir deneyim oldu.Yeri geldi yuhalandılar ama yaptıkları iÅŸe inançları yollarından geri çevirmedi onları. BeÅŸ heyecanlı genç adamdan kurulu Manga, geçtiÄŸimiz günler itibarıyla kapak tasarımından üç boyutlu animasyon klibine kadar titizlikle hazırlanan Sony Müzik etiketli bir albümün de sahibi artık. Hedefleri olabildiÄŸince çok kiÅŸiye ulaÅŸmak, ‘DolmuÅŸ ÅŸoförü de dinlerse bu iÅŸ olmuÅŸtur’ diyorlar. Güvenleri tam, adımları emin, üstelik adamlar çok eÄŸlenceli...Ankara memur ÅŸehridir. Nasıl oldu da böyle bir ÅŸehirden bir nu metal grubu çıkarmayı baÅŸardınız?-Ferman: Belki de o düzen böyle bir ÅŸeyi yarattı. Bizim dinlediÄŸimiz müzikler ve bulunduÄŸumuz ortam buna belki de bir isyan oldu. Bu tezatlık kendiliÄŸinden geliÅŸti. Öte yandan Ankara’dan iyi rock grupları çıkar denir. Sizi zorlayan, kısıtlayan ÅŸeyler olmadı mı? Özgür: Olmaz olur mu. Ä°lk bar programlarımızda çok tepkiler aldık. Çok sert çalıyorduk ve ortam bunu kaldırmıyordu. Ama zamanla alıştırdık insanları. Bizimle birlikte daha sert gruplar da çıktı Ankara sahnelerine.YERLÄ° LINKIN PARKNeydi derdiniz, tasanız? Nasıl bir araya geldiniz?Özgür: YaÄŸmur’la ikimiz ne yapacağımızı bilemez bir haldeydik. Gruplarımız vardı ama bir ÅŸeyler eksikti. Sert müzik yapmak istiyorduk. Benim kafamda hep Ferman vardı. Sonra Efe de bize katıldı. Kısa bir zaman sonra basçımız bizi terk etti. Ferman aracılığı ile de Cem’i bulduk. Kemik kadro kurulmuÅŸ oldu. Size Türkiye’nin Linkin Park’ı deniyor. Bu ne kadar anlatıyor sizi?Ferman, Efe: Bu benzetmenin doÄŸru olan kısımları var ama tam olarak öyle deÄŸil. Linkin Park’ta da bir DJ vardır. Onlar da bizim gibi hip hop öğeleri kullanıyorlar. GiyiniÅŸ tarzımız da, müzikteki duruÅŸumuz da benziyor. O tarzı biz direkt alıp yapıştırmıyoruz. Kendi yaÅŸadığımız ülkenin gerçeklerini, kendi meselelerimizi, coÄŸrafyamızın öğelerini nu metalle birleÅŸtirip bir ÅŸeyler yapıyoruz. Kanımızda Anadoluluk var ve bu yaptığımız müziÄŸe yansıyor.Türkiye’de bu tarzda müzik icra eden ilk grupsunuz deÄŸil mi?Cem: Su yüzüne çıkan ilk biziz diyebiliriz.Peki baÅŸarısız olursanız ne olacak?Ferman: Biz, iki yıl önce Cartel’in ‘Evdeki Ses’ ÅŸarkısını söylemiÅŸtik sahnede ve yuhalandık. Ama yılmadık, zamanla insanlar alıştı ve en çok istek alan ÅŸarkımız oldu. Yaptığımız ÅŸeye sonuna kadar inanıyoruz. Asla pes etmeyiz. OlabildiÄŸince çok insana ulaÅŸmak istiyoruz. DolmuÅŸ ÅŸoförüne de ulaşırsak bu iÅŸ olmuÅŸtur.Albümde o kadar çok bağırıp çağırıyorsunuz ki... Nedir kastınız, kimlere ne söylüyorsunuz bu kadar hararetli?Ferman: YaÅŸadığımız, bize dokunan, bizi rahatsız eden, mutlu eden, dertlendiren kısaca her ÅŸeyi ama her ÅŸeyi yazdık. Aşık olduk, yazdık. Terk edildik, yazdık. Ne hoÅŸumuza gitmiyorsa hepsini yazdık.İçinizdeki her ÅŸeyi kustunuz yani...Özgür: Tamamen rahatsız olduklarımız ya da kustuklarımız söz konusu deÄŸil. Güzel, umut vaat eden ÅŸeyler de var albümde. Mesela Libido diye bir ÅŸarkı var.YaÄŸmur: Rahatsızlıklarımızı paylaşıyoruz, bu bir ‘biz her ÅŸeyin farkındayız, bir ÅŸeyler yolunda gitmiyor, biz de duyarsız deÄŸiliz’ hali. En azından biz de problemlere kafa yoruyoruz.Ne olacak bu gençliÄŸin hali?Özgür: Benim umudum var. Bir çok ÅŸeyin deÄŸiÅŸmesi lazım. En baÅŸta da müziÄŸin. BU Ä°Åž TÃœRKÇE ZORMüzikte daha umutlu bir tablo yok mu? Böyle bir albümü beÅŸ sene önce yapabilir miydiniz?Özgür: Kesinlikle yapamazdık. Bunun örnekleri de oldu geçmiÅŸte. Megomaniax diye bir grup, yıllar önce ve yurtdışındaki örneklerinden çok önce çok güzel bir albüm yaptı ama ne yazık ki Türkiye’de yaÅŸam alanı bulamadı kendine. Cem: Orada en büyük hatalardan biri de o grupların kendi öz benliklerini yaptıkları müzikle harmanlayamaması oldu. Türkçe dilini bile kullanmadılar. Böyle bir müzik türünü Türkçe söylemek nasıl bir ÅŸey? Efe: Türkçe’de hece sayısı fazla. Sert sessizler de kayıtta çok kötü duruyor. Adamların dilinde ç, ÅŸ gibi sesler yok ve çok daha güzel oturuyor kelimeler altyapılara.Manga’nın karakterleriSPA grubun maskotu. Bir yaşında, yaramaz bir velet. Babası Efe. Bir laboratuvar ortamında yaratılıyor, müzikle besleniyor. YaÄŸmur Sarıgül (Gitar) Aileden müzisyen, babası amatör neyzen, anne ud çalıyor. Piyano ile baÅŸladı, kemanla devam etti, sonra ruhunu titreten ÅŸeyin gitar olduÄŸunu keÅŸfetti. Sessiz ve derin duruyor. ArkadaÅŸları kaçığın teki olduÄŸunu düşünüyor. Ankaralı. Halen Gazi Ãœniversitesi Müzik öğretmenliÄŸi’nde kayıtlı.Efe Yılmaz (DJ) Altyapılarla ilgileniyor. Ankaralı. Manga’dan önce müzik konusunda sabıkası tertemiz. Evde kendi kendine takılmış. Bir süre Amerika’da bilgisayar üzerine eÄŸitim görmüş. Ä°kinci sınıftan terk. Ä°nternet üzerine çalışıyor. Eski hokeyci. Agresif sporları seviyor. Biraz asabi. Cem Bahtiyar (Bas) Bilkent’te Bankacılık ve Finans okudu, fıstık gibi okulunu bitirdi. Bas gitarla tanışmasına ailesi vesile olmuÅŸ. Sinemaya gitmeyi ve arkadaÅŸları ile görüşmeyi seviyor. Bir kitap kurdu. Bir evi her ÅŸeyi ile çekip çevirmesi, beraber yaÅŸadığı grup arkadaÅŸlarının ona ‘Cem Anne’ demesine sebep olmuÅŸ.Özgür Can Öney (Davul) Astronomi okuyor hem de açıköğretim Ä°ÅŸletme öğrencisi. Kitap okumayı seviyor, çene ishali var. Piyasadaki her albümü, her ÅŸarkıcıyı biliyor. Grup arkadaÅŸları onu ‘Gereksiz bilgiler ansiklopedisi’ diye çağırıyor.Ferman Akgül (Solist) Diploması elinde bir mimar. Grup arkadaÅŸlarını turn table alacağım, alana kadar solist olayım diye kandırmış. Grubun en dağınık elemanı. 18 saat uyuyabiliyor. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!