Güncelleme Tarihi:
“1927’de tıka basa dolu bir New York tiyatrosunda herkes soluğunu tutmuş, sahnede cennetten düşmüşçesine süzülerek dans eden iki genç kadını seyrediyordu.” Bu cümle o yıllardan kalma bir gazete spotu. Bora Aksu Londra Moda Haftası’nda sergilediği Sonbahar-Kış 2013-14 koleksiyonunda habere konu olan dönemin ünlü dansçı ikizleri Rosie ve Jenny’den ilham aldı. Sosyal kuralların yumuşadığı, rahatladığı iki büyük savaş arasındaki dönemde poster kızları olan ünlü Dolly ikizleri, güzelliğin, gösterişin ve özgürlüğün simgesiydi.
Sergiledikleri ayna gösterisiyle seyredenleri hipnotize eden kardeşler, dönemin dünyaca ünlü gösteri insanlarının başında geliyordu. Birbirleri olmadan var olamamaları, bireysel kimlik yaratamamaları ikizlerin sonunu getirdi. Biri evlenip sahnelerden uzaklaştırmayı tercih edince, trajediler birbirini kovaladı ve evlenmeyen kız kardeş sonunda intihar etti.
KRİSTALLEŞMİŞ BİR MASAL GİBİ
Gelelim Dolly ikizlerinin Bora Aksu’ya nasıl bir ilham verdiğine: “Koleksiyon boyunca siluetler ve zıtlık yaratan kumaşlar hem onların yaşamlarını hem de 20’lerin moda akımını yansıtıyor. Koleksiyondaki korseler ve akıcı elbiseler, kadınların kafeste yaşadıkları bir dönemden özgürlüğe doğru nasıl adım attıklarını simgeliyor. Deri parçalar, maskülen siluetler koleksiyonda mühim bir yer tutarken, örgü kullanımı rahat ve spor bir soluk katıyor.” Aksu’ya göre kardeşlerin gösterişli yaşamı broker kumaşlarla, ipek tüllerle, kaplama dantel ve kaşmirlerle yaşam buluyor. Ana parka her Aksu koleksiyonunda olduğu gibi elbise ama gömlek etek, kısa ceket gibi unsurlar da var. Kristalleşmiş bir masalı andıran Dolly ikizlerinin hikâyesi beyaz, krem, gümüş grisi gibi soğuk bir paletle başlarken koyu fuşyalar, morlar ve derin mavilerle zenginleşiyor.
Ayna ayna söyle bana koleksiyonu
Londra Moda Haftası’nda bu sezon ikinci kez defile yapan bir diğer tasarımcı da Gül Ağış oldu. Markası LUG VON SIGA’nın son sonbahar-kış koleksiyonunu, 16 Şubat’ta Londra’da tanıttı. Bulunduğumuz coğrafyanın kültüründen esinlenerek, kimi zaman bir dönemi, kimi zaman da bir soruna dair kavramsal koleksiyonlar tasarlayan Ağış, bu kez ilhamını Osmanlı dönemine dair bir batıl inançtan alıyor: Aynaların duvara ters asılması ve bu geleneğin sonucu olarak aynaların odalara bakan yüzlerinin el işi kabartmalar ve desenlerle süslenmesi....
UĞURSUZLUKTAN ALINAN İLHAM
Koleksiyonda özel bir teknikle 3 boyutlu olarak kullanılan ve aynaların arkasında kullanılan kabartmaların etkisiyle hazırlanan baskıların yanı sıra, kırılan aynanın uğursuzluk getirmesi inancını anımsatan kırık ayna parçaları dikkat çekiyor. Siyah, ekru, beyaz, gri ve fuşyanın yanında metalik deri, eskitilmiş gümüş ve bronz renklerin hâkimiyetinde olan koleksiyon tekno-modern kumaşlarla tarihi motifleri bir araya getiriyor. Gül Ağış’ın geçmişin izlerini günümüz teknolojisinin sağladığı malzeme ve kumaşlarla yorumlama tutkusu, ‘Ayna’nın ruhunu oluşturuyor.