Güncelleme Tarihi:
En son örneğini Afife Tiyatro Ödülleri töreninde ‘Kim Korkar Hain Kurttan’ oyunundaki George rolüyle ‘Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu’ seçildiğinde yaptığı konuşmada gördük. O birçoklarının “antipatik”, gözlerinden içeri bakanlarınsa “harbi” bulduğu bir adam ve hiç şüphe yok ki iyi bir tiyatrocu...
Bu yıl yine Afife jürisinin tarafsız olmadığına dair tartışmalar yapıldı. Herkes aynı şeyleri konuşuyordu aslında ama törende ödül alanlar içerisinden bir tek siz çıkıp, her şeyi yüksek sesle söyleyiverdiniz. Potansiyel bir ‘günah keçisi’ olduğunuzu düşünebilir miyiz?
- Şüphesiz ki öyleyim! Hep de öyle oldum. Çünkü o akşam kimse çıkıp tek bir söz söylemedi. Ben her zaman inandığımı, doğru bulduğumu söyleyen bir adamım. Çıkıp basit bir teşekkür konuşması da yapıp çekilebilirdim. 42 yaşında ilk Afife ödülümü aldım, sağ olsunlar. Ama o sene aday olacak oyunlarda imzası olanların karısı, kocası, çoluğu veya çocuğunun jüriye alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu durum kafadan şaibe yaratır. Jüri ödüllerin dağılımında adil karar vermiş olsa bile. Zaten öyle olmasa bana ödül vermezlerdi. Çünkü ben kimsenin adamı değilim. Bizim ülkede biliyorsun ki “sana iki rakı ısmarlayayım, sen de bana ödül ver” şeklinde yürüyor bu işler. Ama ben o açıklamamdan ötürü hem Ali Poyrazoğlu’ndan hem de jüriden gol yedim.
Ali Poyrazoğlu törendeki “Kabul et bu sene olmamış be baba!” lafınıza cevap olarak bir röportajında “Kaka çocuk senin ağzına biber sürmek lazım” diye alaylı bir cevap verdi. Ne düşündünüz okuyunca?
- Ali Ağabey “benim oyunumu izlemedi ki konuşuyor” diyor. Sen benim oyununu izleyip izlemediğimi nereden bilebilirsin ki? Her yerde kendi göstermeye çalışan bir adam hiçbir zaman olmadım zaten. Ayrıca Ali Ağabey benim babamın arkadaşı. Rahmetli babam bundan yaklaşık 30 yıl önce Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda çalışıp, oradan ekmek yemiş bir adam. Ben Ali Ağabey’e böyle bir saygısızlık yapmış olabilir miyim? Ama bence o konuşmada benim hatam belki de kendimi iyi ifade edememiş olmak.
“Ben antipatik bir adamım ya hani” dediniz gönderme yapar gibi. Salonda gülüşmeler oldu. Sizce antipatik olduğunuzu düşünmelerinin sebebi ne?
- Türk aklına hizmet etmeyen bir adam olduğum için antipatik algılanabiliyorum. Yaklaşık 20 yıldır bu piyasanın içerisindeyim. Bu piyasada herkesin her yerde ajanı vardır. Senin hakkında ne konuşulduğunu ama bir hafta ama bir ay sonra birileri mutlaka kulağına getirir. Ben de bunu bazen oyun olarak kullanıyorum. İnandığım şeyi söylüyorum ve bekliyorum haber ne zaman gelecek. Hangi insanları hayatımda tutacağıma böyle karar veriyorum.
TİYATROYA MESCİT KURDULAR
Kocaeli Şehir Tiyatrosu’ndan istifa ettikten sonra ciddi bir sahne korkusu yaşadığınızdan bahsediyorsunuz. Nasıl aştınız korkunuzu?
- İnsan sahneye uzun süre ara verdikten sonra Peter Brook’un söyleyişiyle o ‘boş alana’ çıktığı zaman ne yapacağını bilemeyebiliyor. O korkuyu bu oyunun provalarının ilk bir haftasında aştım. Ama o bir haftada “eyvah” dedim, “ne yapacağım!” Bütün yeteneklerimi kaybettiğimden korktum.
Kocaeli Şehir Tiyatrosu’ndan neden istifa etmiştin?
- CHP’li belediye başkanı Sefa Sirmen görevden ayrılınca, belediyeyi AKP devraldı. Sonra yeni bir sahne açıldı. İçine de mescit kuruldu! İnsanlar düğünlerini yapmak için tiyatroyu arıyorlardı. Ayrıca orada bayağı bir baskı yemeğe başlamıştım. Az önce dedin ya ‘günah keçisi’ diye, aynen öyle. Televizyonda iş yaptığım için o zamana dek önemli roller oynadığım halde, bana herhangi bir projede sekizinci polis rolünü falan vermeye başladılar. O kadar da değildi! Ben neyi hak edip neyi hak etmediğimi biliyordum. İstifamı bastım, çıktım gittim tiyatrodan. Zaten yönetmene iki duble rakı veya afedersin ama iki kadın ısmarlayan rol alır olmuştu. Öyle bir sistem içerisinde yer almak istemedim.
Kim Korkar Hain Kurt’tan için Oyun Atölyesi’yle nasıl buluştunuz?
- Haluk Ağabey’le çok uzun yıllardır tanışıyoruz. Kocaeli Şehir Tiyatrosu’nun sınavına girdiğimiz 1997 yılında Haluk Ağabey seçici kuruldaydı. Aslında bana önce Testeron’un ikinci versiyonunda oynamamı teklif etti. Ama ben ona kendimi sahneye hazır hissetmediğimi söyledim. Aradan birkaç ay geçti yine aradı Haluk Ağabey, bu kez Kim Korkar Hain Kurttan için. Edward Albee’yi ve metni bildiğim için çok yükseldim bu teklife. Haluk Ağabey gibi egoları olmayan bir adamın tiyatrosunda olmak da beni cezbetti. Bir iki gün düşündüm ve arayıp hadi dedim başlayalım.
Artık televizyona iş yapmıyorsunuz. Bilinçli bir tercih sanırım bu?
- Aynen öyle! ‘Binbir Gece’den sonra bir iki dizi daha yaptım ama uzun vadeli olmadılar. Zaten şimdi reytinglerde seyirci denekleri değişti. İyi bir şirketin iyi bir projesi, garanti bir iş olmadığı sürece deneyip yanılmak istemiyorum. Ben yeterince denedim ve yanıldım zaten. Ayrıca dizide önemli bir rol oynuyorsan kendini geliştirmeye hiç vaktin olmuyor. Ben kendim aynı yerde bekledikten sonra, bankada biriken paranın bana ne faydası var?
Yeni projeler var mı?
- Bu yaz bir sinema filmi yapacağım. Kim Korkar Hain Kurttan da gelecek sezon devam edecek. Yazın da kendimi buralardan uzaklara atacağım!
* Hira Tekindor rejisiyle sahnelenen Edward Albee imzalı ‘Kim Korkar Hain Kurttan’ bu sezon son kez bu akşam 18.00’de Oyun Atölyesi’nde sahnelenecek. Ama üzülmeyin, sezona da devam edecek. (216) 345 39 39.