Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2005 00:39
Saçlarım 20 yaşlarında dökülmeye başlamıştı. Annem hep ‘Oğlum zeytinyağı ile susam yağının içine bir baş sarmısak ezip koy. Gece yatarken saçlarının diplerine ovalayarak sür’ diyordu. Sonunda, anamın dediğini son çare olarak uyguladım. Bir hafta sonra dökülme tamamen durdu, hatta bazı yerlerden de yeni saçlar çıkmaya başladı.
Erken yaşlanmanın önüne geçildikten sonra, neden saç dökülmesinin, cinsel iktidarsızlığın, aşırı kilonun veya stres gibi hastalıkların önüne geçilmesin. Kendimden örnek vereyim... 25-30 yaşlarında her yönden bugünkü kadar güçlü değildim. Sağlıklı yaşam incelemelerimi kendi üzerimde denedikten sonra bugün 66 yaşındayım ama, her yönden gücüm daha da iyi desem, abartmış olmam.
Size kendimden bir başka örnek vereyim. Saçlarım 20 yaşlarında ön tarafından dökülmeye başlamıştı. Gitmediğim doktor kalmadı. Kükürt iğnelerinden tutun da çeşit çeşit ilaçlar aldım. Ama, fayda etmiyordu. Bu arada, annem hep ‘Oğlum zeytinyağı ile susam yağının içine bir baş sarmısak ezip koy. Gece yatarken saçlarının diplerine ovalayarak sür’ diyordu.
Sonunda, anamın dediğini son çare olarak uygulamak zorunda kaldım. Ve gece yastığımın üzerine bir havlu sererek, yağlı başla yattım.
İnanın, bir hafta sonra dökülme tamamen durduğu gibi bazı yerlerden de yeni saçlar çıkmaya başladı. Benim için bir mucizeydi...
Doktorların, ilaçların yapamadığını, annemin basit bitkisel formülü ile başarmıştım.
Öte yandan, annem bana bol bol karaciğer, hindi, fasulye yemekleri yapıp kahvaltılarda da rafadan yumurta içiriyor, yemeklerde yoğurdu eksik etmiyordu. İlginçtir, yıllar sonra bu tür yiyeceklerde bol miktarda çinko olduğu ve saç dökülmesine, ağarmasına iyi geldiği kanıtlandı. Ve ben yıllardır en az haftada bir gün gece yatarken annemin formülünü başıma sürüp, bu yiyeceklerden de bolca tüketiyorum. Belki bu nedenle olacak, saçlarıma pek ak düşmediği gibi, o günden sonra da hiç dökülme olmuyor.
BURNUNUZDAKİ ET VEYA KEMİKTEN KURTULUN
Burnunuzun et veya kemikle az da olsa tıkalı olması, sağlık açısından çok önemlidir. Zira yeterli oksijen alamayan vücut, gereken oranda enerji sağlayamaz.
Gene başımdan geçen bir başka olayı anlatayım... Amerika’da uzun yıllar burun ve boğaz konusunda eğitim yapıp Türkiye’ye dönen Prof. Dr. Sami Katırcıoğlu benim iyi dostumdur. Bir gün sohbet ederken kendisine, ‘Sporun sonlarına doğru bir yorgunluk geliyor. Bazen bu yorgunluk ertesi güne de sarkıyor’ dediğimde beni kontrol etti. Ve burnumdaki et ve kemik parçalarının bu yorgunluğa neden olduğunu söyledi.
Ameliyat olup burnumdaki bu et ve kemik parçalarını aldırdığımda inanın, sanki 10 yaş daha gençleştim. Spor gücüm yüzde 20-30 oranında arttı. Ve spor sonrası yorgunluğumdan eser bile kalmadı.
VÜCUDUNUZU İNCELEYİP TEŞHİSİNİZİ KOYUN
Sağlıklı yaşamın en önemli unsuru, sağlıklı beslenmenin yanı sıra spor yapmayı bir alışkanlık haline getirmektir. Spor yapmadan sırf sağlıklı beslenmeyle ve kutu kutu vitaminler almakla insan bir yere varamaz. Şunu aklınıza koyun, her yaşa göre spor vardır. Spora başlayın da kaç yaşında başlarsanız başlayın, faydasını bir-iki hafta içinde göreceksiniz.
Önce, bir aynanın karşısına geçin. Vücudunuzu çıplak olarak bir inceleyin. Teşhisi koyun. Neyiniz eksik, neyiniz fazla... Çok mu yağlısınız? Göğüsleriniz mi sarkık? Kol ve bacaklarınızda sarkmalar mı var? Poponuz mu düşük? Bunları tespit ettikten sonra, mümkünse bir spor salonuna gidin. Uzman hocalardan dertli olduğunuz konularda yardım isteyin.
Yok, spor salonu için param veya zamanım yok diyorsanız, benim şu tavsiyelerime kulak verin.
Önce şunu bilin... Kimse anasının karnından doğduğu şekilde, spor yapmadan sağlıklı bir vücuda kavuşmamıştır.
Örneğin, ben bugün ‘bench press’te 100 kilo kaldırıyorsam, birden bire bu kiloya ulaşamadım. 10-20 kilodan başladım. Bu kiloya kadar çıktım.
Bunu anlatmaktaki amacım, kaç yaşınızda olursanız olun, hiç spor yapmamış olun, yine de iş işten geçmiş değildir.
Önce, bir sağlık kontrolü yaptırtın. Vücudunuzun lökosit miktarı ne kadar? İltihabik bir durumunuz var mı?
DİŞÇİYE GİTTİM OMUZ AĞRIM GEÇTİ
Özetle karın bölgesini bir ultrasonla taratın bakalım vücuda zararlı bir şey var mı? Ha unutmadan söyleyeyim... Dişlerinizin durumu da çok önemli.
Size basit bir örnek vereyim. Sağ omuz başımın altını 5-6 ay kadar önce zorlayarak sakatlamıştım. Bugüne kadar da bir türlü geçmemişti. Bu yazıyı hazırlarken Sultanov’un önemli dediği bir notu okudum:
Bir yerinizde bir ağrı varsa ve uzun süredir geçmiyorsa önce karın bölgenizi, sonra da dişlerinizi kontrol ettirin... Karın bölgemde bir şey çıkmadı. 30 yıllık arkadaşım diş hekimi Galip Gürel’e gittim. Dişlerimin filmini çekti. Meğer 20 yaş dişim çene kemiğine kadar iltihaplanmış.
Dişimi çektikten 2-3 gün sonra sakatlığımdan eser kalmadı.
Kırmızı üzüm suyu için cinsel gücünüzü artırın
Sadece koşmakla, yürümekle spor olmaz. Hafif şekilde de olsa ağırlık çalışmanız gereklidir. Öte yandan yürümeyi, koşmayı da bilinçli yapmak gerekir. Şöyle ki; yürürken ufak ve hızlı adımlar atarken vücudunuzun da dik olması gerekir. Bu şekilde yürürseniz kalçalarınızın hafifçe sızladığını, yağları yaktığını hisseder olacaksınız. Öte yandan, düz koşuları nefesiniz açıldıktan sonra bayır koşularına çevirmenlisiniz.
Spora ilk başlayanlar ilk gün 15 dakika yapmalı, daha sonra her seferinde 5-10’ar dakika artırmalılar. Ağırlık çalışmalarını tek tek anlatmam çok yer alır. Ancak, genel bir uygulama söyleyeyim: Vücudunuz kilolu ve yağlı ise, az kilo ile çok adet yaparak o bölgenizi inceltebilirsiniz.
Öte yandan, ip atlamak, hızlı hızlı merdiven inip çıkmak hem nefesinizi açar, hem de kan dolaşımına katkıda bulunur. Sabah ve akşam olmak üzere günde 5’er dakika ip atlayın, bir ay içinde etkisini göreceksiniz.
ASPİRİN’İN ETKİSİ
Koştuktan, yürüdükten, ağırlık çalışmasından sonra, mutlaka mide kaslarınızı, bacak içi kaslarınızı çalıştırıp güçlendirin. Mideniz için değişik basit mekik hareketleri yapabilirsiniz. Bacak içi hareketler için aletiniz yoksa iki bacağınız arasına ve daha sonra iki bacağınıza dıştan kalın birer lastik bağlayarak 15-20 kez esnetme hareketleri yapmaya çalışın. Ve bunu üç kez tekrarlayın.
Göreceksiniz bu mide kaslarınızla bacak içi kaslarınızın kuvvetlenmesi oranında, sizin cinsel gücünüze ‘doping’ ilaçlarından daha çok tesir edecektir. Bu arada, birleşmeden bir saat önce bir adet aspirin alın. Yarım saat önce de kırmızı üzüm suyu için. Şunu da belirtmem gerek, yemekten en az iki-üç saat sonra cinsel temasta bulunun... Farkı hissedeceksiniz. (Yarınki yazımda anlatacağım beş duyu eğitiminin de bu konuda yararı büyük.)
Tüm spor hareketlerinizi bitirdikten sonra muhakkak esnetme hareketleri yapın. Çömelmiş vaziyette 5-6 dakika oturun ve hafifçe esnetmeler yapın. Bu hareketler de size bir başka güç sağlayacaktır. Bu arada sporunuzu tamamlamadan baş aşağı gelecek şekilde bir meyilli özel tahta üzerinde uzanmanız (meyili 20-25 dereceden başlayarak 90 dereceye kadar alıştıra alıştıra çıkartacaksınız) hem yorgunluğunuzu alacak, hem de saç diplerine kadar kan hücum edeceğinden vücudunuz daha dinç olacaktır.
Uykusuzluğa anasonlu rezeneli Kafkas çayı
Ben genelde çok zorunlu olmadıkça ateşli hastalıkların dışında pek ilaç kullanmam. Sadece, her gün bir Aspirin almayı ihmal etmem, hepsi o kadar. Stresiniz mi var? Uykusuzluk mu çekiyorsunuz?
Ben bu durumlarda gece yatarken bir tatlı kaşığı rezene, bir tatlı kaşığı anason, bir tatlı kaşığı kuşdili, 2-3 yaprak da melisa otu koyup çay gibi, Kafkas usulü demlerim. Sonra içine bir tatlı kaşığı bal koyup yatmadan yarım saat önce içerim. Ve sabaha dinç ve uykumu almış şekilde kalkarım.
Bu arada, yatmadan 3-4 saat önce ceviz, incir, kayısı, kuru üzümün yanında, bir avuç tuzsuz kabak çekirdeği yemeyi de ihmal etmem. Kabak çekirdeği içindeki E vitamini cilde çok fayda sağladığı gibi stresi de azaltır.
Öte yandan 40 yaşından sonraki erkeklerde prostata iyi geldiği gibi cinsel gücün artmasında da çok katkı sağlar. Hangi vitaminin neye iyi geldiğinden söz etmeye gerek yok. Zira, bu konu her gün yazılıp çiziliyor.
YARIN
Hint fakirlerinden öğrendiğim 5 duyu eğitimi