Doktorlarımız rahat Tiryakiye de bakarız

Güncelleme Tarihi:

Doktorlarımız rahat Tiryakiye de bakarız
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2001 00:00


Haberin Devamı

Avustralya'da bazı cerrahların sigara tiryakisi hastaları ameliyat etmeyi ertelemesi veya reddetmesi, Türk meslektaşları tarafından ‘hekimlik etiği’ne aykırı bulundu.Melbourne kentindeki bazı hastanelerde, hastaların sigara içip içmemesi ameliyata alınma önceliğinin belirlenmesinde önemli bir ölçüt olarak kabul edildi. Sigara içen hastaların ameliyatları karneye bağlandı. Ameliyat sırası bekleyen tiryakiler ‘‘Git sigarayı bırak da gel’’ denilerek evlerine gönderiliyor. Ancak bu doktorların tavrı, kendi ülkelerindeki bazı meslektaşları tarafından da,‘‘Tıbbın temel görevi insanlara yardım etmektir’’ denilerek eleştiriliyor. Türk doktorlar da hekimin tedavide her hastasına aynı mesafede durmasını, ayrım yapmamasını ve yardım elini uzatması gerektiğini vurguladılar.

Kaza geçirene de bakmayalım mı?

Dr. Özge Sezerman (Siyami Ersek Hastanesi Başhekimi,

Kalp ve Damar Hastalıkları Cerrahı-Günde 4-5 sigara 1 puro içiyor'':

Tıbbi etik açısından, ‘sigara içen hasta-içmeyen hasta’ diye bir ayrım yapmak son derece yanlış. Trafik kurallarını ihlal edip kaza yapan hastaları tedavisiz bırakmaya benziyor. Ayrımcılık ve çok büyük bir haksızlık. İnsani değerlere sığmıyor. Tarihte, alkolü yasak edip alkolden ölen padişahlar var. Belki de kendileri de sigara tiryakileri. Böyle bir uygulamayı mantığım almıyor. Hekimler hastalarına sigarayı bırakma yönünde öneri ve uyarılarda bulunabilirler. Ama insanın en büyük hürriyeti ‘can’. İstediği gibi kullanabilir ve emanet edebilir. Sigara içenlerin böyle bir ayrıma tabi tutulması insanlık açısından da çok yanlış. Hoşgörüye aykırı. Hekimler, ettikleri Hipokrat yemini gereği, hasta kim olursa olsun yardım etmek zorundadır. Zaten ameliyattan önce bazı testler yapıyoruz. Vücut fonksiyonları bakımından ameliyat olması sakıncalı olanları ameliyat etmiyoruz. Sigara tiryakisi olan ama ameliyatı çok başarılı geçmiş birçok vakamız var. Önceliğin sigara içmeyenlere tanınması gibi bir uygulamamız yok. AIDS'li hastaları ameliyat ediyoruz. Böyle bir ayırım yapmamız imkansız.

Sigara içenler zaten hasta

Prof. Dr. Bingür Sönmez (Florence Nightingale Hastanesi Kalp ve Damar cerrahı- sigara içmiyor)

Sigaradaki nikotin, bağımlılık yapar ve ciddi tedavi gerektirir. Hekim olarak insanları iyi etmek zorundayız. Kalp ameliyatı yapacağım bir hastaya, sigarayı bırakmadığı ya da ameliyattan sonra başladığı için ona kötü davranma hakkım yoktur. Tiryakileri hasta olarak kucaklayıp, diğer bağımlılar gibi tedavi edilmeleri taraftarıyım. Gerçekten de sigara içenlerin, ameliyat sonrası yoğun bakımı sıkıntılı oluyor. Sigara birçok hastalıkta hem iyileşmeyi geciktiriyor hem de komplikasyonları artırıyor. Ama tıbbı etik açısından bu hastalara tedavi verilmemesi tabii ki yanlış. Ameliyatta da ‘sigara içmeyenler’e öncelik verilmesi sözkonusu olamaz. Yine sigara, koroner by-pass olan hastaların damarlarının tekrar tıkanmasında çok önemli bir faktör. Bizim 2000 hasta içinde yaptığımız bir araştırmaya göre ameliyat sonrasında ilk 3 ayda, hastaların yüzde 35'i tekrar sigara içmeye başlıyor. Onları azarlamak yerine sigaranın zararları hakkında bir konferansa çağırdık ve eğitim verdik.

Hekimin hasta seçme lüksü yok

Doç. Dr. Kültegin Ögel

(Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Psikiyatri uzmanı, sigara içmiyor):

Hekimin hasta seçmek gibi bir lüksü yok. Hekim kişinin, ırkına, cinsiyetine, ekonomik gücüne, siyasi görüşüne bakmadan tedavisini yapmak zorunda. Özellikle acil vakalarda erteleme diye birşey sözkonusu olamaz. Talep eden her hastaya hekim yardımcı olmak zorunda. ‘Sigara içeni tedavi etmem’ ne demek? Bu, ‘‘Alkol, eroin, çay, kahve içeni de tedavi etmem’’ demek ve yanlış. Bu mantık yine, ‘‘Araba kullananlar daha çok kaza yapar. Daha çok kaza yapanların da ameliyatları daha zordur. O zaman araba kullanmayanları ameliyat yaparım’’a benziyor. Sigaranın bağımlılık yaptığı ve hastalık olduğu kabul ediliyor.

Avustralyalılar fazla radikal

Doç. Dr. Mete Düren (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Uzmanı-sigara içmiyor-puro içiyor):

Ameliyat sonrası başarı oranlarını düşürmemek için yapılan fazla ‘radikal’ bir uygulama. Gerçekten sigara, ameliyat öncesi ve sonrasındaki dönemi olumsuz etkiliyor. Ancak, tiryakiyi ameliyattan vazgeçmek değil, sigaranın verdiği zararı minimize edecek şekilde hastaları hazırlamak, en azından ameliyat öncesi sigarayı bıraktırmak için uğraşmak daha yüce bir uğraş. Cerrah veya başka bir hekimin, hastasını genel sağlığı açısından sigarayı bırakması gerektiğine ikna etmesi ve bunun için birlikte yürümeleri gerekiyor. Aksi uygulama, Hipokrat yemine aykırı olmasının yanısıra, vicdani sorumluluk açısından da yanlış. Hekimlerin, kamuoyunu sigaranın zararlarına karşı bilgilendirmesi gerekiyor.

Doktor bakar ama toplum ödemez

Prof. Dr. Altan Onat (Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı-sigara içmiyor):

Sigara içen birinin ameliyattan yoksun bırakılması tabii ki etik değil. Ancak ileriki zamanlarda, yasalarla veya düzenlemelerle sigara içenlerin topluma verdikleri yükü karşılamaları istenebilir. Sosyal güvenlik kurumları tarafından, sigara içenlere, buna bağlı doğabilecek sağlık sorunları için ödeme yapmayacakları peşinen söylenebilir. Tiryakiler, kanser olur veya by-passa ihtiyaç duyarlarsa, hekimlerden sağlık hizmeti alır. Bundan yoksun bırakılmaz elbette. Fakat toplum bunun parasını ödemez. Hasta kendi olanaklarıyla ameliyatlarını ve diğer tedavisini gerçekleştirebilir. Yine de hekimlik hizmetinin verilmemesi etik değil.

Hasta tedavisinde ayırımcılık olmaz

Dr. Murat Atay (Metropolitan Hastanesi, Onkoloji cerrahı-sigara içiyor)

Hasta sigaranın sağlığına zararını, tedavi öncesi ve sonrasında neden olabileceği sorunları biliyor ve yine de içiyorsa, biz etik olarak, ettiğimiz hekimlik yemini gereği, mesleğimizin gereklerini yerine getirmek zorundayız. Ama mesleğimizin görevlerinden biri de sigaranın zararlarından, ameliyat sonrası etkilerinden hastalarımızı haberdar etmek ve bırakmasını istemek.

Ama sigarayı bırakmıyor diye tedaviyi reddetmek mümkün değil. Özellikle ABD'de, bazı cerrahi birimler, kendi istatistiklerini, başarı oranlarını düşürmemek için hasta seçimi yapabiliyorlar. Biz her hastayı kabul etmek zorundayız. Özellikle onkoloji cerrahisi acildir. Hasta tedavisinde hertürlü ayrımcılığa karşıyım.

Sigarayı yakmadan önce bir de bunları düşünün

İçinde çok çeşitli zehirlerin de bulunduğu 4000 katkı maddesi barındıran sigarayı bırakmak için sayısız neden bulunuyor. İnsan metabolizması, sigaranın bırakılmasından yarım saat sonra içilmeyen dönemdeki normal sağlık koşullarını yaratıyor. Sigarayı bırakmanın ilk olumlu etkisi, sigara içildiğinde yükselen nabzın yarım saat içinde normal değerlere dönmesiyle başlıyor.

8 saat sonra: Kandaki oksijen miktarı artıyor, karbonmonoksit miktarı düşüyor.

24 saat sonra: Kalp krizi geçirme riski, sigara içilen döneme göre azalıyor.

48 saat sonra: Sigara içilen dönemde körelen tat ve koku alma duyuları artarak sağlıklı hale geliyor. Sinir uçları yeniden gelişiyor.

72 saat sonra: Sigara içilen dönemde yaşanan nefes alma zorluğu ortadan kalkıyor. Akciğerler açılıyor.

2 hafta-3 ay sonra: Akciğerlerin çalışma performansında yüzde 30'avaran artış meydana geliyor. Dolaşım gelişiyor. Yürürken, sigara içilen dönemdeki yorgunluk ortadan kalkıyor.

1-9 ay sonra: Vücut enerjisi artıyor. Akciğerler enfenksiyonlara karşı daha dirençli hale geliyor, kendini temizliyor. Sinüs tıkanıklığı, öksürme, yorgunluk ve bitkinlik, nefes darlığı sorunları azalıyor.

5 yıl sonra: Günde 1 paket sigara içen birisi için 5 yıl sonra akciğer kanserinden ölme riski sigara içilen döneme göre yüzde 50 oranında azalıyor.

10 yıl sonra: Akciğer kanserinden ölüme yakalanma riski, sigara içmeyen bir kişiyle aynı orana kadar düşüyor. Sigaraya bağlı diğer kanserlere yakalanma riski de önemli ölçüde azalıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!