Doktor görünce yükselen tansiyondan korkun
Güncelleme Tarihi:
Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2005 00:00
Normal değerlerdeki tansiyonunuz, eğer sadece heyecan, stres, öfke ya da doktor korkusuyla yükseliyorsa, mutlaka kontrol gerekli. Çünkü önemli bir sorun habercisi olabilir. Yakın zamana kadar hastanede ya da doktorun yanında yükselen kan basıncına ‘beyaz önlük hipertansiyonu’ denirdi.
Şimdi ‘izole klinik hipertansiyon’ yani sadece klinikte görülen hipertansiyon deniyor. Bu hastalarda yapılan incelemede, ileriki dönemlerde kan basınçlarının yükseldiği ve diğer risk faktörlerinin daha sık görüldüğü kanıtlandı.
Avrupa Hipertansiyon Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Erdine, ani tansiyon yükselmeleri yaşayan hastaların yaş ortalamasının giderek düştüğünü söylüyor. Sorun ne kadar genç yaşta çıkar, ne kadar uzun süre kontrolsüz kalırsa, kalp, beyin gibi organlarda yaptığı hasar da o kadar artıyor.
KONTROL SİZDE
Prof. Dr. Erdine’ye göre hipertansiyon kontrolünde en önemli etkenlerden biri hastanın tedaviyi benimsemesi, ilaçlarını düzenli kullanması. İlaçları aksatmak kontrolü aksatıyor.
Eylül ayında Stockholm’de yapılan Avrupa Kardiyoloji Kongresi’nde sonuçları açıklanan ASCOT (Anglo İskandinav Kalp Damar Çalışması) yüksek tansiyon hastalarında görülebilecek inme ve kalp krizlerinin büyük bir kısmının yeni nesil tansiyon düşürücü ilaçlarla, kolesterol düşürücü tedavinin birleştirilmesiyle engellenebileceğini ortaya koydu.
Hipertansiyona dair birkaç not
Tuzu tamamen yaşamdan çıkarmak şart değil. Hiç tuzsuz yemek, kan basıncından sorumlu bir mekanizmayı harekete geçiyor. Tuzsuz yenmesine rağmen yükselmeler ortaya çıkabiliyor.
Kan basıncı değerinin 2.5 mmHg’lik düşmesi dahi uzun dönemde kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde yararlı oluyor.
Yüksek kan basıncının ilk 3 ayda hızla düşürülmesi kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranı azaltmada önemli.
‘Vücudun alışık olduğu tansiyon’ tanımı yanlış. Tam tersine kan basıncı ne kadar düşürülüyorsa inme ve kalp krizlerine yakalanma riski de azalıyor. Bugün 140 mmHg-90 mmHg üstü sorun olarak görülüyor. Ama hedeflenen değer 130-80 mmHg’ın altı.
Sarmısak haplarının hiçbir şekilde kan düşürücü etkisi yok. Kekik, soğan, limon gibi gıdaların da.
Avrupa Hipertansiyon Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serap Erdine, ani tansiyon yükselmeleri yaşayan hastaların yaş ortalamasının giderek düştüğünü söylüyor. Sorun ne kadar genç yaşta çıkar, ne kadar uzun süre kontrolsüz kalırsa, kalp, beyin gibi organlarda yaptığı hasar da o kadar artıyor.
KONTROL SİZDE
Prof. Dr. Erdine’ye göre hipertansiyon kontrolünde en önemli etkenlerden biri hastanın tedaviyi benimsemesi, ilaçlarını düzenli kullanması. İlaçları aksatmak kontrolü aksatıyor.
Eylül ayında Stockholm’de yapılan Avrupa Kardiyoloji Kongresi’nde sonuçları açıklanan ASCOT (Anglo İskandinav Kalp Damar Çalışması) yüksek tansiyon hastalarında görülebilecek inme ve kalp krizlerinin büyük bir kısmının yeni nesil tansiyon düşürücü ilaçlarla, kolesterol düşürücü tedavinin birleştirilmesiyle engellenebileceğini ortaya koydu.
Hipertansiyona dair birkaç not
Tuzu tamamen yaşamdan çıkarmak şart değil. Hiç tuzsuz yemek, kan basıncından sorumlu bir mekanizmayı harekete geçiyor. Tuzsuz yenmesine rağmen yükselmeler ortaya çıkabiliyor.
Kan basıncı değerinin 2.5 mmHg’lik düşmesi dahi uzun dönemde kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde yararlı oluyor.
Yüksek kan basıncının ilk 3 ayda hızla düşürülmesi kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranı azaltmada önemli.
‘Vücudun alışık olduğu tansiyon’ tanımı yanlış. Tam tersine kan basıncı ne kadar düşürülüyorsa inme ve kalp krizlerine yakalanma riski de azalıyor. Bugün 140 mmHg-90 mmHg üstü sorun olarak görülüyor. Ama hedeflenen değer 130-80 mmHg’ın altı.
Sarmısak haplarının hiçbir şekilde kan düşürücü etkisi yok. Kekik, soğan, limon gibi gıdaların da.