Doğuş’un hayranlarından Hilal’e kezzap tehdidi

Müzik dünyasının iki ünlü ismi Doğuş ile Hilal Cebeci, iki yıllık beraberliklerini çok yakında nikah masasına taşıyacaklar. İlişkilerini gözlerden uzak yaşamaya özen gösteren ünlü çift, ilk kez Kelebek için biraraya gelerek aşklarını anlattı.

- Nasıl tanıştınız?

Hilal Cebeci: İki yıl önce albümümü hazırlarken bana bir arkadaşım, ‘Doğuş’tan mutlaka bir şarkı alalım. Çünkü onun albümleri satıyor, şarkıları da çok beğeniliyor’ dedi. Karar verdik ve Doğuş’tan bir şarkı almak üzere kendisinden randevu talep edip, biraraya geldik. Yoksa planlanmış bir şey yok ortada. Açıkçası ben Doğuş’un tirajından faydalanmak istedim. Yani tamamen ticari bir düşünceydi. Şarkı almaya gittim, aşık olup çıktım.

- Hilal’in bu itirafı üzerine sen neler söyleyeceksin...

Doğuş: Hilal’in ilk benimle biraraya gelmesi ticari bir amaçlaydı, bu doğru. Ayrıca anormal değil, normal bir durum bu. Çok da güzel şarkılar verdim kendisine. Yani etimden, sütümden faydalandı, faydalanmadı değil.

DOĞUŞ’A KARŞI ÖNYARGILIYDIM

- Peki Hilal, geçmişinden dolayı Doğuş’a karşı bir önyargın var mıydı?

H.C: Biz birbirimizi farklı tanıyorduk. Evet ne kadar kabul etmesek de, biz sanatçılar da birbirimize karşı önyargılıyız. Dolayısıyla onun geçmişteki yaşantısından kaynaklanan bir önyargı vardı bende.

D: Olmaması mümkün değil zaten...

H.C: Ben de saklamıyorum ki. Arkadaşlık anlamında değil ama ilişki anlamında çok tedirgindim. Çünkü Doğuş’un hayatında ağır bir dram var. Onun bu yaşadıklarının psikolojisini nasıl etkilediğini bilmiyordum. Beni tedirgin eden bu konuydu. Ama tanıdıkça onun inanılmaz duygusal ve romantik biri olduğunu gördüm. Doğuş, gerçekten 16’ncı yüzyılda yaşayan erkekler gibi centilmen. Kadınlara karşı nazik, kibar... Bir kadının ne istediğini çok iyi bilen birisi.

Bütün bunlar ona karşı tedirginliğimin sona ermesine ve bu ilişkinin de başlamasına neden oldu. Benim tanıdığım Doğuş ile birlikte zaman geçirerek daha yakından tanıdığım Doğuş’un hiç alakası olmadığını gördüm. Doğuş’la birlikte olduğum ilk günlerde çevremdeki insanlardan da çok büyük tepkiler almıştım. Yani hepimiz onu yanlış tanımışız.

D: Tabii ki sütten çıkmış ak kaşık değilim. Birisi çocuk yaşta sokaklarla tanışıyorsa, yanlış kişilerle arkadaşlık yapıyorsa, doğruyu, yanlışı bilmeden yaşıyorsa... İşte benim hayatım da böyle geçti. Ve son sekiz yıl içinde de bu hayatım çok değişti. Ondan önce sokaklar vardı, cezaevleri vardı. Kaç kere hapishaneye girip çıktım bilmiyorum. Ama bildiğim bir tek şey var, insanlara değer vermesini biliyorum. Ben son sekiz yıldır istediğim Doğuş’u yaşıyorum.

- Son iki yılını da Hilal’le yaşıyorsun.

D: Biz birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Çok fazla göz önünde olmayı sevmiyoruz. Birlikte ilk kez sizinle röportaj yapıyoruz, muhtemelen de sonuncu olacaksınız. Gerçekten işimizle başarı elde etmek istiyoruz. Basının önünde yaşanan ilişkileri görüyoruz. Dolayısıyla da sessiz sakin olduk, olmaya da devam edeceğiz...

- Hilal’in sana karşı hálá endişesi var mı peki, böyle bir şey hissediyor musun?

D: Onun omuzlarında şu anda ciddi bir yük var. Çünkü hiç aile hayatı yaşamamış birisiyle beraber. Ve ben açıkçası Hilal’e çok çektirdim. Çok kavga ettik, ayrıldık. Yani benim tarafımdan kaynaklanan çok sorunlar yaşadık. O yüzden tedirgin olması çok normaldi ama şimdi kafasında herhangi bir soru işareti olduğuna inanmıyorum.

- Sanki sende soru işaretleri var gibi?

D: Hayır canım, artık hiçbir tedirginliğim ya da kafamda soru işaretleri yok.

EVLENMEK İÇİN ACELEMİZ YOK

- Ünlüler Çiftliği’ne gittiğin dönemde ayrı mıydınız?

H.C: Ayrılmıştık. Ve Doğuş benim çiftliğe girmemi istemiyordu.

D: Çiftliğe gireceğini bana birisiyle haber gönderdi, ben de izin vermedim. Evet ayrılmıştık ama şarkılarını takip ettiğim için aramızda bir diyalog vardı.

H.C: Bizim ayrılığımız da normal değildi. O yine benim her şeyimle ilgileniyordu, yalnız bırakmadı. Böyle bir erkek yani, anlayın işte. Sonuçta ben ona bir konuda kızmıştım. Kızdığım için de çiftliğe gitmeye karar verdim.

- Ferhat Güzel’in bu samanlık hikayesi yüzünden gerçekten çiftliği bastın mı?

D: Yok basmadım, ziyaret ettim. (Gülüşmeler) Özledim, ziyaret ettim. Yoksa Ferhat’ı dövmek için falan gitmedim. Hangi yüzyılda yaşıyoruz, ne dövmesi. Sonra Ferhat arkadaşımla da görüştüm. İki medeni insan gibi konuştuk. O yüzden bunun üzerine artık konuşulacak bir şey yok.

- Ne zaman evleneceksiniz?

H.C: Doğuş bayramdan sonra evlenelim diyor. Fakat ben aceleye getirmek istemiyorum. Evimizi ona göre kurmak istiyorum. Yani her şeyi en başta yapmak istiyorum. Birlikte oturduğumuz bir ev var. Evlenirsek o evde oturmak istemem. Biraz masraflı bir gelinim sanırım. Batıl inançlarım var. Her şeyin yeni olması benim için çok önemli. O yüzden yeni bir evimiz, yeni eşyalarımız olsun, ondan sonra evlenelim diyorum. Acelemiz yok. Biz zaten kalben evliyiz. Her şeyimiz hazır olup yenilenince, iş sadece imzaya kalır.

FANATİK HAYRANLAR KORKUTUYOR

- Zaga programında bir izleyicinin sözleri gerçekten çok ilginçti. Doğuş’a, ‘Hilal’le evlenme’ dedi. Bu fanatik hayranlar ilişkinizi nasıl etkiliyor?

H.C: Bu anlamda gerçekten çok zor günler geçiriyorum. Menajerimi telefonla arıyorlar, beni arıyorlar. İnternet siteme giriyorlar. Onun benimle evlenmesini istemiyorlar. Bütün bunlar bizim ilişkimizi ya da evlilik fikrimizi tabii ki etkilemez. Ama huzursuz ediyor açıkçası. Belki sanatçı olmamdan kaynaklanan bir itiraz var. Onun sıradan birisiyle evlenmesini de istiyor olabilirler, bilmiyorum. Doğuş’un inanılmaz fanatikleri var, işin içine girince anladım. Mesela ‘Evlenmeyeceksin, yüzüne kezzap atarım’ diyenler dahi var. Kezzaptan da çok korkuyorum ayrıca...

D: Sevenlerim beni anlar. Ben ailesiz ve sevgisiz büyüdüğüm için anlayacaklarına inanıyorum. Hilal’i sevenler var. Ama sevmeyenler de zaman içerisinde onu seveceklerdir. Evleneceğim kadına saygı duymaları gerek. Duyanlar var, duymayanlar da bu düşüncelerini değiştirecektir.

H.C: Erkek fanatikleri çok sakin, kadınlar daha hırçın. Herkesin sevenleri var ama ben Doğuş’unki gibi bir hayran kitlesi ilk defa görüyorum. Benim hayramlarım da internet siteme ‘Doğuş’la evlenme’ diye birkaç tane mesaj atıyor ama çok sakin mesajlar bunlar. Eminim ki herkes bir süre sonra bizim mutluluğumuzdan mutlu olacaktır. İyi düşünmeye çalışıyorum.

- Düğünle ilgili ilginç bir fikriniz var mı?

D: Bana kalsa Taksim Meydanı’nda halka açık bir düğün yapardım. Ama Hilal bilir. Ya da ona gıcıklığıma gidip bir düğün salonunda yapacağım, bilmiyorum yani. (Gülüşmeler)

H.C: Düğünün şekli önemli değil. Gösteriş meraklısı falan değilim ben.

D: Sadece nikah yapıp, otur aşağıya da diyebilirim.

Fotoğraflar yüzünden ayrıldık

D: Bu birliktelik içinde hep sorumluluk almaktan kaçtım. En son evlenme teklif ettim. Yani bu endişemi de yenmiş oldum. Hilal ne zaman ‘evlenelim’ derse, o zaman evleniriz. Her şeyi ona bıraktım. Bir de zaman zaman beni sinirlendiren bazı şeyler yaptı. Mesela dergiler için çektirdiği fotoğraflar. O fotoğraflar hálá yayınlanmaya devam ediyor. Bunlar bizim için çok büyük sorun oldu. Ben, rahat yaşayan, her şeye açık olan birisi değilim. Muhafazakarım. Fakat Hilal o fotoğraflardaki insan olmadığı için yargılamıyorum onu. Yine de o fotoğraflar, bizim uzun bir süre ayrılmamıza neden oldu. İşte sorun bunlardı.

H.C: Çok ayrılıklar yaşadık. Herhangi bir dergiye kapak olmam, bize ayrılığı getirdi. Gerçi ben o resimlerin çok avam olduğunu kabul etmiyorum. Hepsi estetik resimlerdi.

D: Hilal ‘Ben Türkiye’nin Kylie Minogue’u olacağım’ diyorsa, olabilir. Çünkü buna çok müsait. Ama kendisine ‘O zaman ben olmam’ dedim. Ben böyleyim. O da beni böyle kabul etti zaten.

H.C: Ya tabii ki sadece fotoğraflardan dolayı olmadı kavgalarımız. Biz aslında Doğuş ile tarz olarak birbirimize çok zıttız. O çok muhafazakar, ben biraz daha rahatım. Sonuçta ben de Kylie olmayı tercih etmedim, Doğuş’u tercih ettim...

D: Bende maçoluk var. Ama asla kadınıma el kaldırmam. Örf, gelenek ve göreneklerime çok sıkı bağlıyım. Ve Hilal benim hayatımda ilk ciddi ilişkim, ilk aşkım. Onun ilk gözlerinden çok etkilendim. Çok güzel bakan, güzel gözleri var.

H.C: Doğuş da benim ilk ciddi ilişkim ve en önemlisi ona çok saygı duyuyorum. O yüzden de evin içinde biraz süt dökmüş kedi gibi bir durumum var. Ama Doğuş da bana saygı duyuyor. Yani o benim hayatımı geçirebileceğim birisi. Bunu flört ettiğimiz günlerde anladım. Artık iş anlamında da patronum oldu. Ancak patron olarak çok daha zor bir insan.