Güncelleme Tarihi:
Sibel Tüzün, Engin Güven’le evlendikten sonra anne olmak için fazla beklemedi ve minik kızları Elaya Amber’in doğumuyla yaşamında yepyeni bir sayfa açtı. "Sanatçı anneler çocuğuna fazla ilgi gösteremez" gibi bir endişe taşımadığını belirten Tüzün, doğumun da harika bir deneyim olduğu görüşünde...
Nasıl bir hamilelik geçirdiniz? Bulantı, aşerme gibi sorunlar yaşadınız mı?
Sorunsuz bir hamilelik yaşadım aslında. Bütün etaplarında eşim en büyük desteğimdi. Bulantı ve aşerme sorunum olmadı. Sadece ilk üç ay kokulara karşı son derece hassastım. Hatta çok sevdiğim halde kokudan pek yemek pişiremedim, balık yiyemedim. Hamileliğimin ikinci üç aylık bölümünün sonlarında başlayan kramplar, magnezyum hapları kullanmamı gerektirdi. Doktorum Canan Erdem harikaydı bana karşı. Her türlü sorunumda son derece soğukkanlı ve bilgilendiriciydi. Eşim ve doktorum sayesinde ben de hamileliğimi keyifle yaşadım. Bir sürü kitap okudum konuyla ilgili ve kendimi doğuma, bebeğime hazırladım.
- Beslenme alışkanlıklarınız, hamilelik döneminde normal hayata göre bir değişim gösterdi mi? Mesela hangi tür yiyeceklerden uzak durdunuz ve ek besin olarak neler yediniz?
Normalde de katkı maddesi içeren yiyeceklerden uzak durmaya çalışırım. Hamileyken de suni madde içeren hiçbir şey yemedim. Düzenli olarak balık yağı kullandım. Bol bol süt ve meyve tükettim. Çiğ et ve balıktan, sucuk salam gibi şarküteri ürünlerinden uzak durdum. Hazır yiyeceklerin ve sosların çoğunda tat ve kıvam arttırıcı bir madde var. Bu maddenin olduğu hazır çorbalar, salata sosları ve daha bir sürü hazır besinden uzak durdum. Bu madde özellikle fetus için çok tehlikeli, bebeğin gelişimine zarar verebilir. Prenatal vitaminlerden aldım. Birkaç kutu da folikasit tükettim.
- Elaya Amber’in doğum tarihi ne ve kaç kilo doğdu?
29 Mart 2005 doğumlu. 2 kilo 840 gram ağırlığında, 47 santim boyundaydı.
- Siz hamileliğinizde kaç kilo aldınız?
13 kilo...
- Doktorunuzun kilo konusunda tavsiyeleri neler oldu?
Doktorum kilo alımımı normal buldu. En önemli tavsiyesi hamileliğim boyunca normal hayatıma devam etmemdi. Çünkü hamilelik bir hastalık değildir. Dolayısıyla ben de normal hayatımdaki gibi uzun yürüyüşler yaptım, 8’inci aya kadar sahne çalışmalarıma devam ettim, yemeğe çıktım, gezip tozdum. Evde oturup gün saymadım yani...
- Normal doğum mu oldu yoksa sezaryen mi?
Normal doğum yaptım ve doğum harika bir deneyimdi. Canan, son muayenede bir hafta sonraya gün vermişti. Gün geldiğinde, öğle saatlerinde ona gittik. Muayene ettikten sonra "Saat 17.00 gibi hastaneye yerleşin, ben de bir saat sonra gelirim" dedi. Arada son hazırlıklarımı yaptım, sakin sakin hastaneye gittik. Arkadaşlarımıza ve ailemize haber verdik. Hastanede normal prosedür uygulandı, tansiyon ölçüldü, sancı ölçümü yapıldı, serum takıldı. Annemi ve misafirleri karşılayıp, sohbet ettim. Normal regl sancısı gibi sancılar başladı. Canan geldi, ağrıyı regüle edici bir ilaç verdiler serumla beraber. Saat 20.00 gibi yatağa uzandım. Odadakilerle sohbet ediyor, sancılar geçince konuşmaya devam ediyordum. 20.30 gibi sancı dozu biraz daha arttı. Engin elimi tuttu ve nefes egzersizlerine başladık. Saat 21.00’e doğru üç kez gelen yoğun sancıdan sonra bir ıkınma hissiyle şaşırdım. Canan odayı boşalttırdı ve "Geliyor" diye çığlık attı. Hemen doğumhaneye aldılar beni, Engin de yanımdaydı. İkinci ıkınmada yatak değiştiriyordum. Üçüncüde ne yapmam gerektiğini tarif ettiler. Dördüncüyü heyecandan kaçırdım. Beşincide epizotomi ve Canan kızıma dokundu. Altıncıda bebeğim kucağımdaydı. Biz Engin’le ağlıyorduk. Harika bir şeydi.
- Bebeğinizin adının anlamı ne? İsmi kim koydu?
Elaya, Anadolu’da ilk zeytin yetiştirilen kent olan bugünkü Zeytindağ’ın 2000 yıl önceki adı... Ve İngilizce’de zeytin anlamına gelen "olive" kelimesinin kökü... Zeytin ağacı demek. Amber ise güzel koku, cennetin kokusu ve kehribar anlamında.
- Kim buldu bu ilginç adları?
İsimleri ben buldum. Kızımız zeytin ağacı gibi parlak, uzun ömürlü, şifalı, huzurlu, bereketli, sağlıklı olsun istedik.
- Kaç yaşında anne oldunuz?
34 yaşında... Bana göre ideal bir yaş ama herkese göre değişir bu tabii... Bu gibi konuları doktorla konuşmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Herkesin yapısı ve yaşam alışkanlıkları çok farklı çünkü.
- Bebeğinizi kim büyütüyor? Bir yardımcının veya akrabanın bebeği büyütmesi sağlıklı mı sizce?
Bebeğimiz ilk doğduğunda bakıcı kullanmadık. Aslında hálá böyle bir yardım almıyoruz. Çok yoğun olduğumuz dönemlerde annem baktı Elaya’ya. Bir de evimizde yıllardan beri bize yardımcı olan bir ablamız var, o ilgilendi. Ama özellikle yazları yanımızdan ayırmıyoruz onu, hep beraberiz. Yani eşimle ben bakıyoruz kızımıza...
- Sanatçı bir anne olmak gerginlik yaşatıyor mu size? Bebeğinize yeterince ilgi gösterememe, ona istediğiniz kadar zaman ayıramama endişeleri taşıyor musunuz?
Yok, böyle bir endişe taşımıyorum. Zaten iş dışında tüm zamanımızı ona ayırıyoruz. Babası onunla bu kadar ilgilenebildiği için çok şanslı bence... Müthiş özgüvenli.
- Bebeğinizle ilgili gelecek planları yapmaya başladınız mı?
Anne olduğum ilk günlerde yaşadığım endişeler inanılmazdı. Loğusalığın da etkisiyle hemen her konuda endişelenebiliyordum. 20 gün içinde hayat normale dönmeye başladı. Endişlerimden uzaklaşıp, kızımın ve ailemin verdiği keyfi yaşar oldum. Hepimiz için arada dua ediyorum. Sağlıklı ve keyifli olalım, gerisini hallederiz. Geleceğe dair başka bir şey düşünmüyorum.
HAZIR MAMALARA İTİBAR ETMEDİM
Elaya anne sütünü ne kadar aldı? Kaçıncı aydan sonra mama tüketimine başlandı? Elaya 9,5 ay anne sütüyle beslendi. Hazır mamalara pek itibar etmedim. Yemeklerini hep kendim hazırladım. Hálá ev yapımı yoğurt yiyor. 3,5 aylıkken bulunduğumuz yerde taze meyve bulmanın da etkisiyle meyve pürelerine başladı. 6 aylıkken pirinçli mamalara sebze eklendi. Şimdi ev yemekleri, ona uygun yemek yoksa da özel pişirdiğimiz yemekler yiyor. Her türlü meyve ve bakla, enginar dışında her türlü sebzeyi tüketiyor. Doktoruyla beraber inek sütüne iki yaşından sonra başlamasına karar verdik. Balık yemeye de bayılıyor.