Güncelleme Tarihi:
AYŞE TOLGA VE BEBEĞİ (FOTO-GALERİ)
Bebeğiyle ilk kez Parents dergisi için objektif karşısına geçen Tolga, “Doğumdan sonra kalp çakram tamamen açıldı, sadece kendi bebeğime karşı değil tüm bebeklere, hayvanlara, canlılara karşı sevgi dolu oldum. Bu da anneliğin etkisi olsa gerek” diyor.
Planlı bir bebek miydi?
- Evet, planlıydı. 2009’un Ocak ayında karar vermiştim, mayıs ayında da hamile kaldım.
Hamile olduğunuzu nasıl öğrendiniz?
- Çocuk sahibi olmaya karar verdikten dört ay sonra hamile kaldım, fakat bu dört ay bile bana o kadar uzun geldi ki. Yumurtladığım günü doktorlardan öğrenip, “evet bugün hamile kalabilirim” derken doğaya, vücuduna ve bebeğin ne zaman geleceğine dair hiçbir müdahale hakkım olmadığını gördüm. Bir defa her şeyden önce kafaya takmamak, gevşemek gerekiyor. Ben ne zaman ki bunu idrak ettim ve gevşedim, o zaman hamile kaldım. Hiçbir test yaptırmadan da hamile kaldığımı hissetmiştim.
Hamile olduğunuzu öğrenince “oh bee” dediniz mi?
- Tabii ki çok rahatladım, çünkü olmasını istediğiniz bir şeyin olmadığını görünce strese giriyor, “Eyvah daha kaç ay beklemem gerekiyor acaba?” diye korkuya kapılıyorsunuz.
Cinsiyetini ne zaman öğrendiniz?
- Hamileliğimin 16’ncı haftasında kızımız olacağını öğrendim. Açıkçası kendimi erkek çocuğa hazırlamıştım. Kız olduğunu öğrenince biraz korktum çünkü kızların büyüme döneminde anneleriyle problemleri olabiliyor.
BİR AYDA DÖRT KİLO ALINCA UZMANA GİTİM
Hamileliğiniz sırasında beslenmenizde nerelere dikkat ettiniz?
- İlk üç ay biraz şımarıklık yaparak epey yemek yedim. Ağustos ayında dört kilo birden alınca doktorum beni bir beslenme uzmanına yönlendirdi. Daha önce kırmızı et yemiyordum ama hamile kaldığım andan itibaren kırmızı et yemeye özen gösterdim, açıkçası canım da istedi.
Peki ya spor?
- İlk üç ay çok hafif spor ve hamile yogası yaptım. Burak Kalkavan bana çok güzel bir hamilelik sporu programı hazırladı. 36ncı haftaya kadar yürüyüşler, kol ve bacak çalışmaları yaptım. Kısaca doğumda bana yardım edebilecek her türlü bölgeyle ilgili egzersizler yaptım.
Hamilelik kurslarına gittiniz mi?
- Evet, Ayşe Öner’in kursuna gittim. Daha sonra eşimle doğal doğum dersi veren doktor Hakan Çoker’in kursuna katıldık. Jale Dural’ın hamileler kulübünde hamile pilatesi yaptım. Bunları herkese öneriyorum.
En çok neye aşerdiniz?
- ılk aylarda değil de son aylarda çok aşermeye başladım. Mesela canım acayip kavun istiyordu. Bunun dışında kokulara karşı bir hassasiyet başladı. Kötü kokuları midemi ayağa kaldırıyordu.
EŞİMİN DOĞUMA GİRMESİ BANA ÇOK GÜÇ VERDİ
Bir aromaterapici olarak hamileliğiniz boyunca vücut bakımınızda nelere dikkat ettiniz?
- Hamileliğimin ilk dört ayında vücudumda çok ödem oldu. Daha önceden bel fıtığım vardı, tedavi olmuştum, fakat hamilelikte kilo almaya başlayınca bel ağrılarım nüksetti. Yeniden tedavi gördüm. Bunların dışında ayağıma refleksoloji masajı yaptırdım, çok işe yaradı. Zaten bizim dükkanımızda, yani Aisha’da hamile masajı da yapıyoruz. Kendi ürünlerimi bol bol kullandım. Hamileliliğin beşinci ayından itibaren çatlak yağı kullanmaya başladım. Doğal doğumu hedeflediğim için perina yağı kullandım. Bu yağ, doğum sırasında vajina bölgesinin elastikiyetini artırarak yırtık ya da kesik oluşumunu önlüyor. Bu mesaj yağıyla her gün iki üç dakika masaj yaptım. Göğüs ucu bakım kremi de kullandım.
Normal doğum yaptınız değil mi?
- Evet ve gayet güzel geçti.
Eşiniz doğuma girdi mi?
- Evet, birlikteydik. Varlığı bana çok güç verdi. Doğum sırasında avaz avaz bağırıyordum, çıkardığım seslere ikimiz de şaşırıyorduk.
KIZ DA OLSA ERKEK DE ADINI CAN KOYACAKTIK
Can Yael ismini kim seçti?
- Bebek sahibi olmaya karar verdiğimizde, kız ya da erkek fark etmez ona Can ismini koyacağız demiştik. Çünk bir “can” dünyaya geliyor ve sufizmde herkesin özündeki bireye “can” deniyor. Yael de eşimin ve benim ismimin karışımı, ayrıca ıbranice’de Tanrı’nın kızı anlamına geliyor. Can ve Yael isimleri yan yana gelince çok güçlü bir isim çıkıyor ortaya.
Nasıl bir bebek Can Yael?
- Sakin bir bebek. Bunda güzel bir hamilelik geçirmiş olmamın da payı var elbette. O dönemde kendimi çok dinledim, yoga, meditasyon, nefes egzersizleri gibi birçok şey yaptım. Bu anlamda kendime çok iyi baktım ve şımarttım.
Loğusalık geçiriyor musunuz?
- ıniş ve çıkışlarım oldu zaman zaman ama çok uç şeyler yaşamadım.
Emziriyor musunuz?
- Evet, elimden geldiği kadar emzirmeyi düşünüyorum. Emzirmek sadece bebeği beslemekten ibaret bir şey değil, aynı zamanda ona bir ailesi olduğunu hissettiriyor ve güven veriyor.
EVDE HEM OFİS HEM DE LABORATUVARIM VAR
Şu an çalışıyor musunuz?
- Düzenli çalışmamı gerektirecek bir durum yok, işler deli gibi yoğun değil... Aisha’da çok iyi bir elemanım var, her şeyin üstesinden geliyor. Çok yoğunluk olduğu zaman ek kuvvet olarak gidiyorum. Fakat evde çalışmalarım devam ediyor; üst katta bir ofisim, alt katta bir laboratuvarım var.
Anneliğe alıştınız mı?
- Doğumdan sonra kalp çakram tamamen açıldı, sadece kendi bebeğime karşı değil, tüm bebeklere, hayvanlara, canlılara karşı sevgi dolu oldum. Bir bebek dünyaya getirdim ve onun tüm ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüyüm. Bebeğimin ihtiyaçlarını gidermek bana mutluluk veriyor. Can Yael artık iki aylık, birbirimizi iyice tanıdık, zorlu dönemleri atlattık. Bebeği sürekli evde tutmayı düşünen biri değilim ve anne-bebek odaklı yaşamanın daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
ŞIMARIK BİR ÇOCUK YETİŞTİRMEK İSTEMEM
ıleride Can Yael’le hem anne anne-kız hem de arkadaş olursunuz herhalde...
- Evet, ama bu iki kavram arasındaki dengeyi iyi kurmak gerek. Çocuğunla arkadaş gibi olsan da otoriter yanını kaybetmemelisin.
Can Yael’in nasıl bir çocuk olmasını istersiniz peki?
- Her şeye sahip, hiçbir vizyonu olmayan, şımarık bir çocuk yetiştirmek istemem. Sportif, doğaya ve sanata düşkün bir çocuk olsun. Birkaç yıl sonra onu dersten derse koşturmaya da başlamayacağım. Yeteneklerini anlayıp onu birkaç şeye yöneltsem yeter.