Doğum günü hediyem bir playboydu
Güncelleme Tarihi:
Dilek DALLIAĞ / MAGAZİN SERVİSİ
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2005 01:01
Kürt İdris’in oğluyla yaptığı evliliğiyle uzun süre gündemde kalan antikacı Filiz Kansu’nun ‘Geçmişte Yediğim Dolmalar’ adlı kitabı çıktı. Cemiyet hayatının ünlü simalarıyla yaşadığı aşkları da kitapta anlatan Kansu, doğum günü hediyesi olarak kabul ettiği bir playboyla tek gecelik kaçamağından Reha Süren’le ilişkisine kadar birçok anıyı aktardı.
FİLİZ Kansu’nun ‘Geçmişte Yediğim Dolmalar’ adlı kitabı çok konuşulacak. Aşklarını açık açık anlatan Kansu, kitabın bir yerinde, ‘Jaguarcı genç’ olarak söz ettiği ve merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal’a hediye ettiği Jaguar marka otomobille tanınan Mete Küçükberber’i akla getiren, o dönemin playboyunu doğum günü hediyesi olarak kabul edip bir gece birlikte olduğunu anlattı: ‘...sempatik bir genç adam yanımıza gelerek ‘Filiz’ciğim doğum günün kutlu olsun, bilseydik bir güzellik yapardık’ demez mi? ‘Ne yapacaktın, bana da mı bir Jaguar hediye edecektin’ diye sordum. ‘Neden olmasın’ dedi. ‘Peki, o halde seni kendime doğum günü hediyesi olarak kabul ediyorum, haydi kalkalım’ dedim. O sabah, doğum günü hediyemle birlikte olduk.’
REHA SÜREN’LE İLİŞKİSİ
Da Mario’da yemek yediği sırada sırt sırta oturduğu adamın durmadan ipek pardösüsüne bastığını, sonunda kim olduğunu bilmeden terslediği adamın o dönem Funda Güngör ile birliktelik yaşayan Reha Süren olduğunu anlatan Filiz Kansu, onunla yaşadığı ilişkide aşkı tatmadığını da itiraf ediyor: ‘Akşam sözleştiğimiz saatte geldi Reha Bey. Arabası Jaguar’dı onun da, güldüm. Körfez restoranda yer ayırtmıştı. Eski bir mankenle pek de iyi gitmeyen bir ilişkileri olduğunu söyledi. Reha Bey’in ailesinin manken eskisi hanımı onaylamadıklarını bilmeyen yoktu ki. Bütün sosyete kadınlarının, birlikte olabilmek için can attıkları Reha Süren. Hoşlandım ondan. Bazen benim evimde, hafta sonları ise Reha’nın Polonezköy’deki evinde kalıyorduk...’
SUALP’TEN EVLİLİK TEKLİFİ
Reha Süren’le ilişkisi giderek çıkmaza girerken, hayatına Tarkan Sualp’in girdiğini anlatan Kansu, gizli aşkını da satırlara döktü: ‘Bir gün, birisi telefonla aramış ve ‘Ben, Tarkan Sualp. Sizinle tanışmayı çok istiyorum’ demişti. Tanışmak için gerçekten de çok istekli görünüyordu. Caddebostan’da bir İtalyan restoranında buluştuk. Hemen samimi olduk. Bana aşık olmuştu. Bir gün durup dururken ‘Ayrılsana Reha’dan, ayrıl evlenelim seninle’ dedi. ‘Saçmalama Tarkan, senden yedi yaş büyüğüm. Hasta bir babam var. Ayrıca ben artık evlilik yapabileceğimi hiç sanmıyorum’ dedim. 7 Aralık gecesi babam ölmüş, ben Tarkan’la birlikte olmuştum. Bir şeylerin yerine, başka bir şeyler koyarak yaşamaya çalışıyoruz, olmuyor. O geceden sonra, ondan da uzaklaştırdım kendimi hızla...’
TUNCAY KIRATLI’YLA TANIŞMA
Ona ‘Kendim gibi bir adam buldum’ dedirten, Seda Sayan’ın eski eşi Tuncay Kıratlı ile altı ay süren bir ilişki yaşadığını anlatan Kansu, bu ilişkisini de kitabına konu ediyor. Kansu, kız arkadaşıyla bir mekan çıkışında kendilerini takip eden otomobilin onlara yetişmek için sağa sola çarptığını ve sonunda araçtan inen kişinin Kıratlı çıktığını yazıyor ‘Geçmişte Yediğim Dolmalar’da...
VAPURU REHİN ALDIK
İlk gençlik yıllarında öğrenci hareketlerine katılan Filiz Kansu, ‘Suadiye’ vapurunun kaçırılması olayında ön saflarda olduğunu da bu kitabında itiraf etti: ‘Unkapanı Köprüsü kapatılmış, bütün solcu grup ve eylemciler sokaklara taşmıştı. Ne olduysa oldu, birden ortalık karıştı. Biz, birkaç kişi vapur iskelesine yöneldik. Bir vapur hareket etmek üzereydi, 500 yolcusuyla birlikte... Arkamızdan vapura atlamaya çalışan polis vuruldu. Bir diğeri denize düşerek kurtuldu. Kaptan köşkünü ve yolcu salonlarını hakimiyetimize almıştık. Vapurun rotasını değiştirip, hızını son sürate çıkarttık...’
REHA SÜREN’LE İLİŞKİSİ
Da Mario’da yemek yediği sırada sırt sırta oturduğu adamın durmadan ipek pardösüsüne bastığını, sonunda kim olduğunu bilmeden terslediği adamın o dönem Funda Güngör ile birliktelik yaşayan Reha Süren olduğunu anlatan Filiz Kansu, onunla yaşadığı ilişkide aşkı tatmadığını da itiraf ediyor: ‘Akşam sözleştiğimiz saatte geldi Reha Bey. Arabası Jaguar’dı onun da, güldüm. Körfez restoranda yer ayırtmıştı. Eski bir mankenle pek de iyi gitmeyen bir ilişkileri olduğunu söyledi. Reha Bey’in ailesinin manken eskisi hanımı onaylamadıklarını bilmeyen yoktu ki. Bütün sosyete kadınlarının, birlikte olabilmek için can attıkları Reha Süren. Hoşlandım ondan. Bazen benim evimde, hafta sonları ise Reha’nın Polonezköy’deki evinde kalıyorduk...’
SUALP’TEN EVLİLİK TEKLİFİ
Reha Süren’le ilişkisi giderek çıkmaza girerken, hayatına Tarkan Sualp’in girdiğini anlatan Kansu, gizli aşkını da satırlara döktü: ‘Bir gün, birisi telefonla aramış ve ‘Ben, Tarkan Sualp. Sizinle tanışmayı çok istiyorum’ demişti. Tanışmak için gerçekten de çok istekli görünüyordu. Caddebostan’da bir İtalyan restoranında buluştuk. Hemen samimi olduk. Bana aşık olmuştu. Bir gün durup dururken ‘Ayrılsana Reha’dan, ayrıl evlenelim seninle’ dedi. ‘Saçmalama Tarkan, senden yedi yaş büyüğüm. Hasta bir babam var. Ayrıca ben artık evlilik yapabileceğimi hiç sanmıyorum’ dedim. 7 Aralık gecesi babam ölmüş, ben Tarkan’la birlikte olmuştum. Bir şeylerin yerine, başka bir şeyler koyarak yaşamaya çalışıyoruz, olmuyor. O geceden sonra, ondan da uzaklaştırdım kendimi hızla...’
TUNCAY KIRATLI’YLA TANIŞMA
Ona ‘Kendim gibi bir adam buldum’ dedirten, Seda Sayan’ın eski eşi Tuncay Kıratlı ile altı ay süren bir ilişki yaşadığını anlatan Kansu, bu ilişkisini de kitabına konu ediyor. Kansu, kız arkadaşıyla bir mekan çıkışında kendilerini takip eden otomobilin onlara yetişmek için sağa sola çarptığını ve sonunda araçtan inen kişinin Kıratlı çıktığını yazıyor ‘Geçmişte Yediğim Dolmalar’da...
VAPURU REHİN ALDIK
İlk gençlik yıllarında öğrenci hareketlerine katılan Filiz Kansu, ‘Suadiye’ vapurunun kaçırılması olayında ön saflarda olduğunu da bu kitabında itiraf etti: ‘Unkapanı Köprüsü kapatılmış, bütün solcu grup ve eylemciler sokaklara taşmıştı. Ne olduysa oldu, birden ortalık karıştı. Biz, birkaç kişi vapur iskelesine yöneldik. Bir vapur hareket etmek üzereydi, 500 yolcusuyla birlikte... Arkamızdan vapura atlamaya çalışan polis vuruldu. Bir diğeri denize düşerek kurtuldu. Kaptan köşkünü ve yolcu salonlarını hakimiyetimize almıştık. Vapurun rotasını değiştirip, hızını son sürate çıkarttık...’