Güncelleme Tarihi:
Gelişmiş ülkelerde yüzde 15-25 düzeyinde olan sezaryen ile doğum oranı Türkiye’de yüzde 50’ye çıkıyor. Anne adaylarının sezaryen ile doğumu tercih etmelerinde tıbbi gereklerden daha çok, korkular rol oynuyor.
Doğumun 8-15 saate yayılan bir eylem olması ve ağrı korkusu, kadınları sezaryene itiyor. Ancak kadın doğum uzmanları bu durumun normal doğum lehine değişmesi gerektiğini belirtiyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tolga Ergin, “Normal doğumun sevdirilmesi, yaygınlaştırılması ve komplikasyonlarının engellenmesi, doğumu olması gerektiği gibi icra eden doğum uzmanlarının sayesinde olacaktır” diyerek, hamile ile doktoru arasında kurulacak güvene dayalı ilişkinin, korkuların üstesinden gelmede yardımcı olacağını söylüyor.
Ağrıyı kesmede altın standart epidural anestezi
Normal doğumun; ağrıların başladığı, rahmin gereken açıklığa ulaştığı, bebeğin ve plasentanın doğduğu üç evreye ayrıldığını anlatan Ergin, ağrı kesmede altın standardın epidural anestezi olduğunu vurguluyor. Epidural anestezi, omuriliğe belirli bir mesafede takılan katetere verilen ağrı kesici ile gerçekleştiriliyor. Ağrısız doğum için diğer bir seçenek ise suda doğum.
Doğum süreci başladığında anne ve bebek de yakından takip ediliyor. Standart olarak annenin karnına takılan alıcılarla bebeğin kalp ritminin izlendiğini anlatan Doktor, “Bebek doğrudan da takip edebiliyor. Annenin rahim ağzı açıklığı belirli bir safhayı geçtikten sonra, bebeğin başına takılan elektrotlarla oksijen alımını ve kan akımını görebiliyor. Problem olduğunda, anında sezaryen yapabiliyor. Eğer hamilelik sırasında sezaryene karar verildiyse, bebeğin 39. haftadan önce alınmaması gerekiyor, aksi takdirde bebeklerde akciğer sorunu görülebiliyor" diyor.
Sezaryeni “Pubik kemik denilen kemiğin 2-3 cm. üzerinden yatay olarak yapılan bir kesi” olarak tanımlayan Ergin, karın katlarının ardından uterusun kesildiğini ve bebeğin doğumunun bu yolla gerçekleştirildiğini söylüyor. Gelişen ameliyat teknikleri ve anestezi, iyileştirme süreçlerini etkilese de, sezaryende enfeksiyon, kanama ve pıhtılaşma sorunu görülme riski daha yüksek oluyor.
Normal doğum çok avantaj getiriyor
Ergin, “Sonuçta bu zamana kadar tüm memelilerin yaptığı doğum yöntemi. Anne çok çabuk iyileşiyor, hemen ertesi gün bebeğin bakımı ile yakından ilgilenebiliyor. Hemen bebeğini emzirebiliyor. Bütün doğum sürecini yaşayan anne, duygusal açıdan yüksek bir seviyeye çıkıyor, özgüveni artıyor ve bu durum ona, psikolojik olarak avantaj sağlıyor.” diyor.
Sezaryen gerektiren durumlar
• Plasentanın önde olması ya da bebekten erken ayrılması.
• Bebeğin ters gelmesi.
• Annenin ıkınmasını engelleyecek kalp sorunları yaşaması.
• Bebek kordonunun önden gelmesi.
• Çok küçük ya da çok iri bebek.
• Uterusa miyomların alınması vs. gibi daha önceden cerrahi bir müdahale yapılmış olması.
• Aktif herpes (uçuk) bulunması.
Normal doğum başlamışken sezaryen yapılması gerektiren durumlar:
• Bebeğin oksijen alımının ve kalp ritminin bozulması.
• Baş, pelvis uyumsuzluğu denilen bebeğin başı ile annenin kemik yapısının uyuşmaması durumu.
• Rahim ağzının yeterli açıklığa ulaşmaması.
• Mekonyum, yani bebeğin ilk kakasını anne karnında yapması.