Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2002 20:45
Binlerce yıl, Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanının bedenini süsledi dövmeler. Kimi özendiği gücün simgesini, kimi adanmışlığın, sadakatin, bolluğun, nazara ve hastalıklara karşı korunmanın tılsımlı işaretlerini taşıdı üzerinde.
Ancak, büyük kentlerde giderek moda olmasına rağmen yöre gençleri dövmeye ‘‘yabanıl çizikler’’ olarak bakıyor. Ve rağbet olmadığı için bu kültür yavaş yavaş yok oluyor. Atlas Dergisi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da dövmelerin dilini araştırdı. Faik Bulut'un kaleme aldığı, Şebnem Eraş'ın fotoğrafladığı bu ilginç yazının tamamını Atlas Ağustos sayısında okuyabilirsiniz.
Doğuda dövme, doğanın insan bedenine ve onun yaşamına mührünü basmasıdır. İnsan bu şekilde doğayı giyinir, yaşanır kılar. Kendini doğanın efendisi değil, onun eşi, parçası olarak görür. Bu yüzden gündelik hayatında gördüğünü veya efsanelerinde duyduğunu, yakınlık hissettiğini bedenine taşır. Olmak istediği, gerçekleştiremediği ama hayalini süsleyen simgeyi bedenine işler.
Dövme, yapıldığında acı verir ama, bu keyifli bir acıdır. Bu acı daha sonra bedenine güzellik katar, ona yeni anlamlar yükler. Kadınlar için zarifliğin, soyluluğun, güzelliğin; erkekler için gücün belirtisidir. Kötülüklerden koruyacağına, ömrü uzatacağına inanılır.
ACILI, HATTA ÖLDÜRÜCÜ
Dövme, yok edilemeyen bir boya maddesinin belirli bir teknikle altderi yüzeyine işlenmesinden ibarettir. Dövme yaptırma son derece eziyet verici bir işlemdir; kan kaybı ve zaman zaman zehirlenmelere neden olabilir. Bu bakımdan dövmenin bütün bedene aynı anda yapılması sakıncalıdır. Yaklaşık 50 yıl önce Viranşehir'de vücuduna boydan boya dövme yaptırmaya çalışan bir genç kızın bu yüzden hayatını kaybettiği anlatılıyordu. Dövme yapılan organ mendille silinip bezle sarılıyor, yara yaklaşık üç gün içinde kabuk bağlıyor, kabuk sıyrılınca dövme ortaya çıkıyor.
DERİN MANALARI VAR
Buralarda vücutlarını dövmelerle süsleyenler ‘‘Arap adetidir, oradan bize geçmiştir; hiçbir manası yoktur’’ deseler de, insan bedeninin farklı malzemeler kullanılarak değişik yollarla süslenmesinin derin anlamları var: Karın üzerinde V veya V'li haç işareti, baş ağrısını önlermiş. Erkeklerin sağ şakaklarında dokuz noktayla yapılmış güneş kursu, onu taşıyanın her daim sağduyulu, akıllı ve zeki olacağına, ahrette yanmayacağına delaletmiş. Kadın dudaklarındaki yoğun dövmelere dair rivayetler çeşitli. Birine göre, İslam öncesi zamanlarda Mekke pazarında bir erkeğin bir kadını zorla öpmesini protesto eden kadınlar, dudaklarını boyamışlar ve dudak dövmesi böylece başlamış. Bir başka rivayette de bu dövmenin utanç belgesi olarak yapıldığı anlatılıyor.
KUTSANAN ANA TANRIÇA
Kadınların vücutlarına kazıttığı her motif sembolik şifrelerle dolu. Araştırmacılara göre dövmelerdeki şekillerin tümü bir bakıma Ana Tanrıça'nın kutsanmasına dayanıyor. Hayat kaynağı annenin doğurganlığını, ceninin gelişim evrelerini ve nihayet hayat ile ölümü imgeliyor. Akyazı köyündeki kadınlar boyundan göğüse inen dövmelerin anlamını bilmiyor ama ‘‘hayat ağacı’’ motifi Ana Tanrıça inanışından kaynaklanıyor.
UĞURLU YÖN
Haç motifi Hıristiyanlığın bir simgesi diye bilinse de gerçekte bu motifin tarihi çok daha eskilere uzanıyor. Hazal Tato'nun ayak bileğindeki haç işaretinin birçok anlamı var: Renkleriyle birlikte uğurlu yön bildirdiğine, kötü bakışların etkisini yokettiğine inanılıyor. Ucu içe dönük okun deldiği daire ise döllenmenin bir göstergesi olarak doğurganlık ve bereketi simgeliyor.(yanda)
KOLDAKİ YAZIT
Kısas beldesindeki Şaale Nine'nin kolundaki dövmeler, balık, ceren, yıldız, halka, nokta, çentik, düz ve yuvarlak çizgilerden oluşuyor. Her anlamın yükleneceği bu dövmeler Arap Yarımadası, Mezopotamya ve Anadolu'daki mitolojik sembollerin harmanlandığı tarihi bir yazıt gibi.
KIZ ÇOCUĞU DOĞURAN ANNENİN SÜTÜ
Dövmenin temel malzemesi, kız çocuğu doğuran annenin sütü. Çocuğun doğduğunu duyan ahali deqqani (dövmeci) çağırıyor, is elde etmek için tıfıkleri (taş ocak) yakıyor. İs tutmaya bırakılmış tencere indiriliyor ve isi kazınıyor, sütle aynı kaba konup karıştırılıyor. Bedene yapılacak şekil kalemle çizildikten sonra iyice demlenmiş malzeme iğneyle deri altına işleniyor. Altderiye ulaşmak için iğne, diken, keskin kamış, kemik gibi sivri uçlu bir araç kullanılarak yarıklar ve delikler açılır. Bu yarıklara is ve süt karışımı konur. Eskimoların kullandıkları tekniğe göre ise iğneyle delinen ciltteki yarıklar arasından geçirilen boyalı bir iplik vasıtasıyla altderi boyanır. Diğer bir teknik, açılan yarıklara barut, kibrit ve güherçile içeren karışımları yayarak ateşlemektir. Yanan deride hiçbir zaman çıkmayan mavi bir yanık izi oluşur. Dövme yapmada isin yanı sıra kül, çivit, antimuan tozu, kibrit tozu, güherçile, kavrulup dövülmüş kemik tozu, çini mürekkebi, susam yağı, çeşitli bitki özleri, safran, hayvan ödü ve kına katkı maddesi olarak kullanılır. Anne sütü temel karışım sayılır. Bu fotoğraf Viranşehir Açıkyazı köyünden Fatma dövmenin çizim aşamalarını gösteriyor.