Şermin SARIBAŞ
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2005 00:17
Tam bir yıl önce kamuoyu, oyuncu Tamer Karadağlı’nın karıştığı bir seks skandalı ile çalkalandı. Bir taraftan, ‘Şantajcıları yakalattım ama takdir edeceğinize üstüme geliyorsunuz’ derken, diğer taraftan da ‘Tamam kabul ediyorum bir lağım faresi gibi davrandım, herkesten özür dilerim’ diyordu.
Bu konuyu en çok ilgilendiren kişi eşi Arzu Balkan Karadağlı ise, kafa karışıklığından dem vurup ‘Bir gün boşanayım diye uyanıyorum, öteki gün saçmalama insanlar istedi diye bunu yapma diyorum’ diye açıklamalar yapıyordu. Üzerinden geçen bir yılda ilişkilerinde neler yaşandı, hangi hendekleri atladılar, hangilerinde tökezlediler bilmiyoruz. Ama şimdi ikisi de kariyerleri ile ilgili bir yol çizmek için bir iletişim danışmanından hizmet almaya karar vermişler. Peki buna ihtiyaç duymalarında sarsılan imajlarını düzeltmek istemelerinin etkisi var mı? Her ikisi de ‘Kesinlikle yok’ diyor. İletişim danışmanından neler bekliyorlar, yaşadıklarından neler çıkardılar. Tamer-Arzu Karadağlı ve iletişim danışmanları Doret Habib ile birlikte konuştuk.
Bir iletişim danışmanına niçin ihtiyaç duydunuz?
- Arzu Balkan: Yurtdışında oyuncuların bağlı olduğu ajanslar, ajansları da kontrol eden sendikalar var. Sistem çok iyi yürüyor. Oyuncular hedeflerine bu ajanslar yardımıyla daha kolay ulaşabiliyorlar. 3-4 yıldır, hedeflerimize ulaşmaya çalışırken, dış etkilerle uğraşıp enerjimizi dağıtmayalım diye Türkiye’de bu sistemi araştırmaya başladık. Çok uzun araştırmalardan sonra Doret Hanım’a ulaştık. Kendimizi daha iyi ifade edebilmek için buna ihtiyaç duyduk.
Tamer Karadağlı: Benim üstüme düşen görev oyunculuk yapmak. Bunun dışındaki her şeyle bir profesyonel ilgilensin istedik. O an doğru olarak düşündüğüm şeyler, belki de doğru değildir. Güvenebileceğimiz başka bir sese ihtiyaç duyduk. Doret Hanım, hedeflerimize daha kolay gitmemiz için önümüzdeki tümsekleri temizliyor.
DANIŞMAN İHTİYACI OLAY YÜZÜNDEN DEĞİL
Yaşadıklarınızdan sonra inandırıcılığınızın eğreti durması, iletişim danışmanına ihtiyaç duymanızın sebeplerden biri olabilir mi?
- T.K: İnandırıcılığımızın kaybolduğuna da inanmıyorum. Öyle olmuş olsaydı, şimdi oynadığım dizi gün birincisi olmazdı. Açıkçası ben, dışarda bize karşı olumsuz hiçbir şey görmedim. Her röportajda, olayı unuttunuz mu diye karşımıza çıkacaklar. Ama ben unuttum, biz unuttuk. Kimseye bir şey söylemek düşmez. Çünkü sonuçta bu özel hayatımız.
A.B: Kesinlikle bu olay yüzünden iletişim danışmanına ihtiyaç duymadık.
T.K: Dikiz aynasına bakarak gitmiyoruz, önümüze bakıyoruz.
A.B: Kesinlikle öyle.
n Dışarıdan kimsenin sizi eleştirmediğini söylerken samimi misiniz? - T.K: Çok samimi söylüyorum. Okuduğum şeylerle dışarıda karşılaştığım şeyler aynı değil.
n O dönemin hayatınızda en çok neyi kaybettirdiğni düşünüyorsunuz?
- T.K: Kaybettirdiğini değil, kazandırdığını düşünüyorum. Her insanın hayatında inişli çıkışlı dönemler vardır. Algılarım genişledi. Yaptığım her şeyin, aslında ne kadar önemli sonuçlar doğurabildiğini, ne kadar önemli olduğumu gördüm, kendimi o kadar önemsemiyordum. Tamer Karadağlı markası ne kadar önemliymiş ki, 67 gün gazetelere konu oldu. Açıkçası benim marka olmamda gazetecilerin katkısı oldu. İnsan sevdiğine kızarmış, demek ki çok seviliyormuşum. Bu anlamda kazancım çok aslında.
A.B: Ben çok şey kazandım. Çok güçlü olduğumu gördüm, çok güç kazandım. Sevginin ne kadar büyük olduğunu gördüm. Herkes, ‘Seviyor muyum, alışkanlık mı’ diye düşünür ya ben gerçekten çok seviyormuşum. Sevgimiz çok güçlüymüş. Öldürmeyen şey güçlendirirmiş ya, bütün yaşadıklarımız daha sağlam adımlar atmama neden oldu. Bu olaydan çok güçlü çıktık. Ben de marka oldum bu sayede!
n İlişkinize ne ad veriyorsunuz?
- T.K: İlişkimizi çok fazla tarif etmek istemiyoruz. Bu bizim özelimiz. Evliliğimiz başkalarının evliliği gibi olmayabilir. Bizi birbirimize bağlayan çok fazla şey var. 20 yıldır birlikteyiz. Bunu bir anda söküp atmak, ikimiz için de doğru gelmedi. Eğer yolunda gitmeyen şeyler varsa, tamir etmek için uğraşıyoruz. Sevdiğimiz şeye sahip çıkmaya gayret ediyoruz. Bunun bizi daha güçlü kıldığını gördük.
n Meseleyi gömdünüz mü yani?
T.K: Biz gömdük.
A.B: Üzerinden bir yıl geçti.
n Bu olay meslek hayatınıza nasıl yansıdı? Zararı mı faydası mı oldu?
T.K: Profesyonel hayatla, yaşadığımız şeyi ayırmak gerekiyor. O zaman Van Gogh’u da farklı değerlendirmek lazım. Onun deliliğinin sanatsal kişiliğine negatif bir etkisi olmaz ki. O dönemde söylenecek her şey söylendi, yazılacak her şey yazıldı. Bunlara sessiz kaldık.
AYRI PLANLANMAK İSTİYORUZ
Kendinizi çift olarak mı bir marka olarak mı görüyorsunuz? Yoksa ayrı ayrı mı? Öyle görüyorsanız ayrı ayrı planlamak daha doğru olur mu?
- A.B: Kesinlikle ayrı ayrı planlamak istiyoruz. Birlikte çalışmıyoruz, ayrı hedeflerimiz var. Kariyerimizi birlikte kesinlikte düşünmüyoruz. Neden aynı kişiyle çalışıyoruz? Neticede bir çiftiz, yıllarca uğraşıp birini zaten zor bulmuşuz.
n Siz birer marka mısınız?
-
T.K: Evet markayım. Mediacat’ın yaptığı bir araştırmada da marka olarak adım geçiyor. Ama onlar bunu yapmadan da ben kendimi marka olarak görüyordum zaten.
n Sağlam bir marka mı, yaralı, yamalı bir marka mısınız?
- T.K: Sağlam bir markayım. Bir kere şimdiki kuşağın bütün çocukları beni hatırlayacak. O anlamda çok şanslıyım. 15 yılım garanti!
-
A.B: Ben de artık marka oluyorum.
n Yabancı filmlerde oynama şansınızın artacağını düşünüyor musunuz?
- T.K: Hedeflerimin başında
sinema geliyor. Parayı da şöhreti de bu ülkede kazandım. O yüzden burada bir şeyler yapmam lazım.
n Bir aktör düşük profilli mi yoksa sürekli göz önünde mi olmalıdır?
- T.K: Bir aktörün inandırıcılığını koruması için mümkün olduğunda düşük profilli olması gerekiyor. Ama zaman zaman bu elimde olmuyor. Altı gün çekimlerdeyim, yarım gün de seslendirme yapıyorum ama benimle ilgili
haberler tuğla kalınlığında geliyor. Yahu basına malzeme olacak o kadar şey yapmıyorum ki.
n Sadece bir magazin ‘figürü’ olarak hafızalarda kalmaktan mı ürküyorsunuz?
-
T.K: Elbette. Bizim kariyer planlamamız mümkün olduğunca başarıya endeksli. İşime endeksli yaşıyorum.
İKİSİ İÇİN DE ARAŞTIRMA YAPTIKTürkiye’de menajerlik ve basın danışmanlığı yerine, pazarlama iletişim danışmanlığı hizmeti vererek Tamer Karadağlı ve Arzu Balkan Karadağlı’nın kariyer planlamaları ve stratejilerini geliştiriyoruz. Yaptığımız focus grup araştırmasında Tamer Karadağlı’nın kişiliğinin, oynadığı rollerle kısıtlı kaldığını gördük. Bu oyunculuk başarısından kaynaklansa da olabildiğince Tamer Karadağlı’nın eğitimi, sanat geçmişi, altyapısını ve oynadığı projeler ile ilgili detaylı bilgi vereceğiz. Televizyon dışında da planladığımız ve seçtiğimiz yeni projeler ile ilgili bilgileri paylaşacağız. Arzu Balkan Karadağlı için yaptığımız araştırmalarda ise hayranlarının kendisini aile ve çocuklarla ilgili projelerde görmek istediğini tespit ettik. Üniversite öğretim görevlisi geçmişinden yararlanarak pedagoji bilgisini oyunculuğu ile birleştireceğiz. Gelen dizi ve diğer teklifleri bu çerçevede değerlendireceğiz.