DNA testinden sonra bile onlara hâlâ çocuklarım diyorum

Güncelleme Tarihi:

DNA testinden sonra bile onlara hâlâ çocuklarım diyorum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2009 00:00

Osman Çürümez’in (46) yaşadıkları, hayal kırıklığı kelimesinin tam karşılığı. 21 yıllık karısı bir gün onu arıyor ve aynen şunları söylüyor: “Senden ayrılıyorum, çocukları alıyorum, haa, bir de o çocuklar senden değil haberin olsun.”

Haberin Devamı

Osman Çürümez’in yüzüne tokat gibi inen bu sözler, dünyasının bir daha asla eskisi gibi olmayacağının ipucu. O, aslında bir tekstil işçisi ama işsizlik yüzünden şimdi çöpleri karıştırarak geçimini sağlıyor. Eski eşi Nimet Çürümez’e (36) açtığı boşanma ve babalık davalarının bütün masraflarını da bu işi yaparak karşıladı. “Bu kadını öldür ya öldürt” baskılarının boyun eğmedi. “Onu Allah’a bildirdim. Sadece sabredeceğim” diyor. Osman Çürümez hikayesini şöyle anlatıyor.

Nimet’le 1987 yılında Denizli’nin bir köyünde tanıştık. Güzel bir düğünle evlendik ve İzmir’e yerleştik. 1994 yılında oğlumuz oldu. 1998’de bir de kızımız. Ben bir tekstil atölyesinde çalışıyordum. İşsiz kaldığım zamanlar oldu ama eve hep ekmek getirdim. İşportacılık yaptım, simit sattım, çöpten hurda topladım. Çok paramız yoktu ama huzurluyduk.
2005 yılında büyük bir kavgamız oldu. Karımdan şüphelenmiyordum, kıskançlığım da yoktu. Ama 15 yıllık üst kat komşumuzun kocasıyla ilgili olarak bazı hareketlerinden rahatsız olmaya başlamıştım. Ona hiç laf söyletmiyor, sürekli övüyordu. Bunda bir iş var deyip, cüzdanını karıştırdım ve aile dostumuzun kocasının resmini buldum. Hemen hesap sormadım, ama bir hafta sonra patladım. Yatak odasına çektim, cüzdanını istedim, fotoğrafı koyduğum yerde buldum. “Bu ne” dedim. “Çocuklar alıp koymuştur” dedi hiç üzerinde durmadan. Ben kızınca, bu defa komşularımızın çocuklarına attı suçu. O kadar sinirlendim ki, iki tokat attım.
TELEFONDA ÇOCUKLAR SENDEN DEĞİL DEDİ
Yine de çocuklarımın anasıydı, namusuna laf gelsin istemiyordum. O gün “Bu konuyu burada kapatalım” dedim. O komşularla da görüşmemesini söyledim. Sonradan öğrendiğime göre eşim, ankesörlü telefondan sürekli komşunun evini arıyor, “Kocanı elinden alacağım” diyormuş. Sonunda kadın, sesinden tanımış. Eşim de, “Kocanı elde edemedim, etseydim İzmir’i terk edecektim” diye itiraf etmiş.
İstanbul’da bir kot yıkama fabrikasında iş bulunca İstanbul’a gitmeye karar verdim. Ama her haftasonu yine İzmir’e dönüyordum. Geçtiğimiz yıl mart ayında, ben çalışırken eşim aradı. “Evdeki eşyaları iğneden ipliğe kadar sattım, çocukları da aldım, senden ayrılıyorum” dedi. Şaka yapıyor sandım, gülmeye başladım. “Ne gülüyorsun, aptal mısın? İki gün önce senden para istemiştim ya, işte o taşınma parasıydı” diye bir de fırça attı. “Ne diyorsun sen, çocukların okulu var” dedim, “Hah ben de onu söyleyecektim zaten, o çocuklar senden değil” deyip telefonu yüzüme kapadı.
Yere yığılmışım. Şu an bile o sözler kulaklarımda çınlıyor. İzmir’e yola koyuldum. Eve gittim, baktım hakikaten bomboş. Savcılığa suç duyurusunda bulundum, boşanma davası açtım. Çocukların benden olup olmadığının anlaşılması için babalık davası da açtım.
Eşimle o telefon konuşmasından sonra, ilk kez boşanma mahkemesinde karşılaştım. Görür görmez nefretle doldum ama sakin olmaya çalıştım. Yanıma geldi, “Babalık davası açma, DNA testi de isteme, senden nafaka istemeyeceğim” dedi. Ben yine de babalık davasını açtım ama “Allah’ım ne olur çocuklar benden olsun” diye yalvarıyordum. İçimde küçücük bir ümit vardı. Ama bir yıl sonra DNA
sonuçları gelince çocukların benden olmadığı kesinleşti.
HERKES BU KADINI ÖLDÜR DİYE BASKI YAPTI
İzmir’e döner dönmez arkadaşlarıyla, aile dostlarımızla, akrabalarımla konuşarak bu konuyu araştırmaya başladım. Küçük kız kardeşim, “Ablama bir sor belki onun söyleyecek bir şeyi vardır” deyince, ablama gittim. Önce söylemek istemedi, ısrar ettim, sonunda eşimin kocasıyla zaman zaman telefonla konuştuklarını ima etti. Eşimle eniştem çok şakalaşırlardı ama ben art niyetli olmadığım için aklımın ucundan bir şey geçmezdi. Kondularabilir miyim böyle bir şeyi? Akrabalarım şüphe ettikleri halde bana niye söylemediler, diye delirdim. Şimdi hiçbiriyle konuşmuyorum. Hepsinden nefret ettim.
Tanıdığım herkes, “Bu kadını öldür ya da öldürt” diye üzerime geldi. “Sen adam mısın, bunu yanına bırakıyorsun” diye ısrar ettiler. Kimsenin baskısına boyun eğmedim. Çöpleri karıştırarak kazandığım paralarla mahkemeleri açtım. Dünya adaleti de, ilahi adalet de benden yana olacak biliyorum. Ben onu Allah’a bildirdim. Sadece sabredeceğim.
Ben eski eşime, hep, “Aşkım, hayatım” dedim. Ona ne ihanet ettim, ne hakkında kötü düşündüm. Artık ağlamak istesem de ağlayamıyorum. Bir kez rüyamda gördüm. Kalktım ve Allah’a yalvardım: “Ne olur rüyalarıma bile sokma bu kadını.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!