DNA’mızı çıkaran marka

Güncelleme Tarihi:

DNA’mızı çıkaran marka
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2010 00:00

Üretiminin büyük bölümü Türkiye’de gerçekleştiren Hugo Boss şimdi de Türk pazarının peşinde. Mağaza sayısını 22’ye çıkarmaya hedefleyen markanın stratejisiyse ilginç: Müşterinin DNA’sını çıkarmak

Dünya pazarında satışını yaptığı takım elbise ve gömlek üretiminin büyük bir bölümünü İzmir’deki fabrikasında gerçekleştiren Hugo Boss önümüzde üç yılda Türkiye’de mağaza sayısını 22’ye çıkarmayı hedefliyor. Büyümeyi dünya çapında partiyle duyurmayı planlayan firmanın CEO’su Cyaus Dietrich Lahrs, Stutgart-Metzingen’deki ana merkezde Türkiye ile ilgili hedeflerini anlattı.

Türkiye’de para harcamayı ve marka giyinmeyi seven genç bir kitle olduğunu söyleyen Lahrs’a göre rakipleri Burberry ve Polo Ralph Lauren gibi kalburüstü markalar. 1924’te kurulan Hugo Boss erkek takım elbisesinden yola çıktıkları için erkek odaklı biliniyor. 1998’ten itibaren kadınlara da koleksiyon üreten firmanın müşterilerinin yüzde 80 erkek yüzde 20 kadın. Klasik giyinmeyi sevenlere yönelik Black Men, Black Women ve Black Sportswear, rengi tercih edenler içinse Orange ve Green gruplarının ayrı tasarım ekipleri var.

TAKLİTLE BAŞ EDEMEYİZ

Hindistan ve Amerika’nın da aralarında bulunduğu pek çok ülkeden tasarımcıları toplayan Hugo Boss’un yıllık gelirinin yüzde beşini tasarıma harcadığına dikkat çeken CEO, tasarım ekibinin çalışma şeklini de anlatıyor: “Önce kıyafeti kimin giyeceğini tasarlıyoruz. Yani hedeflediğimiz kişi ne yer, ne içer, hangi müziği dinler, nelerden hoşlanır, yaşam tarzı nasıldır? Yani tüketicinin DNA’sını çıkarıp öyle giydiriyoruz.” Türkiye’de kendilerine ait çok sayıda taklit ürünün de satıldığından haberdar olduklarını ama bunu engelleyemeyeceklerini belirten Lahrs’a göre başarılı olan mutlaka taklit edilir ve bu fayda sağlıyor: “Taklit ürünleri satın alanlar zaten bizim müşterimiz değil.”

ALİ AĞAOĞLU’NUN PARTİSİNE KIRMIZI PANTOLON

Hugo Boss’un Türkiye CEO’su Sezai Kaya Türkiye’deki mağazalarında kişiye özel gardırop tasarımcılarının bulunduğunu söylüyor: “Mağazamızda kendinizi, yaşam tarzınızı, ne tür ortamlarda bulunduğunuzu anlatıyorsunuz. Elemanımız sizinle birlikte evinize geliyor ve gardırobunuzu düzenliyor. Nelere ihtiyacınız olup olmadığını anlatıyor. Eksikleriniz tamamlanıyor ve alternatifli kombinleme yapılıyor. Örneğin Ali Ağaoğlu’nun partisine davet edildiniz, telefon açıp ne giymeniz gerektiğini soruyorsunuz, elemanımız diyor ki, “Bekleyin hemen kırmızı bir pantolon getiriyorum. Dolabınızdaki desenli gömlekle kombinleyeceksiniz.”

Sandalet içine çorap asla
BOSS’UN KREATİF DİREKTÖRLERİ ALLEN VE LEBO

Ne zamandır Hugo Boss için çalışıyorsunuz?
EYAN ALLEN (BOSS ORANGE): 2007’de Hugo’da kreatif direktör olarak başladım, 2008 sonunda da Hugo Orange’ın marka ve kreatif direktörü oldum.
KEVIN LEBO (BOSS BLACK): 11 yıldır... 2009’dan beri Boss Black ve Boss Selection’un marka ve kreatif direktörüyüm.
Yeni bir ürün tasarlarken neyi göz önünde bulunduruyorsunuz?
ALLEN: Her şeye çok önem veriyoruz; şekil, silüet, kesim ve renk benim için aynı önceliklere sahip...
LOBO: Kavramsal tasarım olmalı. Kendini tanıtma değeri de önemli. Ekibimle buna çok dikkat ediyoruz.
Yeni trendleri nasıl yaratıyorsunuz?
ALLEN: Seyahat etmek ve değişik kültürleri görmek ve her çeşit sanat tasarımlarımı etkiliyor.
LOBO: Trendler ilham ve önerilerimle gelişiyor ama seyahat, sanat, edebiyat, müzik ve mimari de hayal gücümü geliştiriyor.
Gelecek yıl kadınlar ve erkekler ne giyecek?
ALLEN: Kadınlar kıvrılmış jean şortlar, boru kesim jeanler, üniforma görünümlü ceketler; erkekler de bisikletçi ceketleriyle forma gibi pantolonlar, rahat tişörtler giyecek.
LOBO: Erkekler slim, iki düğmeli ceketler giyecek. En büyük ilham denizci ve askeri modelleri.
Sizce ‘asla olmamalı’ dediğiniz şey nedir?
ALLEN: Erkekler asla sandaletler içine çorap giymemeli
LOBO: Kötü zevk sahibi olmak en kötü şey!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!