Dizilerde yapılan sanat değil

Güncelleme Tarihi:

Dizilerde yapılan sanat değil
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2009 00:00

Serhat Tutumluer, dizilerin tiyatrodan daha popüler olmasından şikayetçi.

Haberin Devamı

“Ben dizilerde oynadım ve gördüm ki, orada yapılan sanat değil. Orası bambaşka ticari bir sektör. Artık tiyatroya önem vermenin zamanı geldi.”

Tiyatroya önem vermenin zamanı geldi

Dolapdere’deki Talimhane Tiyatrosu’nun sahnelediği Martin McDonagh’ın ödüllü eseri “Yastık Adam”da oynayan, son olarak da Zeki Demirkubuz’un yönettiği  “Kıskanmak” filminde rol alan Serhat Tutumluer, “Tiyatroya gereken önemi vermenin zamanı geldi” diyor.

Neden “Yastık Adam”ı seçtiniz?
- Çünkü çok başarılı bir oyun. Oyunun yazarı Martin McDonagh, Avrupa’da çok özel bir yere sahip... Onun oyunu Türkiye’de ilk kez oynanacak. Bu oyun Broadway ve Londra’da kapalı gişe oynayan oyunlar arasında. 

Peki oyunun hikayesi nedir?
- Oyunun öyküsü kabaca şöyle: Şehirde ceryan etmekte olan bazı çocuk cinayetlerinin hikayeleriyle benzeşmesinden ötürü hikaye yazarı Katurian sorguya çekiliyor. Ama hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı anlaşılıyor. Yazar hikâyeleri kurtulsun diye çok ilginç bir yol izliyor...  Martin McDonagh, Avrupa’daki birçok rejim ve sosyolojik olguyu tek süzgeçten geçiriyor ve şöyle altın bir cümle kullanıyor oyunun konusu için: “Totaliter bir ülkede bir yazar.” Çok doğru bir kavram. McDonagh, bunu Avrupa’da diyor ama bizim durumumuz da onun anlattığından çok da farklı değil. İzleyicileri sinir bozucu bir kara komedi sunuyoruz. Etkileyici bir totoliter rejim eleştirisi var. Oyun ayrıca çocukluğa önem vermemizi öğütlüyor.

Oyunda hangi karakteri canlandırı-yorsunuz?
- Benim karakterim hikaye yazarı Katurian. Bir abisi var ama oyun içinde onun bir engelli olduğunu anlıyoruz. İki dedektif var ve sorguya çekiyorlar yazarı. Sorgu sırasında yazar kendini savunuyor, ikilemde kalıyor vs...

Oyunda kimler var?
- Yönetmenimiz Mehmet Ergen. Bekir Çiçekdemir, Murat Karasu ve Yurdaer Okur rol alıyor.

HÂLÂ UMUDUM VAR

Yeni bir tiyatrosunuz. Alışkanlık olan tiyatrolar arasında kendinize yer bulabilecek misiniz?
- Tiyatro daha inşaat halindeyken “Kız Tavlama Sanatı” oyunuyla festivalde açtık burayı. Kim gelir kim gelmez derken biletler satışa çıktığının ikinci günü tükendi. Kapıdan gelenleri de geri çevirmek zorunda kalmıştık. Bu anlamda bir sıkıntımız olacağını sanmıyorum. Mesela bu oyuna gelenler gülerken “Ama bu böyle miydi” diyecekleri için tekrar oyunumuzu izleyecektir. Sürümden kazanmak için bilet fiyatlarını düşük tuttuk.  

İstanbul’daki tiyatroları nasıl buluyorsunuz? Malum bir çok ödül buradaki tiyatrolara veriliyor.
- Özellikle İstanbul odaklı bir ödüllendirme sistemi söz konusu. İstifa etmiş bir Şehir Tiyatrosu oyuncusu olarak Kocaeli Şehir Tiyatrosu’nda oyunlar çıkarttığımızda da bunu gördük. Çeşitli illerdeki ödenekli tiyatro oyuncuları arkadaşlarımızı küstürüyorlar. Bu şevk kırıcı bir durum. Ödül semboliktir ama manevi anlamda önemlidir. Diğer bölgelerde de kapalı gişe oynayan çok güzel oyunlar var. Onlara da gerekli önemin verilmesi gerekiyor. 

Peki siz neden İstanbul’a geldiniz?
- Kocaeli Şehir Tiyatroları hayatımın ilkbaharı, gençliğin ilk ateşiyle kurulmuş bir tiyatroydu. Unutulan şu ki, biz halkı eğitiyoruz. O zaman halkı eğitecek insanları düzgün seçmek gerekli. Oradaki birçok arkadaşım dizi oyunculuğu yapabilirlerdi ama bunu seçmediler. Duyuyorum mesela, adam sokakta yürürken “A sen şusun” diyor, ona dizideki adıyla hitap ediyor. O oyuncu arkadaşım diyor ki “Aynı adamın evi tiyatroya 50 metre mesafede.” Çoğu bilmediği oyuncuları ekranlardan tanıyorlar. Ben İstanbul’a geldim ve sıfırdan başlıyorum şu an. Popüler kültürün içinde olmamın tek nedeni sizinle röportaj yapmak ve söyleyeceklerimi daha fazla insanın duymasını sağlamak ve bir de sinema yapmak. Çoğunun aklında popüler kültürün bir parçası olmak adına bulmacalarda bile çıkmak yatıyor. 

Dizilerde oynamak sizi tatmin ediyor mu?
- İçinde oldum ve ben de gördüm ki orada yapılan sanat değil. Orası bambaşka ticari bir sektör. Bunu dizileri yermek için söylemiyorum. Sektörleşirse her şey daha iyi olacak. Her ne kadar dizilerde oynamak istemesem de, koşullarımı düzeltmeye çalışsam da hâlâ umudum var ve işin içinde kalmaya devam edeceğim.

Haberin Devamı

Yine bir dönem filminde oynadım

Destekçisi olduğunuz Talimhane Tiyatrosu neden bir açılıp bir kapanıyor?
- Daha tam açılamadık. Özel izinlerle tiyatro oynuyoruz. 2010 kültür başkenti sahnelerinden biriyiz ve birçok tiyatro oyunlarını oynamak istediği için özel izinle açabildik. Ama durumumuzu da görenler olacaktır. 

Zeki Demirkubuz’un “Kıskanmak” filminde de yer alıyorsunuz. Yine bir dönem filminde izleyeceğiz sizi.
- Evet gariptir ki, “Cenneti Beklerken” ve “Devrim Arabaları”nın ardından şimdi yine bir dönem filminde rol aldım. Nahid Sırrı Örik’in 1946 yılında yayınlanan aynı adlı romanından uyarlanan film, 1930’lı yıllarda Zonguldak’ta geçiyor. Şu an post prodüksiyon aşamasında. Filmde kıskanmanın tüm boyutları enine boyuna inceleniyor. Tek bir başrol yok ama güçlü bir kadın karakteri var. Filmde Berrak Tüzünataç ve Nergis Öztürk de rol aldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!