Diyette başarılı erkeklerin arkasında yine eşleri var

- İnsanları zayıflamaya bedenle ilgili estetik kaygılar mı daha çok motive ediyor, yoksa sağlıkla ilgili endişeler mi?
- Aslında bu yola insanları estetik kaygılardan uzaklaştırma misyonuyla çıktım. Altı yıldır binlerce kişiye bireysel danışmanlık yaptım. Kilo vermek ve beden imajı mesleki tirajımızı gerçekten artırıyor. Ama bunu tercih etmedim. Öncelikle hep sağlığı konuştum. Herkesin estetik kaygılarını dinledim, bunu da asla göz ardı etmedim ama “Önce sağlık” dedim.
- Halen çok satan bazı diyet kitapları ekmek başta olmak üzere karbonhidratları, ara öğünleri yasaklıyor, proteine yükleniyor. Karbonhidratsız bir yaşam mümkün mü?
- En popüler diyet kitaplarının kötü karakteri karbonhidratlar, iyi karakterleriyse proteinler. Doğrudur, düşük karbonhidratlı diyet listeleri hızla kilo kaybettiriyor. Fakat sağlık açısından birçok riski de beraberinde getiriyor. Bu yüzden bilimsel anlamda desteklemiyoruz ve de uygulamıyoruz. Bu kitaplar genelde sezonluk zayıflama kitapları. Her yıl farklı isimlerle karşımıza çıkıyor. Karbonhidratsız bir yaşam asla mümkün değil. Günlük beslenmeyle alınan gıdaların en az yüzde 50’si karbonhidratlardan karşılanmalı.
- Protein diyetlerini aşkla uygulayan doktorlar var...
- Diyette başarıyı hızlı kilo olarak tanımlarsanız, evet, protein diyetleriyle başarılı olursunuz. Yeterli ve dengeli beslenmenin insan sağlığı üzerindeki etkisini net bilmeyenler bu diyet sistemlerini savunuyor. Biz diyetisyenler hiçbir zaman protein diyetlerini önermiyoruz. Çünkü risklerini net olarak biliyoruz. Kandaki kolesterol seviyelerini olumsuz etkiliyor, böbrek fonksiyonları açısından riskli, kan ürik asit seviyesini artırıyor ve gut hastalığına neden oluyor, kemik erimesi yapıyor, kanser riskini, depresyona yatkınlığı, yaşlanmayı tetikliyor. Ve kesinlikle verilen kilolar sonradan küdbekat fazlasıyla geri geliyor.

BESİNLERİN KİMLİKLERİ

- Vücut yanlış diyetlerin bedelini nasıl ödüyor?
- Kaybedilen kilolar tekrar alınıyor, metabolizma ve tiroid hızı yavaşlıyor, safra kesesi sorunları yaşanıyor, vitamin ve mineral yetersizliklerine neden oluyor, cilt elastikiyetini kaybediyor, saç ve tırnak kalitesinin bozulmasına neden oluyor, damar kalitesi bozuluyor, yaşlandırıyor ve iştah metabolizmasında kontrolsüzlüğe neden oluyor.
- Sloganınız ‘doya doya zayıfla’. Kulağa hoş geliyor ama nasıl mümkün oluyor?
- Bu slogan aslında danışmanlık verdiğim birinin hediyesi. Yaklaşık 35 kilo vermesine yardım ettiğim için “Sisteminizi öğrendim: Hiç aç bırakmıyorsunuz, doyura doyura zayıflatıyorsunuz” demişti. Yeterli, dengeli ve keyifli bir diyet sistemi uyguluyorum. İnsanı hem ruhen hem de bedenen doyuruyor. Besinlerin kimliklerini tanıtıyorum. Böylece insanlar sevdiği yiyeceklerden mahrum kalmadan zayıflıyor.
- Danışanlarınız arasında siyasetçiler de, sanatçılar da var. Meslek, yaş ve cinsiyet besinlerle kurduğumuz ilişkide etkili mi?
- Yaş ve cinsiyet diyeti fizyolojik anlamda kesinlikle etkiliyor. Meslekse diyetinizin sosyal yanını etkiliyor. Ancak, fizyolojik gerçeklerden çok sosyal gerçekler diyette daha etkili. Yaşımız ilerledikçe de kilo probleminize ayırdığınız süre biraz daha artıyor. Erkekler metabolik gerçeklerden dolayı daha kolay ve kısa sürede zayıflıyor. Tabii ki diyette başarılı erkeklerin arkasında yine eşleri var.
- “Ruh ve bedeni birlikte doyurmak lazım” diyorsunuz. Bu, çikolata, makarna, kebap yiyebilirsiniz anlamına mı geliyor?
- Aslında bu durum daha bebek anne memesindeyken başlıyor. Her yiyeceğin zihnimizde bir hikâyesi var. Bazı hikâyeler gerçekten o besini tüketim miktarını çok etkiliyor. İnsanoğlu temelde mahrumiyet hissinden hoşlanmıyor. Üstelik mahrumiyet hissi yaşatan diyet listeleriyle mutsuz zayıflıyor. Kiloları tekrar geri alıyor hem de kısıtladığı yiyeceklerden. Ruhunuzu ve bedeninizi doyurmak için vazgeçemediğiniz gıdaları belirleyin. Bu, çocukluğunuzda annenizin yaptığı yaprak sarması da olabilir, babanızın her akşam getirdiği bir çikolata da. Ve bu yiyeceklere diyet listenizde mutlaka yer verin ki ruhunuzu ve bedeninizi doyurarak zayıflatın.

EKMEĞİME DOKUNMA

‘Ekmeğime dokunma’ kampanyası yaptım. Ekmeği de savunuyorum çünkü ekmeksiz diyet olmaz. Yıllardır binlerce danışanımı ekmek yedirerek zayıflattım. Tam buğday, çavdar, çok tahıllı, kepekli, yulaflı gibi ekmek tercihi doğru yapıldığında iştah ve tatlı kontrolü daha kolay yapılıyor, beyne tokluk hissi daha hızlı gidiyor, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı oluyor, geri dönüşümsüz kilo vermenizi sağlıyor, B grubu vitaminleriyle ruhu sakinleştiriyor.

İSTANBULLULAR HIZLI ANKARALILAR SABIRLI

- Kısa zaman öncesine kadar İstanbul’da da danışmanlık hizmeti verdiniz. İstanbullular mı daha kolay zayıflıyor, başkentliler mi?
- Hamileliğim nedeniyle altı aydır sadece Ankara’dayım. Ama halen İstanbul’dan, çoy sayıda seferi danışanım var. İstanbul’da diyet kültürü Ankara’ya göre oldukça farklı. İstanbul’da insanlar hızlı yaşıyor, çok çalışıyor, hızlı yemek yiyor ve ne yazık ki hızlı zayıflamak istiyor. Ankaralı danışanlarımız daha sabırlı.

BEN DE ANOREKSİYA NERVOZA OLMUŞTUM

Üniversiteye geldiğim ilk yıl, üç ayda yaklaşık 23 kilo aldım. Ekmek arası patates kızartmaları, çikolatalar ve annelerin gönderdiği yiyecek kolileriyle... Sonra uyguladığım yanlış diyet listeleriyle kısa sürede kilolarımın çoğunu kaybettim ama ne yazık ki sadece kilolarımı kaybetmemiştim. Ruhsal anlamda da bir çöküntü yaşadım ve ciddi bir depresyona girdim. Akabinde 24 gün yemek yiyemedim ve anoreksiya nervoza yani yemek yememe sorunuyla karşı karşıya kaldım. Hemen ve bilinçli müdahale ettiğimiz için bu sorundan kurtuldum.