Güncelleme Tarihi:
Her ikisi de tip 1 diyabet hastası olan Phil Southerland ve Joe Eldridge, 2003’te üniversitede düzenlenen bir bisiklet yarışında tanıştı. İkisi de tip 1 diyabet hastasıydı ve insülin yaparak yaşamlarını sürdürüyordu. Phil’e yedi aylıkken, Joe’ya ise 10 yaşında tanı konmuştu. Phil kan şekerini kontrol etme konusunda titizdi. Joe ise ihmalci. Yarıştan sonra arkadaşlıkları sürdü. Phil, Joe’nun diyabetini iyi yönetemediğinin farkındaydı. Arkadaşını, kan şekerini kontrol altına almak için motive etmeye karar verdi. İddiaya girdiler, kimin kan şekeri seviyesi daha yüksek çıkarsa, akşam yemeğini o ısmarlayacaktı. Kazanan taraf hep Phil oldu, üç ay boyunca dışarıda yemek yediler. Ancak Joe da çabaladı ve kan şekerini yönetmeye başladı. Joe’nin diyabetle ilgili parametrelerinde ciddi düzelmeler oldu. Joe’nun bu değişiminden etkilenen Phil, bunun diğer diyabetlilere ilham verebileceğini düşündü. ABD’de Georgia Athens’dan Tallahassee’ye 300 millik bisiklet yarışına katılma fikri Joe’dan çıktı. Ama önce takımlarına bir isim bulmaları gerekti. Joe’nin bulduğu Team Type 1 (Tip 1) kısa şekliyle TT1 takımın adı oldu.
400 DOLARLA TAKIMI KURDULAR
Şubat 2005’te, buldukları 400 dolarlık bir yardımla bankada takım adına hesap açtılar. Kartvizit ve özel tişört siparişi verdiler. Hedefleri yaklaşan bir tura katılmaktı ve ne kadar tişört satarlarsa, bu yarışa katılma ihtimalleri de o kadar artacaktı. Yarışa katılmayı başardılar. Yarış boyunca diğer bisikletçilere hikayelerini ve hayallerini anlatıp, tişörtlerini sattılar.
100 millik yarış sonrası akşam yemeğinde tanıştıkları biri, Amerika’nın ötesinde yarışma fikrini verdi. Phil ve Joe önce bunun çok çılgın bir fikir olacağını düşündü. Sonra “Race Across Amerika’ya katılalım ve bunu tip 1 diyabetlilerden oluşan bir takımla yapalım” dediler. Sekiz diyabetliden oluşan Tip 1 Takımı, 2005’te ilk kez katıldığı Race Across America’dan sonra yarışı dört defa kazanmakla kalmadı, bir de rekor kırdı. Aynı yıl ilaç firması Sanofi-Aventis büyük sponsor olarak adını takıma kattı. 2008’de takım büyüyerek bünyesine Profesyonel Avrupa Takımı’nı aldı. Bu takımda dört tane, tip 1 diyabeti olan yarışçı da vardı. 2009’da Triathlon Takımı, Geliştirme Takımı, Kadınlar Profesyonel Takımı ve Tip 2 Takımı da bünyelerine katıldı.
Bugün takımda 68 atlet var. Diyet, egzersiz, en iyi tedavi ve son teknolojiyle diyabetin kontrol altına alınabileceğini tüm dünyaya yaymaya çalışıyorlar. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yarışıp, son üç yılda 200’ün üzerinde yarış kazandılar. 24 kez ilk 10, 9 kez ilk 3 sıralamasında yer aldılar. Türkiye’ye gelen 8 sporcudan Maartijn Verschoor tip 1 diyabet hastası ve tüm parkuru tamamladı.
BU OYUNDA KURAL YOK KÜÇÜK AYARLAMALAR VAR
Tip 1 takımının yönetim kurulu başkanı 29 yaşındaki Phil Southerland, iki yıl önce sakatlandı. Şu anda keyif için pedal çeviriyor. Diyabetliler için çalışmaya devam eden Southerland anlatıyor:
DİYABETİN HAYATIMI ETKİLEMESİNE İZİN VERMİYORUM: Diyabet yüzünden hayatımda hiçbir şeyi reddetmiş veya geri çevirmiş değilim. Bahsettiğim küçük ayarlamalar sayesinde hayatımda hep ‘evet’ler oldu. Her gün ortalama 7-10 kez insülin iğnesi yapıyorum. Ne zaman yapmak istersem, iğneyi çıkarır yaparım. İnsanların bakıp bakmadığını önemsemiyorum. Bunu saklanması gereken bir şey olarak görmüyorum. Aksine insanlarla diyabet hakkında konuşmak hoşuma gidiyor.
29 YILDIR DİYABET OYUNU’NU OYNUYORUM: Yedi aylıkken diyabetle tanıştım. Diyabet Oyunu’nda kurallar yoktur, sadece küçük ayarlamalar var. Deneyimli bir diyabetli olarak kan şekerini yönetmek zor gelmiyor. Tabii ki hiç beklemediğiniz anda başınıza yeni bir şeyler geliyor ama bu tip durumlarda bile kendinizi ayarlamayı bilmelisiniz. Sağlığım konusunda son derece titiz ve özenliyim. Diyabet hastası olmasaydım bile yediklerimin sağlıklı olmasına ve düzenli spor yapmaya özen gösterirdim. Sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz diyabeti daha kolay kontrol edilebilir yapıyor. Eğer canım dondurma çekerse yiyorum. Önemli olan doğru ölçüde insülini almak ve mutlaka sonrasında kontrol edip emin olmak.
BİSİKLETE BİNMEYİ ÇOK SEVİYORUM: Bisikleti kullanmamızın tek nedeni bisiklet sevgimiz. Tıpkı yaşamdaki gibi, yarışlar sırasında küçük ayarlar gerekiyor. Yarıştan önce güçlü ve sağlıklı rejimle kendimizi destekliyoruz. Takımımızın bir numaralı sponsoru olan ilaç firmasıyla diyabet kontrolü için birlikte 360’a yakın platform oluşturduk. Colnago ve Shimano bisikletleri de partnerlerimiz.
Hastalık yapan mikroorganizmalar nemli ve sıcak ortam sever
Bazı ortamlar istenmeyen mikroorganizmaların yerleşmesi için ideal. Mutfak, banyo gibi nemli, sulu ortama sahip yerlerde, buharla artan sıcaklık zehirleyici, hasta yapıcı dost olmayan mikroorganizmalara davetiye çıkarıyor. Bunlarla baş etmenin yolu temizlikten yani hijyenden geçiyor.
* Nemi önlemek için havalandırmayı ihmal etmeyin. Unutmayın, mutfak evin en serin yeri olmalı, 22 dereceyi aşmamalı.
* Sebze ve meyveleri yıkamadan, ancak havası alınmış kaplarda saklayın.
* Buzdolaplarını temizlemeyi ihmal etmeyin.
* Yiyeceklerinizi uygun koşullarda saklayın.
* Tezgah, fayans, aspiratör ve filtrelerini uygun temizleme malzemeleriyle sık sık temizleyin.
* Banyo, tuvalet ve küvetlere dikkat. Mantar ve bakterilerin sevdiği bu ortamları da mümkünse her gün temizlemek ve havalandırmak lazım.
Menopoz hazların başlangıcı olabilir
ŞİFA KÜTÜPHANESİ
Jinekolog Dr. Christiane Northrup, ‘Menopozla Gelen Gizli Hazlar’ kitabında menopoz çağındaki kadınlara, “Hayat şimdi başlıyor” diyor. Menopozun sonun başlangıcı olmadığını vurgulayan ve yeni hazları hatırlatan kitap, Faal Yayıncılık’tan, 15 lira.
Zayıflamaya süt desteği
TAMAMLAYICI TIP
Sütü ve süt ürünlerini hayatından çıkarmaya çalışan, sayıları giderek artan bir grup var. Ancak diyetisyen Canan Aksoy, sütle ilgili bir hatırlatmada bulunuyor. Sütün içindeki kalsiyum, doğal bir yağ attırıcı. Öğünlerde alınan süt ve ürünleri, öğünle beraber alınan yağın emilimini azalttığı gibi, yapısındaki kalsiyum, yağa yapışarak dışkı yoluyla atılmasını sağlıyor. Dolasıyla zayıflamak istiyorsunuz, öğünlerinizde yağsız süt ve yoğurda yer verin.
Ertuğrul Özkök (Köşe yazarı)
SAĞLIĞIM İÇİN
MUTLAKA YAPARIM: Sabaha iki büyük kupa kahve ve klasik müzikle başlarım. Yatakta hayal kurarım. Her gün 40 dakika yüzerim. Buhar odasına girerim, 2-3 kadeh şarap içerim.
ASLA YAPMAM: ‘Şunu asla yapmam’ diye büyük prensiplerim yok. Sigara içmem, beyaz ekmek yememeye gayret ederim. Geceleri fazla çıkmam.
MUTLAKA YAPACAĞIM: Yemen’de Shibam’a gitmek istiyorum. Mutlak, gazetecilikte kendime yeni tarzlar bulacağım. “Yedi Büyük Günah” kitabını bitireceğim. Türkiye çılgın proje neymiş görecek!
UZUN LAFIN KISASI
YANLIŞ: Eşcinsellik bir hastalık veya tercihtir. Tedavi edilebilir. Tercih değişebilir.
DOĞRU: Eşcinsellik ne bir hastalık ne de tercih. Cinsel kimlik. Tedaviye gerek yok, değişmez.