Röportaj: Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2005 00:00
Bugünkü Ramazan Sohbeti konuklarımız, ‘Tepetaklak’ adlı oyunlarının prömiyerini dün akşam Tiyatro İstanbul Profilo’da gerçekleştiren Metin Serezli, Nilgün Belgün, Şebnem Özinal ve Volkan Severcan... İftar mönülerinden anılara uzanan keyifli söyleşiden çıkan sonuç ise; bu grup her dem çılgın!
Önce Tiyatro İstanbul bünyesinde başlayan ‘Tepetaklak’ oyununuzdaki rollerinizi öğrenelim...
Nilgün Belgün: Metin’in (Serezli) yani hiç evlenmemiş Jack karakterinin yine evde kalmış uçuk kaçık kız kardeşi rolündeyim. Bütün hayatına karışıyor, onu annesi gibi seviyorum.
Şebnem Özinal: Ben de Jack’in 14 yıllık birliktelikten sonra, dokuz aylık hamileyken evlendiği karısını oynuyorum. Fakat düğün günü Jack’in sevgilisi oyuna dahil oluyor. Ben sahnede doğuran bir gelinim falan... Çok eğlenceli yani.
Volkan Severcan: Ben de Jack’in sevgilisi Giselle’in ağabeyiyim. Gisele’in ölüm haberini vereyim diye gelip ortalığı karıştırıyorum.
Nilgün Belgün: Oyun çok sürprizli. Hatta ben rap bile söylüyorum. İzlemek gerek!
- Nilgün Hanım, artık sizi rap, tekno, hip-hop partilerinde mi göreceğiz dersiniz?
Nilgün Belgün: Bilemem. Çok hoşuma gitmeye başladı bu rap işi... Hatta rap’çi de olabilirim belki, belli mi olur! Hepimiz birer çatlağız ve bir aradayız işte burada. Çok da mutluyuz.
-
Metin Bey siz susuyorsunuz...
Metin Serezli: Özel hayatımızda grup olarak çatlağız, ama oyun içinde son derece disiplinli, son derece başarılı bir ekibiz. Bizim tiyatromuzun amacı da kaliteli ve başarılı oyuncuları bir araya getirmek zaten... Jack’e gelince... Jack reklam evi sahibi bir adam. Fransa Cumhurbaşkanı adayının reklam kampanyasını yürütüyor ve son derece de çapkın. Ama 14 yıldır tek bir kadınla, yani Şebnem’le birlikte. Dokuz aylık hamilelik işin içine girince evlenmeye razı oluyor. Ama düğün günü sevgilisi Tahiti’den kalkıp gelince işler karışıyor.
BİR GARİP RAMAZAN KURGUSU
- Biraz da Ramazan sohbeti yapalım...
Metin Serezli: İçimizde en dindar Nilgün Belgün’dür, teybi ona uzatıyorum...
Nilgün Belgün: Sen Ramazan’ları bize göre daha iyi hatırlarsın diye söze senin başlamanı isterdim doğrusu. Aramızda en büyük, en saygı duyduğumuz sensin. Geçmişi bize hatırlatacak olan da...
Metin Serezli: Tabii tabii... Ver teybi de hatırladığım bir Ramazan anısını anlatayım. Nilgün evinde bizi iftara davet etmişti... Hakikaten inanılmaz bir sofra hazırlamıştı. Ama o günlerde oruç nasıl açılır diye bir kaygı yoktu! Böyle tartışmalar olmuyordu. Bütün sevdiği arkadaşlarının oruç açmak için en sevdiği yiyecekleri koymuştu, mesela benim için hurma! Volkan için zeytin...
- Volkan da vardı yani...
Metin Serezli: Tabii. Bu benim hatırladığım en eski Ramazan bu arada!
Nilgün Belgün: Metin bu bizim bundan önceki hayatımızda mı olmuştu?
Metin Serezli: Sen öyle de! Ertesi gün de o oruçlu halimizle Şebnem’in doğduğu hastaneye gittik. Şebnem’in annesi de çok dindardı ama doğum yaptı diye orucunu tutamadı o gün!
Nilgün Belgün: Hatta Şebnem’in adını hiç unutmuyorum Volkan koymuştu!
Volkan Severcan: Tabii, ben 64 yaşlarındaydım değil mi o zaman!
Nilgün Belgün: Ben Volkan Ağabey diyordum galiba. Sonradan yaşım ilerleyince Volkan demeye başladım.
- İlginç bir Ramazan kurgusu yaptınız...
Metin Serezli: Eskiler her zaman derlerdi ki, ‘İstanbul’da tiyatro 11 ay oynamaz, yalnız Ramazan gecelerinde oynar...’ Gerçekten geleneksel Türk tiyatrosunun büyük sanatçıları sadece 30 gün oynarlarmış. Büyük eğlenceler, kantolar, dramalar, komediler, iftar ile sahur arasında olurmuş. Sonra bu gelenek ortadan kalktı, çünkü tiyatro bütün yıla yayıldı. İşte yine bir Ramazan ayındayız ve oyunumuzun başlama günü bile tesadüfen bu aya denk geldi. Bayram gelecek ve İstanbullular belki seyahate çıkacaklar ama İzmir, Diyarbakır, Ankara, Kars’tan gelecek olan izleyicilerimiz için tiyatromuzu açık tutacağız.
NEFSE HAKİM OLMAK ŞART
- Unutamadığınız Ramazan anılarınız desem...
Metin Serezli: Ne kadar enteresan olur bilmiyorum ama çocukluğumuzda, Ramazan’ın ilk iftarında mutlak surette her aile akrabalarla bir araya gelirdi. Bayramlarda da keza öyle... Bunun eksikliğini duymuyor değiliz. Çünkü şimdi bayram deyince insanların aklına tatil geliyor. Tatil fırsat bilinip çeşitli yerlere gidiliyor ve kopukluk yaşanıyor. Benim için dünyada en önemli şey aile birliğidir. Aile birliği için de Ramazan ayları ve bayramlar çok önemlidir. İnsanların zaten günlük koşuşturmaca içinde sevdikleri ve aileleriyle bir araya gelmeleri çok zor. Ramazan ve bayram işte bunlar için bulunmaz fırsat... Ayrıca Ramazan’da tiyatronun zevki başka oluyor, çünkü bütün gün oruç tuttuktan sonra tiyatroya gidiyorsunuz, eğleniyorsunuz, gülüyorsunuz, kafanızdan birçok şeyi atıp evinize gidip, hafif bir sahur yemeği yiyip yatıyorsunuz...
Nilgün Belgün: Benim babaannem gayrimüslimdi, dedemle evlenince Müslüman oldu. Sofia’ydı, Selma adını aldı. Hiç unutmuyorum, o gayrimüslim babaannem, geceyarısı sahurda kalkar ve dedeme taze pilav yapardı. Ve dedem namaz kılarken o arkasında eli el üzerinde onu beklerdi. Babaannem gayrimüslüm olduğu halde, bizim bayramımıza bu kadar yakındı.
- Oyuna ilgi nasıl?
Nilgün Belgün: Ramazan’da sahnelemeye başlayacağımız için tedirgindim. Ama bir baktım dört gün için yer kalmamış şimdiden... Kapalı gişe oynayacağımıza göre eski günlere dönüyoruz, bu beni çok mutlu etti.
- Son olarak Nilgün Hanım ve Şebnem’e sorayım. Ramazan’da bazı kadınlar giysilerine daha dikkat ederler, dekolteden kaçınırlar. Sizde durum ne?
Nilgün Belgün: Bende bir kapalılık var ama ne kadar... Nilgün’ce bir kapatılış işte canım...
Şebnem Özinal: Bana kalırsa biz kapandık yeterince...
RAMAZAN SOFRALARI BİR BAŞKAMetin Serezli: Zaten Türk mutfağı çok zengindir, evlerde çok güzel yemekler yapılır. Ama Ramazan’da ayrı bir özen gösterilir. Tabii ben bütün gün oruçluyduk, akşam bari bir aylık
yemek yiyelim fikrine tamamen karşıyım. Çünkü Ramazan’ın esası nefsine hakim olmak, dünyevi nimetlerden uzak kalabilmek... Aynı imkanları bulamayan insanların şartlarını hissedebilmek. Ramazan ayı bunun için var. İslam hayatı kolaylaştırmak üzere kurulmuş bir dindir.
Nilgün Belgün: Bir kere ne olursa olsun, benim mönümün sonunda güllaç olsun.
Şebnem Özinal: Zaten Ramazan başladığından beri provalarda olduğumuz için bizim mönümüz simit ve peynirden ibaret...