Dinleyenleri şapka çıkartıyor

''Gecenin Melon Şapkası'' 104.0 Radyo D’de 23:00/ 01:00 arası dinleyicileriyle buluşuyor. 15 yıldır süregelen radyo programcılığının yanında beşi şiir, ikisi roman olmak üzere 7 kitaba imza atmış biri. Melon Şapka, kendini tekrar edip duran radyo dünyasına farklı tarzıyla cevap veren bir yapıda, pazardan perşembeye mikrofonun ucunca…�

Radyoculuk serüveniniz nasıl başladı?

Meslek olarak aklımda olmayan bir şeydi. Milliyet gazetesinde grafik müdürü olarak çalışıyorum. O yıllarda özel radyolar kuruluyor. Bana bir gün radyoda konuş dediler. Ben de “Boşluğa asla konuşamam, telesekretere bile not bırakamam” demiştim. Yaparsın dediler ve kendimi yayın odasında buldum. İlk defa profesyonel kulaklık ve mikrofonla tanıştım. Bir şeyler söyle dediler. "Yaslanın gecenin yıldızı koltuğuna, uzatın ayaklarınızı beyazın bulutlara, sakın unutmayın gecenin melon şapkası sizin yanınızda" dedim. O gün bu gündür o işleyiş devam ediyor.

Mahlasınızda ilginç ‘’Melon Şapka’’ bunun öyküsü nasıl yazıldı?

Yaptığım işle hayatımdaki adımım aynı olsun istemedim. Yani bir Mehmet usta vardır ama boyacıdır. Bur da benim yaptığım iş radyo programı ama bunu yapanda bir simge olsun istedim. Ayrıca Melon Şapka, Kemal Atatürk’ün şapka devriminde taktığı ilk şapkadır. Bir devrimi getirmiştir şapkayla beraber.

Peki, çevreniz sizi Melon Şapka ismiyle nasıl karşıladı? �

Şimdi yıllardır kullanmış olduğunuz bir isminiz var. Mesela Ahmet, size bir başkası Mehmet Bey diye hitap ederse tabii bunu kabullenmek zor olur. Ben hiç kimseye bir baskı uygulamadım. Annem bile bana Melon diyor. Arkadaşlarım zaten Melon olarak biliyorlar beni. Yani beni sevdikleri için, inandıkları için bu şekilde benimsediler.

Programınızda hangi yaş grubuna hitap ediyorsunuz?

Herhangi bir kıstas yok. Mesela şemsiye olarak özetliye bilirim sana. Geçmiş programlarda canlı yayın bağlantılarımız olurdu. Yayına bağlanan her dinleyiciden yaş, meslek, eğitim gibi sorular sorardık. Çıkan sonuç adeta bir şemsiyeyi andırıyordu. 7’den 70’e…

Şapka saygınlaştı. Örneğin, Bey oldu, Sayın oldu, Ağabey oldu.

Benim imza günlerim olur. Mesela 7 yaşındaki bir dinleyicim elinde kitabımı imzalatmak ister. ‘’Şapka ağabey bu kitabı imzalar mısın’’ diye hitap eder bana. Bir belediye başkanı Sayın Melon diye anons eder. Önceleri programda asıl ismimi merak eden dinleyici çok olurdu. Artık kabullendiler. Saygı duyuyorlar ve gerçek ismimi söylemem için ısrar etmiyorlar.

Haftanın beş günü aynı ruh hali biraz zor olmuyor mu? Nasıl hazırlanıyorsunuz?

Orası benim için bir doğumhane gibi orayı izole etmek gerekir. Mesele bu işe başladığım dönemde annem yoğun bakımdaydı ve ben yayındaydım. Ve ben asla anne diye seslenmedim bu çok ciddi bir şeydir. Buradan bu işe gönül verenlere tavsiye orası tamamen izole olmak gerektirir. Programa hazırlanırken özel bir çalışma sarf etmiyorum �

Peki, "Gecenin Melon Şapkası"nın içinde neler var?

Aslında program bir şiir programından ziyade güzel sohbet havasında geçiyor. Dinleyicilerimizde SMS yoluyla katılıp bu sohbete eşlik edebiliyorlar. Program içerisinde okuduğum şiirlerde daha çok anlaşılır şiirlere yer vermeye çalışıyorum. Yani sözcüklerde bazen şairler fazlaca kelime oyunu dediğimiz mısralara yer veriyorlar bunlar dinleyici tarafından anlaşılmamasına neden olabiliyor. Ayrıca program içerisinde ülke sınırları dışında dinleyicilerimiz oluyor. Çok ilginçtir Tel-Aviv’den de S.Arabistan’dan da dinleyicilerimizden mesaj atıp sohbetimize eşlik edebiliyorlar.

Programınız tam 15 yıldır devam ediyor bu devamlılığın sırrı nedir?

Samimi olmak. Ben dışarıda nasıl bir ruh halindeysem canlı yayın odasına girdiğimde de aynı ruh haliyle giriyorum. Yani kalıplaşmıyorum. Yayına girdiğim zaman farklı bir insan olmuyorum. Ayrıca yediğim yemeklerin yerlerini akşam yayında söylemedim için... Programlarda arkadaşlarıma selam söylemediğim için... Gizli reklamlar yapmadığım için...

Radyoculuktan televizyona adım atan çokça isim var. Sizinde böyle bir projeniz var mı?

Hayır, kesinlikle yapmayı düşünmüyorum. Bir zaman Best Fm’deyken Best TV’de destek için yapmışlığım var. Fakat TV’de şiir programı yapılmaz. Çünkü gelen telefonlarda ve mesajlarda sunucunun kıyafeti, gözlüğü, kasketi merak konusu oluyor. Program daha çok görselliğe hitap ederken şiir başka bir şey program olarak anlayışından sapıyor.

Sanal dünyayla ilginiz nasıl, Mesela adınıza Facebook’ta ‘’Gecenin melon şapkasıyla dinlenenler’’ isimli bir grup kurulmuş takip eder misiniz?

Evet, takip ederim. Zaman buldukça neler yazmışlar diye bakarım, daha çok dikkat ederseniz orada belli bir yaş ölçüsü yok. Bir dinleyicimle tanıştık. İtalya-Türkiye arasında gidip gelen uzun zamandır beni dinliyormuş. İtalya’da bir hanımla evleniyor, Evde programı uydu aracılığıyla TV’den dinliyormuş. Bir gece yine beni dinlerken eşi de habersiz onun yanına gelir.programa ara verirken baktım eşim yayımda dedi. Ve eşi ayıldım demiş. Adam da sen nasıl dinliyorsun Türkçe konuşuyor demiş. Kadının vermiş olduğu cevap çok ilginç, ‘’Adamın sesi o kadar güzel ki bu adam kötü bir şey söylemez ‘’  diyor.  İşte ben bunu dinlerken çok şaşırmıştım işte dinleyiciyle bütünleşmek lazım…

Şiir kitaplarınızdan bahseder misiniz?

Melon Şapka adıyla yazdığım 7 kitabım var; ikisi roman denemesi.