Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2007 00:00
Son günlerde her köşe başından Ferhat Göçer’in Cennet şarkısı yükseliyor. Şarkının bestecisi Bülent Özdemir’in yakaladığı ilk hit şarkı değil bu.
Özdemir, bundan iki yıl önce ortalığı kasıp kavuran, sözlerini Sezen Aksu’nun yazdığı, Sibel Can’ın yorumladığı Lale Devri’nin de, Ebru Gündeş’in son şarkısı Kaçak’ın da bestecisi. İlk bestesi Deli Kızın Türküsü’nü Sezen Aksu için yapan Özdemir, Lale Devri’nin patlamasından sonra, müzik dünyasında gözlerin bir anda kendisine çevrilmesine neden oldu. Ajda Pekkan, Işın Karaca, Ebru Gündeş ve Ferhat Göçer son albümlerinde ondan beste almayı ihmal etmedi. Öğrendik ki, pop müzik alanında üretiyor olmasına rağmen gönlünde hálá Frank Zappa, Deep Purple, John McLaughlin ve Chick Corea yatıyor.
İzmir Karşıyakalı olan Bülent Özdemir, müziğe 14 yaşında davul çalarak başladığını, müzik sevdası yüzünden ortaokulu yarıda bıraktığını söylüyor:. "İzmir’de yazları düğünlerin yapıldığı bir açıkhava salonu vardı. Anılar diye bir orkestra çalıyordu, onları dinlerdim. Davulcuya yavaş yavaş yanaştım. Konser öncesi, sonrası, aletlerini toplarken, kurarken yardım etmeye başladım. Çalarken çok dikkatli izlerdim. Eve gelince sandalyeleri bir araya toplar, elime çatal, bıçak ne geçerse alır, ondan gördüklerimi yapmaya çalışırdım."
Özdemir, bir gece düğüne davulcunun gelmeyişinden yararlanıyor ve "Ben çalarım" diyerek ortaya atılıyor. Grup üyeleri çaresizlikten, çalmasına izin veriyorlar. "O gece bir çaldım, hepsi hayretler içinde kaldı. Hiç eğitim almamıştım. Ertesi gün öğrendik ki, davulcu gizlice Almanya’ya kaçmış. O dönemler Almanya’nın Türkiye’den yoğun olarak işçi aldığı dönemler." Bunun üzerine grubun yeni davulcusu Bülent Özdemir oluyor. Bir süre sonra davul çalmak yetmeyince, gitarı da öğreniyor.
İzmir Fuarı nedeniyle her yıl Zeki Müren, Muazzez Abacı ve Nilüfer gibi Türk müziğinin önemli isimlerinin arkasında çalan Özdemir, 1984’te kendi müzik zevki için Absolute Band diye bir grup kuruyor. "Bu grupla caz ve rock ağırlıklı bir repertuvarla kafamıza göre takıldık. Pek çok barda ve kulüpte performans yaptık." 1986’da apar topar Bodrum’a gitmeye karar veriyorlar, amaç daha fazla para kazanmak. "Orada ne yapacağımızla ilgili hiç fikrimiz yoktu. Bodrum’a girer girmez Halikarnas’ın orada, bir otel sahibi adam arabamıza geldi. Saçlarımız uzundu o zamanlar. Adam, Siz müzisyene benziyorsunuz, benim otelimin böyle bir bahçesi var, boş duruyor. Gelin burada canlı müzik yapın, ne kazanırsak yarı yarıya paylaşalım, deyiverdi. Heyecanla kabul ettik teklifi. O zamanlar da Bodrum’un en güzel zamanları. Ama hiç canlı müzik yapılan bir mekan yoktu. Bizim yaptığımız performanslar öyle ilgi gördü ki, her gece deniz kıyısına kadar doldu taştı mekan. O yaz Robert De Niro’dan Al Pacino’ya, Dustin Hoffman’a kadar herkes oradaydı. De Niro’ya imzalattığım tişörtüm bile var" diyor.
Grup performansının yanısıra, Bodrum Efe Bar’da solo performanslara başlar. Türkçe şarkılar söylerken, bir gece
Akrep Nalan’la tanıştırılıyor ve ikili oluyorlar. "1987’den 92’ye kadar aralıksız her yaz, Akrep’le Bodrum’da tam anlamıyla yıkıp geçtik ortalığı. Öyle acayip bir şey oldu ki, ünümüz Bodrum’dan tüm Türkiye’ye yayıldı. Ahmet Ertegün sayesinde Barbara Stereisand’ a kadar pek çok yabancı ünlü bizi izlemeye geldi. 1990’da İstanbul’a transfer olduk. Memos Bar’da söylemeye başladık." İkilinin yolları 1993’te ayrılıyor.
O güne kadar hep şarkı söyleyen Bülent Özdemir, Sezen Aksu sayesinde beste yapmaya başlıyor. İlk bestesi de bir Gülten Akın şiiri olan Deli Kızın Türküsü. Sezen Aksu besteyi çok beğeniyor ve adını albümüne bile veriyor.
Deli Kızın Türküsü’nden sonra Yıldız Tilbe’nin 3 milyon satan ilk albümünün prodüktörlüğü ve aranjörlüğünü üstleniyor. Ardından Hazal, Nükhet Duru, Aşkın Nur Yengi gibi isimlere beste veriyor. En büyük çıkışı ise hiç şüphesiz 2005 yılında bestelediği, Sezen Aksu’nun sözlerini yazdığı Lale Devri şarkısıyla oluyor: "Sezen bana bir gece, "Bülent öyle bir şarkı yap ki, yüzyıllar geçse de çalınsın, unutulmasın" dedi. O motivasyonla odaya kapandım, iki saat sonra Lale Devri’nin bestesi bitmişti. Sezen çok heyecanlandı. Hemen bana kağıt kalem getirin, dedi. Ben çaldım, o yarım saatte yazdı sözleri. O esnada Sibel Can geldi. Sibel, ben bu şarkıyı istiyorum, dedi. Hemen Sezen’le birlikte stüdyoya girip söylediler. Sezen bana öyle demeseydi belki bu şarkı çıkmayacaktı. Onun enerjisi beni çok etkiliyor, bana ilham veriyor. Evinde tüylerim diken diken bir halde dolaşıyorum. Onun sözleri ve benim müziklerim de ruh olarak birbirine çok uydu."
ŞARKILARINI SÖYLEYENLER NE DEDİSİBEL CAN: Bülent Türkiye’nin çok kıymetli ve yetenekli müzisyenlerinden biri. Lale Devri’nin bestesini çaldığında Sezen de ben de çok etkilendik. Sözler ortaya çıkınca heyecanım daha da arttı. Ne kadar mutluyum ki albüm çıkar çıkmaz şarkı çok sevildi ve Türk müziği klasikleri arasına girdi. Ben konserlerime klasik Türk müziği eserleriyle başlardım hep, Lale Devri o kadar ilgi gördü ki artık onunla başlıyorum.
FERHAT GÖÇER: Şarkıları Türk müzik dinleyicisinin nabzını çok iyi tutuyor. O kadar duygusal ve samimi ki melodileri... Cennet şarkısıyla bir kez daha şahit oldum, her kesimden insanı etkileyebilme gücüne sahip.
IŞIN KARACA: Türkiye’nin en önemli bestecilerinden biridir. Ama gizli kalmış bir yetenektir. Bence değeri geç bilinmiş bir müzik emekçisi.
KİM, HANGİ BESTESİNİ SÖYLEDİ?
Sibel Can: Lale Devri, Özledin mi,
Sezen Aksu: Deli Kızın Türküsü, Kınalı Kuzum,
Ferhat Göçer: Cennet,
Ebru Gündeş: Kaçak,
Ajda Pekkan: Amazon, Senden Sonra Tufan,
Yıldız Tilbe: Sana Değer,
Işın Karaca: Kalp Tanrı’ya Emanet,
Nükhet Duru: Uslandım Artık,
Aşkın Nur Yengi: Siyah Beyaz,
Hazal: Bozuyorum Yeminimi,
Nilüfer: Hüzün